WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK.nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin iş bu davada yerel mahkemenin görevi; isteğin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde TMK.nun 609. maddede gösterilen usulde işlem yapmaktan ibarettir. Bilindiği üzere, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyan; bozucu yenilik doğurucu niteliktedir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Somut olayda, mahkemece 13/02/2020 tarihinde vefat eden muris T3'nın davacıdan başka diğer mirasçılarının muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı sorulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/574 ESAS, 2020/1078 KARAR DAVA KONUSU : Mirasın Gerçek Reddi KARAR : KONYA 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ'nin 2020/574 Esas, 2020/1078 Karar sayılı dosyasında 29/09/2020 tarihli kararına karşı davacıların istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA: Davacılar dava dilekçesinde özetle; muris T3 'ın 27/02/2020 tarihinde vefat ettiği, mirasın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....

    Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, muris 18/01/2017 tarihinde öldükten sonra müvekkili hakkında 08/05/2017 tarihinde takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz süresi içerisinde müvekkilinin elinde mirasın reddi kararının bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürede mirasın reddi davası açtığını ve mirasın reddine karar verildiğini ancak kararın 13/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını beklerken mirası reddettiğinden bahisle takibe itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra müracaata bulunabildiğini, İİK'nun 53. ve 16. maddeleri ile sundukları Yargıtay kararı uyarınca borçlunun talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmemesinin gerektiğini ve borçlunun her zaman takibin iptalini sağlayabileceğinin kabul olunması gerektiğini, müvekkilinin itirazının borca itiraz değil süresiz şikayet olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi...

    SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2019/931 ESAS - 2019/1760 KARAR DAVA KONUSU : Mirasın Gerçek Reddi KARAR : DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı oğlu T2 29/08/2018 tarihinde vefat ettiğini, mirasın reddi işleminin süreye tabi olduğunu bilmediğini, süresi içinde mirasın reddi talebinde bulunamadığını, mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından; "Davanın reddine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle; Mirasın reddi davacının süreye tabii olduğunu bilmediğini, çocuğunun acısıyla dava açamadığını, mirasın reddine karar verilmesini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : TMK'nın 606/1 Maddesinde belirtilen sürenin hak düşürücü süre olup olmadığı, davanın yasal süre içinde açılıp açılmadığı uyuşmazlık konusudur....

    Ancak gerekçenin devamında “…Davacıların Malkara İcra Müdürlüğünün 2012/695 Esasına kayıtlı takip dosyasına itirazda bulunmayarak kesinleşmesini sağlamış vefat sonrasından ise 3 aylık süre içinde mirasın reddi yolu işletilmeyerek miras sahiplenilmiş ve bu durumu kabul ederek hareket etmiş olmaları nedeniyle…” cümlesinde belirtilen davranışların terekenin kabulü olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Davacıların icra dosyasına itiraz etmemeleri, 3 ay içerisinde mirasın gerçek reddi talebinde bulunmamaları mirasın sahiplenilmesi anlamına gelmeyeceğinden mirasın hükmen reddi davasını açmalarına da engel değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 618. maddesinde düzenlenen mirasın reddinin iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin muris ...’dan alacaklı olduğunu, murisin vefatıyla mirasçılarının mirası reddediklerini, murisin mirasının aktifinin çok olduğunu ve davalıların kötü niyetli olduklarıını belirterek mirasın reddinin iptalini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2022 NUMARASI : 2022/62 ESAS, 2022/49 KARAR DAVA KONUSU : Mirasın Hükmen Reddi KARAR : Düzce 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/62 Esas - 2022/49 Karar sayılı kararına karşı davacı tarafça İstinaf Kanun yoluna başvurulmakla yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar dava dilekçesinde özetle; müteveffa T5 babaları olduğunu, 05/08/2021 tarihinde vefat ettiğini, vefat anında maddi varlıkları ve borçları değerlendirildiğinde ödeme aczinde olduğunu, maddi varlıklarının borçlarını karşılamadığını, hatta hiç maddi varlığı bulunmadığını, terekesinin borca batık olduğunun net biçimde ortada olduğunu, bu nedenlerle, resen takdir olunacak sebeplerle müteveffanın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi kararı verilmesine ve mirasın reddinin ilgili siciline tesciline karar verilmesine talep etmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 Esas, 2014/278 Karar sayılı dosyada reddettiğini, davalının murisinin terekesinin borca batık olmadığını, davalının alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mirasın reddettiğini bu nedenle mirasın reddinin iptali ile, davacıya cebri icra ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiği, davalının murisin sağlığından miras payı aldığı gerekçesiyle mirası reddettiğinden bahisle davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın hukuki niteliği bakımından TMK'nin 617. maddesine dayalı mirası reddin iptali isteği olduğu, iptali istenen ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 Esas sayılı dosyada davalının 28.03.2014 mirasın reddi talebinde bulunduğu, mirasın reddinin iptali davasının ise 20.05.2015 tarihinde açıldığı ve 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

          Davacı ... ... (...) 20.03.2017 tarihli celsedeki beyanında mirasın hükmen reddini talep ettiğini beyan etmiştir. Bozma ilamında reşit olmayan ...'e kayyım tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, kayyımın gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekirken kayyım tayin ettirilmeden işin esasının incelenmesinin doğru olmadığından bahsedilmişse de, mahkemece ...'e kayyım tayin ettirilmediği, 18.04.2016 tarihi itibairiyle reşit olan ...'e ait mirasın reddini içeren özel yetkili vekaletname sunması için davacı vekiline süre verilmediği ya da davacı ...'in duruşmada bizzat beyanda bulunarak bu eksikliğin tamamlattırılıp sonucuna göre hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, 18.04.2016 tarihi itibairiyle reşit olan ...'e ait mirasın reddini içeren özel yetkili vekaletname sunması için davacı vekiline süre verilmeli ya da davacı ...'in duruşmada bizzat beyanda bulunmasını sağlandıktan sonra sonuca göre hüküm kurulmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu