Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 50 parsel sayılı taşınmazın ½ payının miras bırakan ... tarafından davalıların murisi ... 'a 18.09.1979 tarihinde satış suretiyle devredildiği görülmektedir. Davacı, miras bırakan tarafından yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 626 ada 20 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan ... vekili ... tarafından 02.02.2009 tarihinde davalı ...'ya satış suretiyle devredildiği görülmektedir. Davacı, miras bırakan tarafından yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, murisin 2016 yılında vefat ettiğini ve vefat etmeden önce dava dilekçesinde belirttikleri dükkan ve daireleri davalı T4 muvazaalı bir şekilde çok düşük bir bedelle devrettiğini, murisin buradaki gerçek iradesi ve amacının müvekkillerinin de mirasçı olması ve murisin müvekkillerini miras hakkından yoksun bırakmak istemesi olduğunu, davaya konu devir işleminin muvazaalı olduğunu ve işlemin davalı lehine diğer mirasçılar olan müvekkillerinden mal kaçırmak ve müvekkilerinin miras hakkından yoksun bıraktığını, yapılan işlemin muvazaa nedeniyle ve gizlenen bağışlama işlemi ise resmi şekil eksikliği nedeniyle batıl olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur....

      hakkından yoksun bırakmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğu,miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup mal satmaya ihtiyacı olmadığını, miras bırakanın gerçekten sözleşeme yapmak ve tapulu taşınmazı devretmek istemekte olup ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek tapuda atı ş veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak açıkladığını, Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesesinin 2012/225 esas sayılı davası ile usulen reddedilen Manisa İli Saruhanlı İlçesi İshakçelebi Köyü Sarıgöl Mevkii 972 parselde kayıtlı 11.000 metre kare tarla(bağ) gayrimenkulün tapu kaydının davacıların hisseleri oranında iptaliyle tescilini talep etmişlerdir....

      Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

        ye satış suretiyle devredildiği; 34 ada 13 nolu parselin ise miras bırakan tarafından bir kısım paylarının bağış bir kısım paylarının da satış suretiyle davalılara devredildiği görülmektedir. Davacılar, miras bırakan tarafından yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

          Öteki deyişle, miras bırakanın nasıl ki saklı pay dışındaki mallarını kanuna uygun biçimde devretme hakkı varsa, mirasçının da miras bırakanın kanuna aykırı biçimde düzenlediği ve kendisini miras hakkından yoksun bırakan hukuki tasarruflarına karşı koyma, yapılan temlik ve tescilin iptalini isteme hakkı vardır. Asıl olan miras bırakanın terekesinin kanunlarda öngörülen şekilde mirasçılarına intikal etmesidir. Miras bırakanın saklı pay dışındaki mallarda dilediği gibi tasarruf etme hakkı varsa da, bu temliki yaparken kanunlarda öngörülen şekil koşuluna uymak zorundadır. Şekil koşuluna uyulmadığı taktirde, kanun gereği malik olacak mirasçının şekil noksanlığından dolayı bu temlikin iptalini istemekte hukuki yararı vardır. Bununla birlikte, miras bırakan bağış sözleşmesini görünüşte satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi ivazlı bir sözleşme arkasına gizleyerek, mirasçının saklı payını da temlik etmiştir....

            Kayıt maliki ... ve ....3. kişi olup ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması istekleri bakımından mahkemenin yazılı gerekçe ile davayı reddetmesinde bir isabetsizlik yoktur; ancak bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklıpay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek payları oranında dava açabilirler. Ne var ki; mahkemece muvazaa iddiası bakımından bir inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, muris muvazaası bakımından iddianın incelenmesi, bu yönde delillerin toplanması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

              Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

                Davacı vekili 28.03.2022 tarihli Islah dilekçesi ile müvekkilinin miras hakkından kaynaklanan 14.000.USD alacağının tahsili talebi olarak davasını ıslah etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Davacının davasının Kısmen KABULÜ ile takibin 14.000,00.USD'nin 11.12.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince işleyecek Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı birlikte birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiş, bu karara karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, muris muvazaasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. veya 2....

                UYAP Entegrasyonu