Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, vasiyetnamenin açılması dosya aslının dosya içerisine getirtilmesi, kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti, karar kesinleşmemiş ise davacı tarafa vasiyetnamenin açılması dosyasında verilen kararı kesinleştirmek üzere süre verilmesi, ölü davalı T11 mirasçılarının davadan haberdar edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken ölü davalı mirasçıları davadan haberdar edilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemenin kabulüne göre de, vasiyet bırakanın babası kök muris Mehmet Dülger adına kayıtlı taşınmazın vasiyet bırakana düşen hisse miktarının iptali ile vasiyetname gereği davacı adına tesciline, karar verilmesi gerekirken Mehmet Dülger adına kayıtlı payın tamamının iptaline karar verilerek hüküm kurulması da doğru olmamıştır....

Noterliği'nin 27.09.2005 tarihli 18320 sayılı vasiyeti ile tüm malvarlığının kızı Nazan'a onun da önce ölmesi halinde onun kızı Yasemin'e kalmasını vasiyet etmiş kendini arayıp sormayan ilgilenmeyen küçük düşüren Tayfun'dan olma torunları davalı Gonca ile Arzu'ya mirastan ıskat ettiğini, davalı ve kardeşi Arzu mirastan ıskatın iptali için İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2013/300 Esas sayılı davayı açtığnı ve vasiyetnamenin ıskat ile ilgili kısımların iptaline karar vererek bu kararın kesinleştiğini, ancak Gonca ve Arzu TMK 560 maddesi uyarınca ıskat iptal edildiği için tenkis davası açmadıklarını, öte yandan dava devam ederken dava konusu taşınmazın ihale ile satıldığını, muris Nazmiye 'den davalıya düşen 21.078,55 TL davalı Gonca adına yatırıldığını, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi tek mirasçının davacı Nazan olduğuna ilişkin 2015/265 Esas sayılı veraseti verdiğini, davacı tarafından İzmir 25....

ye, adı geçenin de davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, vasiyetnamenin de konusuz kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini, şimdilik 3.000,00TL ecrimisilin davalıdan tahsilini ve vasiyetnameden dönmek suretiyle vasiyetnamenin hükümsüz kaldığının tespitini istemişlerdir. II. CEVAP Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı bedelini ödeyerek dava dışı ...’den satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptal-tescil, ecrimisil ve tespit isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2....

    ye, adı geçenin de davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, vasiyetnamenin de konusuz kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini, şimdilik 3.000,00TL ecrimisilin davalıdan tahsilini ve vasiyetnameden dönmek suretiyle vasiyetnamenin hükümsüz kaldığının tespitini istemişlerdir. II. CEVAP Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı bedelini ödeyerek dava dışı ...’den satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptal-tescil, ecrimisil ve tespit isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2....

      Noterliğince düzenlenen 04.02.2005 tarih ve 1640 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile oğlu olan davacıyı mirasçılıktan çıkardığını, vasiyetnamede mirastan mahrumiyet için gösterilen olaylarla davacının ilgisinin bulunmadığını, vekil edeninin muris babasıyla ilgilendiğini, mirastan mahrumiyet için geçerli bir sebep olmadığını, vasiyetnamenin davalının yönlendirmesiyle yapıldığını belirterek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetele; davacının muris babasıyla sağlığında ilgilenmediğini, miras yoluyla intikal eden taşınmazların haksız yıkımı için uğraştığını, kamu görevlileri hakkında soruşturma açtırdığını, yaşananların murisin sağlığını bozduğunu, davacının aile yükümlülüklerini ağır şekilde ihlâl ettiğinden vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

        Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Iskat, mahrumiyet, ret ve feragatin hukuki sonuçları terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğinden "sadece terekeye dahil mal ve haklar yönünden mirasçılık sıfatını kaybettiği ve payın kime kalacağını belirleyen" sözlerin hüküm sonucuna eklenmesi suretiyle miras paylarını gösterir biçimde hüküm kurulması gerekmektedir. (14. HD 18/02/2019, 2016/15951 E 2019/1359K)" şeklinde değerlendirmeler yapıldığı görülmektedir....

        DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mirastan feragat sözleşmesi ve kapsamı TMK 528 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, miras sözleşmesinin bir çeşidi olduğunu, TMK'nın 545.maddesi uyarınca miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için vasiyetname şeklinde yapılması zorunlu olduğunu, (Yargıtay İ.B.K.11.02.1959 tarih 16/14 sayılı kararı) vasiyetnamenin açılması ise TMK 596 maddesinde düzenlenmiş olup, vasiyetname açılırken Sulh Hukuk Mahkemesince izlenmesi gereken usul belirtilmiş, miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şekilde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin miras bırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair bir düzenlemede söz konusu olmadığından ve Mersin 5.Noterliği'nin 16/02/1999 tarih...

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/351 Esas, 2016/956 Karar sayılı dosyasıyla açılıp okunduğu, HMK'nın 11. maddesinde mirastan doğan davalarda yetki; ölen kişinin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 576.maddesinde “Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır. Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” düzenlemesi getirilmiştir. Öte yandan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 11.maddesinde; “Aşağıdaki davalar müteveffanın ikametgahı mahkemesinde görülür. 1.Terekenin taksimine ve kısmetin butlan ve feshine ve mirasçılar arasında terekenin idaresine ait iddialar, 2.Terekenin taksimi katisine kadar tereke aleyhine ikame olunan davalar….” hükmü yer almaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde bu iki maddenin birlikte değerlendirilip yorumlanması gerekmektedir....

          Asıl davada, 07.10.1993 tarihli vasiyetnamenin iptali, birleşen davada ise vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Vasiyetnamenin iptali ile ilgili sebeplerin TMK'nun 557.maddesinde sayılı olarak düzenlenmiştir. Dava konusu 07.10.1993 tarihli vasiyetname yönünden ... Kurumu raporlarına göre iptalini gerektiren bir husus bulunmadığından ispatlanamayan asıl davanın reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün asıl dava yönünden ONANMASINA; Birleşen davada ise, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talep edilmektedir....

            Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Vasiyetnamenin iptali davası açılması halinde sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan, bir yıllık iptal davası açma süresi ve açılmış dava varsa sonucu beklenmeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde, davaya konu vasiyetnamenin Sinop Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/431 Esas 2011/866 Karar sayılı dosyası ile açılmasına karar verilmiş ise de; tüm mirasçılara gerekçeli karar tebliğlerinin yapılmadığı ve mahkeme kararının kesinleştirilmediği anlaşılmakla vasiyetnamenin açılması dava dosyası henüz derdest dava hükmünde olduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu