Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

B) Davacı T6 istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, babaları muris T7 ölümünden sonra 3 aylık süre içerisinde babaları muris T7 mirasını kayıtsız şartsız reddini yerel mahkemeden talep ettiklerini, bilindiği üzere kanunda mirasın gerçek reddi ile mirasın hükmen reddinin düzenlendiğini, mirasın gerçek reddi davası miras bırakanın ölümünden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde ve hasım belirtmeksizin açılacağını, söz konusu iş bu dava kanunun mirasın gerçek reddi için aradığı tüm şartları taşıdığını, bu nedenle açılan iş bu davanın mirasın gerçek reddi davası olduğunu ve görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Mirasın Gerçek Reddi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacılar, muris T.C....

Dava, Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirascılar için, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 606). Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden davacıların talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, davacılar herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddetmişlerdir....

    Sayılı dosyasında verilmiş olan karar gereğince mirasçılardan T2 ve T1 açısından vekaletnamede mirasın reddi davası açmaya dair yetkileri bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, bu sebeple söz konusu vekaletname yenilenerek işbu davayı yeniden açma durumunun hasıl olduğunu, öğretide mirasın reddi yolunun ikiye ayrıldığını, mirasın gerçek reddi ve mirasın hükmen reddi şeklinde olduğunu, açtıkları işbu davanın mirasın gerçek reddi niteliğinde olduğunu, müvekkillerinin sadece murisin malvarlığının borca batık olduğunun bilgisine sahip olduğunu, söz konusu borçların alacaklılarının kim oldukları hakkında bilgilerinin de bulunmadığını, önceki davanın açılış tarihi 2015 yılında olması sebebiyle müvekkillerinin, murisin alacaklılarının kim olduğunu tespit etmelerinin mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Terekenin borca batık olduğuna ilişkin kullanılan ifadelerin dilekçe ve mirasın reddedilmesi talebini açıklayıcı mahiyette kullanıldığı ve tereke alacaklılarına husumet yöneltmemiş olmaları nedeniyle, davayı kayıtsız şartsız mirasın gerçek reddi olarak nitelendirmek uygun olacaktır. Mirasın gerçek reddi, Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesine dayalı dava olup, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Zonguldak 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Zonguldak 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının mirasın gerçek reddini talep ettiği, borca batıklık iddialarının bulunmadığı, değer ve hasım gösterilmediği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 382/c-7. maddesinde mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili isteminin çekişmesiz yargı işi olduğu; 383. maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu hususu düzenlenmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 609. maddesinin dördüncü fıkrasında ise "Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir....

        Temyiz Sebepleri Talep eden vekili temyiz dilekçesinde mirası red beyanının mahkemeye ulaşmakla bozucu yenilik doğurucu sonuç doğurduğunu, mirasın gerçek reddi davasının duruşmalı yapılmasına ilişkin bir zorunluluğun bulunmadığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Türk Medeni Kanunu'nun 605/1 inci maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğurur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından 03.07.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine davanın reddine dair verilen 03.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddi tespitine ilişkindir. Mahkemece, dava mirasın hükmen redde ilişkin olduğu gerekçesi ile görev nedeni ile reddedilmiştir. Davacılar vekili kararı temyiz etmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK. m. 33). Dava dilekçesi içeriğinden davanın mirasın gerçek reddin tespitine ilişkin olduğu anlaşılmasına göre işin esasına girip inceleme yapılması gerekirken mahkemenin kendisini görevsiz kabul etmesi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Mirasın reddine ilişkin davada ... 3. Sulh Hukuk ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın reddi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince; terekenin borca batık olduğu sebebine dayalı mirasın reddi davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise; davacıların ret isteminin 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 605/1 maddesinde düzenlenen "gerçek ret" istemine yönelik olduğu, yasal süresi içinde mirasın reddi talebinde bulunulduğu ve bu nedenle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medenî Kanununun 605/1. maddesinde "gerçek ret", 605/2. maddesinde ise "hükmen ret" düzenlenmiştir....

              Mirasın gerçek reddi işleminden zarar gördüğünü iddia eden mirasçının veya murisin alacaklısı, mirasçının alacaklılarına zarar verme amacıyla miras reddettiğinin iddia etmesi halinde Türk Medeni Kanununun 617. maddesi, mirası ret hakkının düşmüş olduğunu iddia etmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 610. maddesi uyarınca dava hakkını kullanabilir. Üçüncü kişinin (alacaklının) mirasın gerçek reddine ilişkin davaya mahkemece dahil edilmesi veya mahkemenin mirasın gerçek reddini tespit eden kararını temyiz etme hakkı mevcut değildir. Somut olayda, 23.11.2013 tarihli celsede mahkemece davacılar vekiline murisin alacaklısı olduğu anlaşılan ...'...

                Bu nedenle, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Öte yandan Türk Medeni Kanunu’nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın gerçek reddi düzenlenerek Yasanın 609. Maddesinde de görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın açılması için herhangi bir süre öngörülmemiş iken, mirasın gerçek reddi davası 3 aylık süreye tabidir. (Türk Medeni Kanunu'nun madde 605/1, 606) Türk Medeni Kanununun 605/1 ve devamı maddeleri uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin davada yerel mahkemenin görevi; isteğin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde Türk Medeni Kanununun 609. maddesinde gösterilen usulde işlem yapmaktan ibarettir. Bilindiği üzere, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyan; bozucu yenilik doğurucu niteliktedir....

                UYAP Entegrasyonu