Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, 09.08.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 03.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Talep, mirasın gerçek reddin tespitine ilişkindir. Talep eden, babası ...’in 12.03.2014 tarihinde vefat ettiğini, babasının mirasını kayıtsız ve şartsız reddettiğini açıklayarak mirası reddin tespitini istemiştir. Mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Hükmü, talep eden temyiz etmiştir. Talep, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirası Reddininin İptali Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; *onanmasına dair Dairemizin *20.10.2009 gün ve *11595-17844 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle davacının, mirası reddeden davalının ret süresi sona ermeden tereke mallarını sahiplendiğine ilişkin bir iddiayı yargılama sırasında ileri sürmediğinin anlaşılmasına, onama ilamında yer alan “bu hususun kanıtlanmadığına” ilişkin ibarenin, reddin iptali isteğinin Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmadığını belirlemeye matuf bulunmasına göre, Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından...
müvekkilinin alacaklarına karşılık davalı tarafça hiçbir güvence de verilmeyip müvekkilinin hak kaybına uğratıldığını, izah edildiği üzere davalının malvarlığının müvekkilinin alacağını karşılamaması, müvekkilini zarara uğratmak amacıyla kötüniyetli hareket etmesi, borca batık olmayan mirası reddetmesi ve alacaklı müvekkiline yeterli bir güvence verilmemesi durumları nazara alınarak TMK.nun 617. maddesi uyarınca reddin iptali hakkında mahkemeye müracaat etme zorunluluğu doğduğunu bildirerek davalının murisinden kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 617. maddesinde “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir” hükmü düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanununun 617.maddesi hükmüyle mirasçıların alacaklılarının korunması düzenleme konusu yapılmıştır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi tarafından mirasın reddine ilişkin kararın iptali istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirası reddin iptali, ıslahla tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 23.12.2021 tarihli ve 2021/6526 Esas, 2021/4245 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Dairemiz bozma kararına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; Dairemizin 23.12.2021 tarih ve 2021/6526 Esas, 2021/4245 Karar sayılı kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.11.2014 gününde verilen dilekçe ile mirası reddin iptali terditli tasarrufun iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan...
Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK.m.599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610.maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır. Mirası hükmen ret etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir.(HGK' nın 16.04.2008 tarih 2008/332-436 Esas ve Karar sayılı kararı)....
06.10.2010 tarihli ve 7011 yevmiye no'lu ihtarname ile mirasçılar evi sattıklarından evi boşaltmasını istediklerini ve kendisine meni müdahale davasının açıldığını, ortada davalıların hilesi ve aldatması ile yapılan bir sözleşme ve mirası ret beyanının olduğunu belirterek mirası ret beyanının iptali ile buna göre veraset ilamı verilmesini istemiştir....
Türk Medeni Kanununun 617. maddesinde “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Dosya kapsamına göre davalı ..'nin 10.09.2012 tarihinde vefat ettiği, yasal mirasçılarının çocukları .., .. ve .. olduğu, bu kişilerin süresinde .. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvuruda bulundukları ve mahkemece 19.09.2012 tarihinde bu mirasçıların kayıtsız ve şartsız olarak murisin ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren geçerli ve 3 aylık süre içerisinde mirası reddetikleri gerekçesiyle MK'nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca mirasın reddinin tespit ve tesciline karar verdiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, yargılama sırasında vefat eden davalının mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır....
Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Somut olayda, mahkemece 31.01.2013 tarihinde vefat eden muris ...’ın davacıdan başka mirasçısı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, başkaca mirasçısının bulunması halinde davacının mirası ret talebinden feragati hakkında muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı sorulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....