Ancak, meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Anılan maddeler uyarınca; işverenlerin meslek hastalığından sorumlu tutulabilmesi için, sigortalının bu işverenlerin hizmetinde çalışırken meslek hastalığına tutulduğunun ve meslekte kazanma güç kaybının bu hastalıktan kaynaklandığının tespiti, eski işinden fiilen ayrılma zamanı ile hastalığın meydana çıkması arasında, hastalık için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde (Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) belirlenen süreçten (yükümlülük süresinden) daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır....
Öte yandan meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan davalarda faizin zararın meydana geldiği meslek hastalığının tespit tarihinden itibaren yürütüleceği, meslek hastalığının tespiti ile birlikte zarar veren bakımından temerrüte düşüldüğünün kabulünün gerektiği dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Hal böyle olunca da davanın niteliğine göre meslek hastalığının tespit edildiği 03.07.2000 tarihinden itibaren faize karar verilmek gerekirken, ... rapor tarihinden itibaren faize karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, meslek hastalığının tespit tarihinde hataya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Davalı ... vekili; davacının iş yerinde sigortalı olarak 01.08.1990-30.07.2000 tarihleri arasında toz boyanın vernikle karıştırılıp boya haline getirildiği imalat bölümünde çalıştığını, davacı işyerinde çalışmaya başladıktan sonra 02.04.1993 tarihinde meslek hastalığına tutulduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin meslek hastalığının 02.04.1993 tarih ve 214 sayılı ... Meslek Hastalıkları Hastanesinin Sağlık Kurulunun raporu ile tespit edildiğini, davacı firmada çalışmaya başladığında müvekkilinin hiçbir hastalığının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III-MAHKEME KARARI A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile, -ATK Genel Kurulu'nun 10/03/2016 tarih ve 480 karar numaralı raporu dikkate alınarak davalı ...'ın meslek hastalığına yakalanmadığının ve meslek hastalığı sebebiyle maluliyetinin bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. B-BAM KARARI Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir....
Dosyadaki kayıt ve evraklardan; Davacının 1992-2010 yılları arasında davalı işverene ait işyerinde sigortalı olarak çalıştığı, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinin 03.05.2011 tarihli raporunda davacının hastalığının meslek hastalığı olmadığınınbildirildiği, Kurumun 16.05.2012 tarihli raporunda davacının boyun ve bel ağrısı şeklindeki hastalığının meslek hastalığı olmadığının bildirildiği, Yüksek sağlık Kuruluna başvurulmadığı, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 29.12.2014 tarihli raporunda intervertebral disk bozukluğu tanısının iş dışında da herhangi bir eyem sonucu da olabileceği dikkate alındığında hastalığının mesleki olup olmadığının belirlenemediğinden iş göremezlik oranının da belirlenmesine gerek olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesidir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2020 NUMARASI : 2019/38 Esas - 2020/123 Karar DAVA KONUSU : Ölümün Meslek Hastalığı Sonucu Olduğunun Tespiti KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı murisi İbrahim Bozkurt'un davalı TTK' nın Karadon Bölgesinde uzun yıllar ocak işçisi olarak çalışması nedeni ile pnömokonyoz meslek hastalığına yakalandığını, sağlığında işveren aleyhine açmış olduğu meslek hastalığı nedeni ile maddi ve manevi tazminat dosyalarının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacı murisinin meslek hastalığının ilerlemesi nedeni ile 02/09/2018 tarihinde vefat ettiğini, davacıya ölüm aylığı ile birlikte meslek hastalığı maluliyet aylığının da bağlandığı belirterek davacının murisi İbrahim Bozkurt'un ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğunun tespiti ve davacıya meslek hastalığı nedeni ile ölüm maaşı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eldeki davada; mahkemece, davacıya ölüm geliri bağlanması gerektiğine dair yaklaşım ile Bölge Adliye Mahkemesince; 506 sayılı Yasanın “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlıklı 99. maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 97. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeler uyarınca, “davacının 17.10.2017 tarihli başvurusu dikkate alındığında, geriye doğru 5 yıllık ölüm gelirlerinin talep edilebileceği halde taleple bağlılık kuralı da ihlal edilerek 01.11.2012 tarihinden itibaren gelir bağlanması gerekirken 01.08.2012 tarihinden itibaren gelir bağlanması yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf isteminin bu gerekçeyle yerinde görülerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” yönündeki tespiti isabetli ise de; 5510 sayılı Yasa'nın 20'inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre ve aynı Yasa'nın 55/2 fıkrasındaki güncelleme işlemi yapılmaksızın, ancak, üçüncü fıkrasında belirtilen, alt sınır gözetilerek, 34. madde hükümlerine göre aylık bağlanması gerektiği hususunun gözetilmeyerek isabetsiz...
Oysa olayda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için sigortalıda meslek hastalığının meydana gelmesindeki kusur durumunun; iş güvenliği uzmanı maden mühendisi, hukukçu ve tıp doktoru ile oluşturulacak bir bilirkişi kurulu tarafından düzenlenecek raporla belirlenmesi gereklidir....
Genel Kurulu'ndan raporlar alındığı, ilgili raporlarda davacının hastalığının meslek hastalığı olduğu ve %55 sürekli iş görmezliğin tespit edildiği, davanın kabulüne karar verildiği, en son Yargıtay 10.H.D.'nin 2015/13245 Esas, 2016/2604 Karar sayılı ilamı ile , dava konusu meslek hastalığının hangi tarihten itibaren ve ve hangi oranlarla tespit edildiğinin belirlenmesi için ......
Dosya kapsamında bulunan Ankara Meslek Hastalıkları Hastahanesinin ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin raporları dikkate alınarak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun17.06.2016 tarih raporu ile davacının pnömokonyoz meslek hastalığının bulunduğu, maluliyet oranının % 0 olduğunun, servikal diskopati hastalığının mesleki olmadığına, tinea pedis hastalığının mesleki olmadığına karar verildiği, tespit edildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Kurulunun 05.11.2018 tarih ve 20307 sayılı raporu ile davacıda bulunan disk hernisi hastalığının mesleki olup olmadığının belirlenemediği, maluliyet tayini yapılamadığı, tinea pedis rahatsızlığının mesleki olmadığının bildirildiği, 04.04.2018 tarih ve 6540 sayılı raporuna göre de, davacıda pnomökonyoz meslek hastalığı bulunduğu, maluliyet tayinine gerek olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır....
K A R A R Dava, davacının 23/12/2005 tarihli malullük aylığı bağlanması talebinin iş yerine maluliyetini gerektiren arıza ile girdiği gerekçesine dayanarak Kurumun 15/08/2006 tarih ... sayılı yazısı ile reddine dair işleminin iptali ile 01/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere davacıya malullük aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Adli Tıp Kurumunun 12/07/2010 havale tarihli raporunda, davacının %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının, davacının işe başlama tarihi olan 16/02/2002 tarihinde tedavi ile çalışma olanağı vermeyen şizofreni hastası olduğunun, hastalığının maluliyetini gerektirecek düzeyde olmadığının, ancak geçen zaman içerisinde hastalığının ilerleyerek tedavi ile çalışma olanağı vermeyen duruma geldiğinin bildirildiği belirtilerek ... Kurumu Pendik Sigorta Müdürlüğünün 15/08/2006 gün ve ... sayılı kararının iptaline karar verilmiştir....