Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı öncelikle muris muvazaası nedeniyle dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payı oranındaki bölümünün davacı müvekkilleri adına tapuya tescilini, mahkeme muris muvazaası konusunda aksi kanaatte ise terditli talepleri olan mirasta denkleştirme yapılarak terekeye iadesini, aksi taktirde ise müvekkillerine ait saklı payların tenkisini ve davalıdan tahsilini talep etmiş olup davayı taşınmazlardan birinin bulunduğu Sivas Asliye Hukuk Mahkemesinde açmıştır. Davacının öncelikli talebi muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescile ilişkin olup bu talebin taşınmazın aynına ilişkin olduğu, davacı vekilinin ikincil talebinin mirasta denkleştirme ya da tenkise ilişkin olmasının davanın taşınmazın aynına ilişkin olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı, bu açıklamalara göre yetkili mahkemenin taşınmazlardan birisinin bulunduğu yer mahkemesi olan Sivas Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır....

Davalının 24.10.2017 tarihli Fesih ve İbra protokolün 8.maddesine göre davacının "denkleştirme tazminatı" ndan vazgeçmesi T.T.K 122 maddesine göre "denkleştirme tazminatı" ndan peşinen vazgeçilemeyeceği hükmüne aykırıdır....

    Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. ** Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 01.03.2000 tarih 2000/1- 126 Esas, 2000/143 Karar ilamında da belirtildiği üzere, 1.4.1974 tarih ½ sayılı Yargıtay İnançları Birleştime kararında” bir kimsinen mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malını gerçekte bağışlamak istediği halde, tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıkladığının gerçekleşmesi durumunda saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ve gizlenen bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu...

    Hukuk Dairesince, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına; mirasbırakanın temlik sebebi ile davalıdan para almadığının dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu, ancak mirasbırakanın amacının mirastan mal kaçırmak olmadığı, davalı oğlunu üniversiteden alması sebebi ile pişmanlık duyduğu, davacı kızlarını ise okutup ekonomik özgürlüğünü kazanmalarını temin ettiği bu suretle denkleştirme amacıyla temlikin yapıldığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş; 07.11.2018 tarihli ek karar ile, dava konusu taşınmazların keşfen saptanan ve her bir davacının miras payına isabet eden değerin temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesi ile davacılar vekillerinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.Ek karar, davacılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

      İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 506 ve 565 inci maddeleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 565 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir. Burada söz konusu olan, bir mirastan feragat sözleşmesinde feragat eden kanuni mirasçıya verilen ivazdır. Kanuni mirasçının beklenen miras hakkından vazgeçmesi karşılığında, aldığı ivaz da net terekeye eklenir ve şartları varsa tenkise tabi tutulur (Cemal Öztürkler, Mirasta Denkleştirme İade ve Tenkis Davalarında Hesap Teknikleri, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2004, sayfa 137)....

        ın muvafakati alınmış ve yargılama sonunda tapu iptal ve tescil davasının reddine, tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiş, anılan ikinci karar Dairece “...davalı murisin bir kısım taşınmazlarını satarak bedelini davacıların murisi Emin'e verdiğini, mal kaçırma iradesinin değil, denkleştirme iradesinin bulunduğunu beyan etmiş, ancak mirasçılardan ...'a miras bırakan tarafından bir kazandırmada bulunulduğuna dair dosyaya bir delil sunulmamıştır. Öyle ise, miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde mallarını paylaştırdığını söyleyebilme olanağı yoktur ......

          Dolayısıyla son dönem yüksek mahkeme kararlarında da vurgulandığı üzere dava konusu edilen tarzdaki uyuşmazlıklarda Yargıtay’ın ilk aradığı kriter: miras bırakanın minnet duygusu ile hareket edip etmediğidir. Yani mirasçılardan birinin diğer mirasçılara nazaran miras bırakanın bir bakım ve ihtiyaçlarını ahlaki görev sebebi ile ilgilenmenin üstünde bir şekilde karşılayıp karşılamadığıdır. Yüksek mahkeme kararlarında dikkat çeken bir diğer husus ise gerçekten de mirasçıdan mal kaçırma niyetinin olup olmadığıdır. Burada yardımcı bir kriter de miras bırakanın başkaca bir malı olup olmadığına bakılmaktadır. Yani, miras bırakan mallarının tamamını değil bir kısmını temlik etmişse miras bırakanın istese idi diğer mallarını da temlik edeceğini ama etmeyerek terekede tuttuğunu dolayısı ile amacın mirasçıdan mal kaçırmak olmadığını kimi emsal kararlarda ifade etmektedir....

          dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak taşınmazın tapu kaydının miras hissesi oranında iptali ile adına tescili istemiyle dava açmış, 01.07.2015 tarihinde ise tapu iptali ve tescil isteminin yerinde görülmemesi halinde mirasta iade, muvazaa, tenkis ve mirasta denkleştirme taleplerini havi ıslah dilekçesi vermiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Birleştirme Kararı, miras bırakanın tapulu taşınmazlarının temliklerinde yaptığı muvazaalı işlemlere ilişkindir. 23....

              Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26....

                UYAP Entegrasyonu