"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.7.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 1.8.1977 tarihinde biçimine uygun şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile murisi ... intikal eden 357, 358 ve 14 ada bulunan diğer bir parselden mirasçılardan ...'e intikal eden payını satın aldığını bildirerek bu payların iptalen kendi adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Dava, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazda malikler arasında yapılan noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Satış vaadi sözleşmesi 23.06.1993 yılında taraflarca imzalanmıştır. Davacı ile davalıların murisi ...kök muris ...'nin mirasçısı olup, 02.02.2010 yılında intikali yapılan tapu kaydına göre taşınmaz elbirliği mülkiyetine tabidir. 26.05.1954 tarih 7/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mirasçılar arasında zaman aşımı cereyan etmeyeceğinden davanın esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra neticesine göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Noterliğinde 21.11.1973 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi uyarınca 122, 148, 159, 182, 220 ve 455 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hak ve payının satışının vaat edildiğini, bedelini ödeyip zilyetliğini devraldıkları taşınmazların mülkiyetin nakledilmediğini ileri sürerek, taşınmazların adlarına tescilini istemiştir. Davalı ... yanıt vermemiş; diğer davalı ... ise, zamanaşımı süresi geçtiğini, zilyetliğin devredilmediğini ve taşınmazı kullanan bir kısım davalılara ihtar gönderdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptal-Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili, davalılar ve dava dışı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar vekili, vekil edenlerinin yakın mirasbırakanı ... tarafından 15.12.1989 ve 14.12.1989 tarihli noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri ile davalılardan ... ve diğer davalıların mirasbırakanı Ümmü Taş’ ın paylarını satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek tapu paylarının iptaliyle davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Dava, elbirliği mülkiyete tabi taşınmazda malikler arasında yapılan noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kadastro tespiti 1950 yılında yapılmış, açılan kadastro tespitine itiraz davasının sürdüğü sırada satış vaadi sözleşmesi 07.06.1965 yılında taraflarca imzalanmıştır.Davacıların murisi ile davalı kardeş olup, 14.01.1991 yılında hükmen tescil edilen tapu kayıtlarına göre taşınmazlar elbirliği mülkiyete tabidir. 26.05.1954 tarih 7/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mirasçılar arasında zaman aşımı cereyan etmeyeceğinden davanın esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra neticesine göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 17.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.11.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan 19.7.2007 tarihli, 5398 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesi nedeniyle 5736 ada 3 ve 4 parseller ile 549 ada 5 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet geçirine borcu yüklenen satıcıdan, edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde yürürlükte bulunan Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açılacak tapu iptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar....
Elbirliği ortağı olan diğer davalı ... ise bu satış vaadi sözleşmelerinde taraf değildir. Hal böyle olunca satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı bulunduğundan davalı ... dışındaki satış vaadi borçluları davalılar ..., ..., ..., ... yönünden istemin kabulü gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu eski 657 parsel yeni 384 ada 39 parsel sayılı taşınmazda davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne, davacı ile ... arasında 657 ve 90 parseller için yapılan satış vaadi sözleşmeleri yönünden davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Mahkemece, davalıların murislerinin dava konusu taşınmazlardaki paylarını satış vaadi sözleşmeleri ile davacı tarafa sattıkları, bu nedenle taşınmazların tam pay ile davacıya ait olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisi ... adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bir kısım mirasçıların 1953 tarihli noter satış vaadi sözleşmeleri ile davacı tarafa çekişmeli taşınmazlardaki miras paylarını satmayı vaadettikleri halde, 1967 yılında kayden ... ’a satmaları nedeniyle satış vaadi sözleşmelerine mi yoksa kayden yapılan satışlara mı üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf noter satış vaadi sözleşmelerine, davalı taraf ise pay temlikine ilişkin tapu kayıtlarına dayanmışlardır....
Mahkemece, asıl dava ve davacı H...S..’nun tescil istemli birleştirilen davasının reddine; satış vaadi sözleşmesinin iptali istemi içeren birleştirilen davanın kabulü ile sözleşmenin iptaline; satış vaadi sözleşmesinin iptali istemi içeren birleştirilen diğer davaların ise, sözleşmenin iptaline karar verilmiş olmakla konusuz kaldıklarından karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacılar H.. S... ve N... S.. vekili temyiz etmiştir. 1-Asıl ve birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen diğer davalar ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istemlerine ilişkindir....