WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras Payının Devri Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiş, duruşma talebi değerden reddedilmiş ayrıca 05.03.2020 tarihli dilekçe ile duruşma talebinden vazgeçmiş olduğu anlaşılmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

    İddianın ileri sürülüş şeklinde göre dava, TMK'nın 676 ve müteakip maddelerine dayalı miras payının devri anlaşmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK mad. 677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması gereklidir (TMK mad.706, 6098 sayılı TBK mad. 237)....

      ın miras payının da adi yazılı sözleşme ile 60.000 TL bedel karşılığı davacı tarafından devralındığını, davacıya her iki davalı tarafından dava konusu taşınmazların satış yetkisini içeren vekaletname verildiğini, ancak devir işlemleri gerçekleştirilmeden önce vekaletin haksız yere geri alındığını ileri sürerek dava konusu parsellerin tapu kaydının davalıların payı oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davalılardan Selime'nin miras payını davacıya devrettiğinin kanıtlanamadığı, diğer davalı ... hakkında TMK'nın 677. maddesi uyarınca geçerli bir miras payının devri iradesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; miras payı devri nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir 1-Davalı ...'...

        Yazılı olmak koşuluyla miras ortaklığına dahil bir taşınmazdaki miras payının mirasçılar arasında devri için yapılan sözleşmeler geçerlidir(743 s.lı MK m.612; 4721 s.lı TMK m.677). Dava konusu 649 parsel sayılı taşınmaz ''...Mirasçıları '' adına kayıtlı olup, davacıların mirasbırakanı ... ve davalıların mirasbırakanı.... sunulan mirasçılık belgesine göre ...nin mirasçılarıdır. Davacıların dayandığı 1976 tarihli adi yazılı miras payının devri sözleşmesinin yapıldığı sırada adı geçen mirasçıların miras hakkı doğmuştur. Miras payının devri için elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyete dönüştürülmüş olması gerekli olmadığı gibi, dönüşmüş olması durumunda daha önce yapılmış miras payının devri sözleşmesini de hükümsüz hale getirir. Mahkemenin bu sebeple davayı reddetmesi yerinde olmamıştır....

          Bundan ayrı, mirasçılar arasındaki miras payının devri, diğer mirasçıların haklarını etkilemediğinden elbirliği mülkiyeti rejiminin yapısı bakımından da bir sakınca doğurmamaktadır. Öğretide, gerek yurt içinde, gerekse yurt dışındaki bir çok hukukçu, mirasçılar arasında düzenlenen yazılı miras payının devri sözleşmesiyle, devreden mirasçının, devralan mirasçıya mülkiyet hakkı (ayni hak) devrinde bulunduğunu kabul etmektedir....,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...ve ... (Dr. H. ...’ın kabul edilmiş “miras payının devrine ilişkin sözleşmeler” adlı doktora tezi, 1984 baskı shf: 53 vd)]. Satışa konu hakkın, ayni hak olduğunun kabulü bizi mirasçılar arasındaki miras payının devrine ilişkin sözleşmelere Borçlar Kanununun 125. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı sonucuna götürmektedir....

            Dava, TMK’nin 677. maddesi gereğince mirasçılar arasında miras payının devri sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. TMK’nin 677/1. maddesi gereğince terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Somut olayda, muris ... (mustafa oğlu)’nun dosyadaki veraset ilamına göre 09.11.1973 tarihinde öldüğü ve davanın taraflarının tamamının murisin mirasçıları olup davada yer aldıkları anlaşılmaktadır. Tapu kayıtlarına göre dava konusu 199 parselin kamulaştırma ifrazı sonucu 1695 ve 1696 parsellerin oluştuğu bu parsellerden 1695 parsel sayılı taşınmazın evli tarla vasfıyla 2137,82 m2 yüzölçümlü olarak ifraz suretiyle tam hisse mülkiyetinin muris ... (Mustafa oğlu) adına 01.03.2010 tarihinde tescil edildiği, 1696 parselin ise kanal vasfı ile 302,18 m2 yüzölçümlü olarak tam hisse mülkiyetinin muris ......

