Mahkemece, 10/12/1991 tarihinde meslek hastalığı nedeniyle malül kaldığı anlaşılmasına rağmen murisin 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalı aleyhine manevi tazminat davası açmadığı, meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle açılacak manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi ölüm tarihinden itibaren işlemeye başlayacak ise de, dava konusu somut olayda davacıların murisinin meslek hastalığını ve iş gücü kaybı oranını öğrendiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içerisinde bu hakkını kullanmadığı gerekçesi ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hak sahibi olan davacıların manevi tazminat talebi, sigortalının meslek hastalığından kaynaklanan maluliyetine değil, meslek hastalığı nedeniyle ölümüne dayanmaktadır. Bu nedenle somut olayda zamanaşımı gerçekleşmemiştir. ......
Sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değeri rücu edildikten sonra, sigortalının ölümü sonrasında hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirleri, tahsil edilen ilk peşin sermaye değeri içerisindedir ve ilkinin fer’isi niteliğindedir. Sigortalıya bağlanan gelirin peşin değeri ödenip tasfiye edildikten sonra sigortalının hemen ölümü halinde artık geri rücu imkanının olmadığı Dairemiz uygulamasıdır. Anaya Mahkemesinin kararında bahsedildiği gibi, iş kazası ve meslek hastalığı gibi sigorta dalları nedeniyle Kuruma ve dolayısıyla Devlete ait bir yükümle, işverenin sorumlu tutulması hukukça benimsenemez. Madde metni incelendiğinde, hem sigortalıya hem de akabinde yıllar sonra sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin peşin değerlerinin tazminine olanak veren düzenleme yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin meslek hastalığı sonucu ölümünden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının eşi ...'nun 19.3.2009 tarihinde meslek hastalığı nedeniyle ölmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ölümün meslek hastalığına bağlı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Hal böyle olunca, davacı Kurum avukatının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle kesinlik nedeniyle reddine. 2-Davalının temyizine gelince; 5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21’inci madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde ./.. -2- bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....
koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; " İddia, savunma, alınan hesap ve kusur bilirkişi raporları, veraset ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; maddi tazminat yönünden yapılan irdelemede; Mahkememizce ölü davacının % 10 fark malüliyeti nedeniyle maddi kazanç kaybının 1.464,75 TL olduğu tespit edilmiş ve talebin kabulüne karar verilmiştir./ Manevi tazminat talebi yönünden yapılan irdelemede ise; müteveffanın(fark maluliyet tespit tarihinde 80 yaşında) ve davacıların yaşı ve sosyal yaşantıları, meslek hastalığının tespit tarihi, hastalığın derecesi, ölü davacının PMF bakiye ömrü ile vefat tarihi, ölü davacının dava konusu % 10 fark malüliyetinin tespit edildiği ve vefat ettiği tarih arasında geçen süre (fark meslek hastalığı maluliyet tespit tarihinde PMF bakiye ömrü 4,85 yıl olup 17.07.2019 tarihinde vefat ettiğinden dava konusu fark meslek hastalığı maluliyeti ile ortalama 9 ay yaşadığı anlaşılmıştır.), bu süre içinde çektiği kabul edilen üzüntü...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21/1. ve 76/4. maddeleri olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir...
Anılan maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır....