Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/261 Esas 2012/329 Karar sayılı ilamı ile davalı ...’in murisinden kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar..., ..., kardeşleri ...'ün mirası reddetmesi ile ilgili işlemlerden haberdar olmadıklarını, kendilerinin mirası reddetmediklerini beyan ederek davanın reddini savunmuş; davalılar vekili, davalı ...’in davacıya olan borcunu ödediğini belirterek yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve yargılama giderleri davalı ... üzerinde bırakılmıştır. Hükmü, davalılar..., ..., ... vekili temyiz etmişlerdir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler....
GEREKÇE: Dava mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 617. maddesi gereğince; "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." Yine aynı kanunun 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir....
Hukuk Dairesi'nin 13/12/2018 tarih 2018/716 Esas - 2018/1404 Karar sayılı kararı ile; "... mirasın gerçek reddinin iptali davalarında mirası reddeden kişinin alacaklılarına zarar vermek amacıyla kötü niyetle mirası reddetmiş olup olmadığı hususunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde araştırılması gerekmektedir. Dava konusu olayda, ilk derece mahkemesince mirası reddeden T6 terekesinin borcunu karşılamaya yetmediği araştırılmış, tespit edilmiş ise de; Davalı T6 babası olan Ömer Uygun'un ölüm tarihi olan 17/04/2016 tarihi itibariyle terekesinin borca batık olup olmadığı araştırılıp tespit edilmemiştir....
Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez....
Bir kısım mirasçıların talebi üzerine mirasın reddinin tespit ve tesciline yönelik verilen karar neticesinde, davacı kurumun, mirasçıların murisin borçlarından sorumlu olmadıklarını yargılama sırasında öğrendiği, mevcut durumun mirasın borçlarından sorumlu olması gereken ancak mirası reddetmeleri nedeniyle sorumluluktan kurtulan davalılar lehine vekalet ücreti verilmesi gerektirmeyeceği belirlenmektedir. O halde; mahkemece; mirası reddeden davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mirası reddeden mirasçılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalı ...’ün temyiz itirazının incelenmesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda mirası reddeden dahili davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine karar verildiği, davalı ...’ün de diğer davalılar gibi mirasın reddinin tespit ve tesciline yönelik başvurudaa bulunduğu, ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasın gerçek reddinin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.11.2015 gün ve 2015/2790 Esas, 2015/10027 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ... ile 03.09.2008 tarihli tüketici kredisinden kaynaklı alacağının bulunduğu, ihtarname ile mirasçılarına bildirildiği, ödeme yapılmayınca icra takibi yapıldığını, davalıların alacaklıyı zarara uğratmak maksadıyla mirası reddettiklerinden mirası reddin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 617. maddesi gereğince; "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." Buna göre murisin alacaklıları tarafından Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanılarak mirasın reddinin iptali davası açılamaz Ayrıca Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Davacı, davalı mirasçıların değil murisin alacaklısıdır....
TMK'nun 617/1 maddesinde belirtilen mirasçının alacaklarının mirasçının mirasın reddinin iptali için iptal davası açması için belirtilen 6 aylık süresinin hak düşürücü süre olup, sürenin mirasçının mirası red başvurusunun Sulh Hukuk Mahkemesi hakimine ulaştığı andan başlayacağı, mirasçının alacaklılarının bu reddin iptali davasını 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açması gerektiği somut davada davacı alacaklının iş bu mirasın reddinin iptali davasını hak düşürücü süre dolduktan sonra açtığı görülmüştür. Her ne kadar ilk derece mahkemesinin, hak düşürücü sürenin başlangıç tarihini kararın kesinleşme günü olarak alması hatalı ise de, bunun sonuca etkili bir durum olmadığı, kesinleşme tarihinden itibaren dahi altı aydan çok daha fazla sürenin geçmiş olduğu görülmüştür. Bu hale göre ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.02.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine temyiz dilekçesinin reddine dair verilen 06.06.2017 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalı borçlu aleyhinde Denizli 8. İcra Müdürlüğünün 2013/640 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının murisi/babası ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Demirci Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 27/02/2014 NUMARASI : 2013/61-2014/39 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.02.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 617. maddesi gereğince mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı H.....