a ait olmadığını, murisin terekesinin borca batık olduğunu, müvekkillerinin mirası zımnen kabul anlamına gelebilecek herhangi bir tasarruflarının olmadığını, dolayısıyla mirası hükmen reddetmiş sayılmaları gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu edilen bonolardan 25.10.2007- 10.11.2007-25.11.2007 ve 25.01.2008 vade tarihli bonolar yönünden dava tarihi itibari ile alacağın zamanaşımına uğradığı, 2009 vade tarihli diğer bonolar yönünden ise bonolardaki imzanın muris ...'a ait olduğunun belirlendiği, ancak murisin ölüm tarihi itibari ile terekesinin borca batık olduğu, dolayısıyla davalıların mirası hükmen reddetmiş sayıldıklarından bu borçtan sorumlu tutulamayacağı, davalılardan ... yönünden davacının mal alım satımına dayalı olarak alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
En yakın mirasçıların mirası reddetmesi durumunda mahkemece terekenin 4721 sayılı TMK’nın 612. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. Miras murisin anne ve babasına geçmez. Ayrıca mirasın reddedilmesi mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Bu itibarla mahkemece, TMK'nın 495 ve 499. maddeleri gereğince ...'in mirasçılarını ve miras paylarını gösteren mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
TMK'nin 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer." Aynı Kanunun 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar" Talep eden, muris ...'den gelen mirası reddeden ...’nın altsoyudur (çocuğudur). Muris ...'in mirası tüm mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde terekenin, TMK'nın 612. maddesine göre tasfiye edilmesi gerektiğinden ret hakkı altsoya yani talep edene geçmez. Bu nedenle öncelikle muris ...’in mirasçıları arasında mirası reddetmeyen mirasçı yahut mirasçıların bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir....
nın karar tarihinden sonra 05.12.2021 tarihinde vefat ettiği, bir kısım mirasçılarının mirası reddettiği anlaşılmakla; 1-Mirası reddeden mirasçılar dışında başka mirasçılarının olup olmadığının araştırılıp, reddetmeyen mirasçı varsa kararın mirası reddetmeyen mirasçı veya mirasçılara tebliğ edilmesi, temyiz süresinin geçmesi beklendikten ve temyiz halinde gerekli işlemler tamamlandıktan, 2-Mirası reddetmeyen mirasçı yok ise, Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesince tasfiye memuru atanıp atanmadığı sorularak atanmış ise, mahkeme kararının tasfiye memuruna tebliğ edilip temyiz süresinin geçmesi beklendikten ve temyiz halinde gerekli işlemler tamamlandıktan, 3-Davacı ...'e her ne kadar hükümlülüğü nedeniyle vasi tayin edilmiş ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 471. maddesi hükmünce özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet hapis halinin sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağından, davacı ...'...
Davacı vekili, müvekkilinin 24.01.2005 tarihinde vefat eden muris ...’nin kardeşi olduğunu, murisin eşi ve çocuklarının mirası reddettiklerini, açıklanan nedenlerle murisi ...’nin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, davacı ...’nin muris ...’nin mirasını hükmen reddettiğinin tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Muris ..., 24.01.2005 tarihinde vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları olan eşi ... ve çocukları ... ile ..., Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.07.2005 tarih ve 2005/944-1116 E. K. sayılı dosyası kapsamında mirası kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir....
TMK'nin 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer." Aynı Kanunun 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar" Talep eden, ...'den gelen mirası reddeden ...'in altsoyudur (çocuğudur). Talep edenin annesi ... murise ait mirası reddettiğinden miras payı kendisi hayatta değilmiş gibi miras açıldığı anda altsoyu olan davacıya gececeğinden mirasın gerçek reddinin tespitini isteyen davacı bakımından ret süresi, önceki mirasçı tarafından mirasın reddedildiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Talep eden, annesi ...'in mirası reddettiğini daha sonraki bir tarihte öğrendiğini belirttiğinden bunu her türlü delille kanıtlaması mümkündür....
Mirasın reddinin iptali davası, mirasbırakanın alacaklılarının, mirası reddeden mirasçıların buna haklarının olmadığının tespiti için açtığı davadır. Mirasın reddinin iptaline karar verilmesi için; reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin, olağan yönetimi aşan işlerin yapıldığının, terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin vs. (Türk Medeni Kanunu 610/2. maddedeki hususların) kanıtlanması gerekir. Ayrıca, mirasçıların tamamının mirası reddetmiş olması gerekir. Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse, reddin iptali istenemez. Dava açmak için, herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Reddin iptaline karar verildikten sonra, başka işleme gerek kalmaksızın resmi tasfiye yapılması gerekir. Somut olayda, mirasçı ... kendi adına asaleten çocukları ... adına velayeten ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şirketinin portföyünü ...’e devretmiştir....
Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız ve koşulsuz kazanmış olur. Ret süresi sona ermeden, mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Davacılar dilekçelerinde ve diğer beyanlarında murise ait borçların bir kısmını ödediğini beyan etmiş ve ödemeye ilişkin dekontları mahkemeye sunmuştur. Davacılar tarafında yapılan ödemeler TMK'nın 610/2 maddesine göre terekeyi sahiplenme anlamına gelen davranışlardır. Bu nedenle . davacıların mirası hükmen ret hakkının düştüğünün kabulü gerekeceğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Muris ...., 12.09.2011 tarihinde vefat etmiş, mirası en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddedilmiştir. Mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK m. 612/1 ve 636). Buradaki tasfiye süreye tabi değildir. TMK'nın 633. maddesinin uygulama yeri yoktur. Ayrıca sulh hukuk mahkemesince en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin saptanması halinde herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. O halde iflas hükümlerine göre tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekirken yazılı şekilde hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle ret hükmü kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirası Reddin İptali-Terekenin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mirası reddin iptali ve terekenin resmi tasfiyesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.14.04.2014(Pzt.)...