Bu düzenleme gereğince, altsoyun tamamı mirası reddetmişse, mirasçıların payı sağ kalan eşe kalacaktır. TMK'nın 613 maddesinde "Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer" hükmü yer almaktadır. Somut olayda murisin altsoyunun tamamının mirası reddetmesi nedeni ile bunların payının murisin torunlarına değil, sağ kalan eşe geçeceğinin göz önünde bulundurulması gerekirken yerel mahkemece mirası reddedenlerin alt soyunu kapsar şekilde yazılı şekilde mirasçılık belgesi düzenlenerek karar verilmesi isabetli değildir. Açıklanan nedenlerle talep eden vekilinin 27/10/2022 tarihli ek karara ve 14/09/2022 tarihli karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ek karar ve asıl kararının HMK'nın 297 ve 353/1- a.6 maddeleri gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu taktirde ret, Sulh Hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....
nın 08.04.2013 tarihinde vefatı ile mirası 4 pay kabul olunarak bunun; 3 payının oğlu ...'ya, 1 payının eşi...'ya isabet etmek suretiyle verasetin subutuna, ...'nın 15.03.2012 tarihinde vefatı ile mirası 4 pay kabul olunarak bunun; 2 payının eşi .....'ya, 1 payının annesi.....'ya, 1 payının kardeşi ...'ya isabet etmek suretiyle verasetin subutuna, karar verilmiştir. Hükmü, dava dışı mirasçı ... temyiz etmiştir. TMK'nın 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir." hükmünü düzenlemiştir. Somut olayda; mirasçı ... temyiz dilekçesi ekinde muris ...'in diğer mirasçıları..., ..., ve....'in mirası reddettiklerine ilişkin...... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.04.2012 tarih 2012/497 Esas, 2012/840 Karar sayılı ilamına yer vermiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mirasbırakan, 1.6.2009 tarihinde vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları olan eşi ve kızı, mirası kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. (TMK. m.612/1-2) Türk Medeni Kanununun 608'nci maddesinde yer alan hüküm, mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkının geçmesiyle ilgili olup, olayda uygulanması olanağı yoktur. Aynı maddenin son fıkrasında yer alan hüküm ise; ret sonucunda mirasın, daha önce mirasçı olmayanlara geçmesi halinde uygulanma olanağına sahiptir. Davacılar, mirasbırakanın anne ve babasıdır....
Yasal mirasçıların mirası reddetmeleri miras bırakan ile irs ilişkisini sona erdirmeyeceği gibi en yakın mirasçılarının tümü tarafından mirasın reddi halinde terekenin resen tasfiyesine, arta kalan değerler yasa gereği mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine dağıtılacağının (TMK 612) hüküm altına alınması gerekirken, mirası reddeden kızı ...’ın miras payının kızı ...’e kalacağının hükümde gösterilmemesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 20.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Türk Medeni Kanununun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda mirası red eden yukarda isim ve soyadları yazılı kişiler mirası reddetmekle mirasın, kendileri sağ değilmiş gibi mirasçılarına geçeceği nazara alınarak muris ...'a ait yeni bir mirasçılık belgesi alınıp, alınan mirasçılık belgesinde, mirası reddedenlerin kanuni mirasçıları varsa, onların da davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda mirası reddeden yukarıda isim ve soyadları yazılı kişiler mirası reddetmekle mirasın, kendileri sağ değilmiş gibi mirasçılarına geçeceği nazara alınarak muris ...'a ait yeni bir mirasçılık belgesi alınıp, alınan mirasçılık belgesinde, mirası reddedenlerin kanuni mirasçıları varsa, onların da davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalı vekili; davacı tarafından sunulan mirasçılık belgesinde mirası reddeden mirasçıların yer aldığını, ancak murisin şirketteki pay oranının mirasçılar arasında ne şekilde taksim edileceği hususunun belirsiz olduğunu, müvekkili tarafından yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ortağı olan muris ...'in mirasçılarından ..., ... ve ...'in ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamı ile mirası reddettikleri, geriye mirasçı olarak murisin eşi ...’in kaldığı, veraset ilamına dayalı olarak alınan hisse devir kararının geçici tescilinin yapıldığı, ancak davacı şirket ortağı ...'in ... dışındaki tüm mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle hisse devir kararının kesin tescilinin yapılması gerektiği gerekçesiyle miras yoluyla pay devrine ilişkin kararın kesin tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Davacı vekili, ...ın 01.09.2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin...’ın anne ve babası olduğunu, kendisinden kalan mirası kayıtsız ve şartsız reddettiklerini beyan ederek bu durumun tespitini talep etmiştir. Mahkeme, alacaklılara husumet yöneltilerek ve borç miktarı belirtilerek açılması gerektiğinden bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Mirasbırakan ..., 01.09.2013 tarihinde vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları olan eşi ve oğlu, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1442 Esas, 2013/1434 Karar sayılı dosyası kapsamında mirası kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir....
Türk Medeni Kanununun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda mirası reddeden yukarıda isim ve soyadları yazılı kişiler mirası reddetmekle mirasın, kendileri sağ değilmiş gibi mirasçılarına geçeceği nazara alınarak muris ...'a ait yeni bir mirasçılık belgesi alınıp, alınan mirasçılık belgesinde, mirası reddedenlerin kanuni mirasçıları varsa, onların da davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....