Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, açmış oldukları davada taleplerinin menfi tespit istemine ilişkin olup, taleplerinin bir miktar paranın ödenmesi ve yahut tazminat istemi olmadığını, TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, işbu davanın arabuluculuğa başvuru zorunluluğu olmayan bir dava olup bu sebepten dolayı da arabuluculuk dava şartı bulunmadığını, menfi tespit davasıyla ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nin 2019/521 Esas 2019/423 Karar 21.03.2019 karar tarihli dosyasında vermiş olduğu kararda: ''Menfi tespit davaları bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır....
Menfi tespit talebi bakımından zorunlu arabuluculuk söz konusu olmakla davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine" karar verilmiştir....
Mahkemece davalı ... ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, menfi tespit talebi yönünden ise dava tarihi itibariyle davacının davalıya 28.840,40 TL borçlu olduğunun tespitine dair verilen karar taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemiz 04.11.2015 tarih ve 2014/10348 E.-2015/7058 K. sayılı ilamıyla, davacının tapu iptal ve tecsil istemi yönünden harç yatırılmadığından sadece açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, husumetten reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, miktarı belirtilen menfi tespit davasının kabul ve reddedilen kısım üzerinden taraflar yararına avukatlık ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, ayrıca HUMK'nın 416, 417. HMK'nın 326. maddeleri uyarınca davanın kabul ve red oranına göre diğer yargılama masraflarının paylaştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuştur....
Hal böyle olunca, mahkemenin dava dilekçesi üzerine dava şartları arasında sayılan kesin yetki hususunu inceleyip usulden red kararı vermesi usul ekonomisine de uygun ise de, dava dilekçesinde ipoteğin fekki talebi ile birlikte menfi tespit istemi de bulunmaktadır. Menfi tespit istemi yönünden kesin yetki hali söz konusu olmadığından ve kesin olmayan yetki hallerinde mahkemenin yetki konusunda re’sen inceleme yapması aynı Kanunun 19 ve 117.maddelerine aykırılık oluşturduğundan, menfi tespit talebi yönünden de bu aşamada usulden red kararı verilmesi hukuki dinlenilme hakkının (HMK.nın m.27) ihlali sonucunu doğurduğundan, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, hükmün gerekçesinde kesin yetkiden bahsedilerek usulden ret kararı verilmesi gerektiğinden söz edildiği halde hüküm fıkrasında “dava dilekçesinin görev yönünden reddine”şeklinde karar verilmiş olması da gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturduğundan usul ve yasaya aykırıdır....
in oğlunun nişanlısı olduğunu, yine devir tarihinde ev hanımı olup gelir getirici bir işte çalışmadığını, söz konusu taşınmazların tek bir sözleşme ile tek seferde davalıya müstakbel kayınvalidesi tarafından devredildiğini, tüm bu hususlar dikkate alındığında söz konusu devir işlemin muvazaalı olup davacının mirastan feragat sözleşmesinden kaynaklanan hakkını engellemeye yönelik olduğunu, gabin savunması bakımından anılan sözleşmenin fesih olduğuna dair dosyada delil bulunmadığını gerekçe göstererek davanın kabulüne; davalı ... ...in dahili davalı ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2022/96 Esas KARAR NO:2023/150 DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:14/02/2022 KARAR TARİHİ:01/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı; davalı şirket tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafa icra dosyasında göründüğü gibi bir borcunun bulunmadığını, icra dosyasına yatan paranın davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra dosyasına konu borçtan dolayı davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitini, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacı hakkında iki tane icra takibi başlatıldığını, icra takibinden sonra davacı tarafından haricen bir kısım ödemeler yapıldığını, davalı tarafından ödeme taahhüdünde bulunduğu .... İcra Müdürlüğü'nün ......
alacağa mahsuben ihale yoluyla aldığını ve adına tescil ettirdiğini, kolluğa yaptığı şikayet üzerine davalı hakkında Varto Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/11 Esas, 23013/49 Karar sayılı dosyasında tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiğini, ceza mahkemesi kararının Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlayacağını, taşınmazların davalı adına tescili nedeniyle yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak davalı aleyhine açılan davada Varto Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/198 Esas, 2016/151 Karar sayılı kararı ile menfi tespit talebinin kabulü ile birlikte tapu iptal tescile karar verildiğini, kararın ilgili Yargıtay dairesi tarafından ıslahla menfi tespit talep edilemeyeceğinden menfi tespit talebi yönünden usulüne uygun dava açılması için tarafa süre verilerek menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi için bozulduğunu, bozma ilamı üzerine mahkemece verilen süre içinde işbu menfi tespit davasının açıldığını belirterek müvekkilinin...
Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/252 Esas sayılı dosyada davalı tarafın eldeki davada iptali talep edilen mirastan feragat sözleşmesi nedeniyle tarafına böyle bir talepte bulunamayacağını ileri sürdüğünü ve Mahkemece eldeki dosyanın bekletici mesele yapıldığını, bahsi geçen dosyada karar verilebilmesi için mirastan feragat sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesi gerektiğini, davacının bu nedenle davada hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı lehine bozulması istemi ile temyiz yasa yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirastan payının devri sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1....
Esas sayılı menfi tespit talepli dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelendiğinde; huzurdaki dosyanın tarafları ile .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/... Esas sayılı dosyasının taraflarının aynı olması, her iki davada da "... Mah. ... Sok. N:6 .../İstanbul" adresinde yer alan elektrik tüketiminden kaynaklı olarak yargılama yapıldığı, mahkememizin işbu dosyasının aynı adreste bulunan borca ilişkin itirazın iptali istemi olduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkilediği, dosyamızın diğer dosya ile hukuki ve fiili bağlantısı bulunduğundan ve usul ekonomisi ilkesi uyarınca, yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-892 Esas, 2020/305 Karar Sayılı, 02.06.2020 Tarihli "... İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....
de bulunmadığını, menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün kesin hüküm olarak itirazın iptali davasını etkileyecekse de bu durumda en fazla iki davanın birleştirilmesi, bu mümkün olmazsa, menfi tespit davasının, sonra açılan itirazın iptali davasında bekletici mesele yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....