, ayrıca zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle taksim sözleşmesinin iptali ile davanın reddini savunmuştur....
Noterliğinin 17.07.2013 tarihli miras taksim sözleşmesinin imzalandığını, taksim sözleşmesinin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek miras taksim sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu miras taksim sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacının fiili ehliyetinin bulunduğunu, hata, hile ve korkutularak sözleşmenin yapıldığına dair herhangi bir delilin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazlar arasında açık bir değer farkı ve orantısızlık bulunduğunu, davacının söz konusu sözleşmenin hukuki sonuçlarını bilmeden, anlamadan, tecrübesizliği nedeniyle söz konusu sözleşmeyi imzaladığını, dava konusu olayda gabine ilişkin yasal şartların oluştuğunu belirterek davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/08/2014 gününde verilen dilekçe ile miras sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili; muris ... mirasçıları tarafından 19.02.2014 tarih ve 1506 sayılı miras taksim sözleşmesi yapıldığını, ancak bu sözleşme uyarınca mirasçılardan Suriye uyruklu ...'e hiç bir taşınmazın verilmediğinin anlaşıldığını, mirasçılar arasında yasal paylaşım yapılması halinde ...'...
Dava konusu taşınmaz, 27.10.1967 tarihinde kat mülkiyeti kurulması nedeniyle 02.05.2001 tarihinde ölen ortak miras bırakan ... adına tescil edilmiştir. Bozma kararından sonra getirtilen tapu kayıtlarının incelenmesinde; ortak miras bırakan ... mirasçılarının 04.03.2004 tarihinde tapuda yapılan rızai taksimle miras bırakandan kalan bir kısım taşınmazları paylaştığı görülmektedir. Tapuda yapılan işlemle, davacının dayandığı harici taksim sözleşmesinde bulunan birçok taşınmazın da paylaşıldığı ve tapudaki taksim ile harici taksim sözleşmesinin birbirine uymadığı görülmektedir. Ortak miras bırakandan kalan birçok taşınmaz, taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonra 04.03.2004 tarihinde tüm mirasçıların katılımı ve tapuda resmi işlem yapılmak suretiyle harici taksim sözleşmesine aykırı olarak tescil edildiğine göre, tarihsiz olan ve tapudaki işlemle de bu işlemden daha önce yapıldığı anlaşılan harici taksim sözleşmesinden dönüldüğünün kabulü gerekmektedir....
taksim sözleşmesine konu taşınmazların mülkiyet türü, taksim sözleşmesinin gereği yerine getirilmeden paylı mülkiyete çevrildiğini, taksim sözleşmesinin hükümsüz bırakıldığını, miras taksim sözleşmesinin uygulanması için tanınan 10 yıllık sürenin geçtiğini, taksim sözleşmesinin ayrıca zamanaşımına uğradığını, salt bu nedenle de taksim sözleşmesinin iptali ile işbu davanın reddi gerektiği belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, 29.4.1993 tarihli miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece; her ne kadar, “taraflar arasında miras taksim sözleşmesinin geçerli ve usulüne uygun olarak düzenlendiği, Mahkemece yapılan keşif sonucunda sözleşme kapsamındaki taşınmazların tespit edildiği, celp edilen tapu kayıtlarından sözleşmeden dönülmediğinin anlaşıldığı” gerekçesi ile kabul kararı verilmiş ise de Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Zira; TMK'nun 676.maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesinde, paylı mülkiyete geçilmekle taşınmazlar miras bırakanın terekesinden çıktığından ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmadığından, pay temlikinin resmi şekilde yapılması (TMK.m.706, 6098 S....
Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların doğru olduğunu, miras taksim sözleşmesine göre herkesin kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, davacıdan kira alınması yönünde bir anlaşma da bulunmadığı halde kiranın bahane edilerek davacının tahliye edilmek istendiğini, sözleşmenin ifası için dava açtığını ancak sözleşmenin ifa edilmediğini, miras taksim sözleşmesinin iptali ile tüm mirasçıların miras payı oranında taksim yapılmasını istemiştir. III....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında taksim sözleşmesinin mevcudiyeti konusunda ihtilaf olmadığı, miras taksim sözleşmesinin noterde düzenleme şeklinde yapıldığı ve mirasçıların tamamı tarafından imzalandığı, davalının dosyaya sunduğu 12.09.2003 tarihli protokolün ise mirasçıların tamamı tarafından imzalanmadığı, adi yazılı belge niteliğinde olduğu, miras taksim sözleşmesini hükümsüz bırakacak nitelikte bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 129 ve 136 ncı maddeleri kapsamında cevap ya da ikinci cevap dilekçesiyle yemin deliline başvurulmamış olduğundan İlk Derece Mahkemesince davalıya, yemin deliline başvurup başvurmayacağının sorulmamış olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında 4721 sayılı TMK'nın 676 ncı maddesi uyarınca düzenlenen miras taksim sözleşmesi ayni hak içerdiğinden zamanaşımına tabi olmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince miras taksim sözleşmesinin esas alınarak hüküm tesisi yerinde...
Davalı ..., dava konusu taksim sözleşmesini kabul etmediği için yırttığını, geçerli bir taksim sözleşmesi bulunmadığını, davalı ... ise imzaladığı belgenin tapuda intikal işlemine ilişkin olduğunun söylendiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ...'nın taraflar ayrılmadan sözleşmeyi yırtma eyleminin sözleşme yapma iradesi olmadığı, sözleşmedeki imzasını geri çektiğini gösterdiği, mirasçılar arasında geçerli miras taksim sözleşmesinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, tarafların ortak miras bırakanlarına ait mirasın, tüm mirasçılar arasında taksim edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlardır....
Davalılar ... ve ... vekili, geçerli miras taksim sözleşmesinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalılar ..., ... ve ... ve ... açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece, miras taksim sözleşmesinin usulüne uygun düzenlenmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacılar vekilinin davalılar ..., ... ve ... ve ...'e yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava elbirliği mülkiyeti hükmüne tabii taşınmazlardaki mirasçılar arasında görülen tapu iptal ve tescile ilişkindir....