              Mahkemece; iştirak halinde mülkiyete konu olan davalı taşınmazın hisselerinin mirasçılar arasında satışının vaat edilmesi geçerli olmakla birlikte bu sözleşmeye dayanarak miras payının iptali ile tescil davasının tapuda henüz davalılar adına hisse kaydı bulunmadığından, reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yazılı olmak koşuluyla miras ortaklığına dahil bir taşınmazdaki miras payının mirasçılar arasında devri için yapılan sözleşmeler geçerlidir (743 s.lı MK m.612; 4721 s.lı TMK m.677). Dava konusu 649 parsel sayılı taşınmaz "Mustafa Kocakelle Mirasçıları" adına kayıtlı olup, davacıların miras bırakanı ... ve davalıların miras bırakanı Murtaza Oğul; sunulan mirasçılık belgesine göre Mustafa Kocakelle'nin mirasçılarıdır. Davacıların dayandığı 17/05/1990 tarihli adi yazılı miras payının devri sözleşmesinin yapıldığı sırada adı geçen mirasçıların miras hakkı doğmuştur....

                Davacı muris ...’ın ölümünden sonra adı geçenlerin miras paylarını satın aldığını belirtmiştir. Eyüp’ün ölümü ile terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmazdaki miras payının devri yazılı olarak yapılacak sözleşmeyle mümkündür. Tapulu taşınmazlar açısından yazılı biçim bir geçerlilik koşuludur (TMK.m.677). Dava konusu parsel 12.1.1988 tarihinden beri tapuda kayıtlı bir yerdir. Muris 1989 yılında ölmüş, miras payının devri ise ölüm tarihinden sonra yapılmıştır. Davalılardan ... aynı zamanda davayı açan ...’ın eşidir. ... ile miras payının devri konusunda eşi ... arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. 1.9.1995 ve 16.10.1991 tarihli yazılı sözleşmeler sadece davacı ... ile mirasçılardan ... ve ... arasında yapılmıştır....

                  Ancak; Dairenin eksiklik talebi uyarınca dosya içerisine alınan tedavüllü tapu kayıtları ve dayanaklarının incelenmesinde, temyize konu davaların açıldığı 26.05.2015 ve 15.12.2015 tarihlerinden önce 1995 yılında davacıların ve...’ın da katılımıyla tapuda yapılan intikal işlemi ile, taşınmaz paylı mülkiyete dönüştürülmüş; böylece miras ortaklığı bu taşınmaz yönünden sona ermiştir. Bu işlem tarafların oybirliğiyle miras payının devrine ilişkin 09.03.1974 tarihli sözleşmeden dönme niteliğindedir. Buna göre miras payının devri sözleşmesinin bozulduğunun ve artık hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybetmiş olduğunun kabulü gereklidir. Bu nedenle bu sözleşmeye dayanılarak hak istenemez. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince 09.03.1974 tarihli sözleşmeye dayanılarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    Davacı aşamalardaki beyanlarında, sözlü yapılan anlaşma ile miras payının devri karşılığında davalıya para ödediğini iddia etmiş, davalı ise bedelin miras payının satın alınması karşılığında değil, payın davacı tarafından kullanılması nedeniyle kira parası olarak ödendiğini savunmuştur. Davacı, miras payının devri yanında ödediği bedelin iadesini istemesi nedeniyle, öncelikle ödenen bedelin satış parası olduğunu kanıtlamalıdır. Davacı gösterdiği diğer delillerle ödenen paranın satış bedeli olduğunu kanıtlayamamış ise de, delilleri arasında yemin delilinin de mevcut olduğu ancak davacıya bu delili kullanma hakkının hatırlatılmadığı görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu