Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı yanca, ölüm ile meslek hastalığı arasındaki illiyet bağını belirleyen adı geçen raporlara itiraz edildiğine göre, öncelikle 5510 sayılı Yasanın 14/3 ve 58/4 maddelerinde öngörülen prosedür uyarınca ölümün meslek hastalığı (Pnömokonyoz) sonucu meydana gelip gelmediği konusunda, Kurum Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora karşı somut verilere dayanan bir itiraz olursa Yargıtay 28.06.1976 gün ve 1976/6-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Adli Tıp Kurulundan rapor alınarak sonuca gidilmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda;davacın murisinin ölümünden önce meslek hastalığına yakalandığı ve pnömokonyoz meslek hastalığı nedeniyle %32,2 işgören durumda olduğu anlaşılması olmasına göre yasal prosedür işletilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    Öte yandan kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığının tesbiti ön sorundur. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığı ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahibine gelir bağlanamayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı olmadığından ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğunun tesbitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile birarada görülüp sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK'nun 7.2.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/ 55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....

      Öte yandan kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığının tesbiti ön sorundur. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığı ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahibine gelir bağlanamayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı olmadığından ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğunun tesbitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile birarada görülüp sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK'nun 7.2.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/ 55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....

        Mahkemece feragat nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir. 03.09.2007 tarihli dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere davacılar, meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunurken, miras bırakanlarının ölümünün meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmadığını belirtmiş, giderek davalı işverenin tam kusuruna dayanmış yargılama devam ederken kazanın kaçınılmazlık sonucu meydana geldiği davacılar vekili tarafından kabul edilmiştir. Mahkemece talep edilen miktardan bir miktar indirim yapılmak suretiyle manevi tazminatın belirlenmesi gerekirken isteğin aynen hüküm altına alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

          Davacı eşi T8 davalıya ait işyerinde yakalandığı meslek hastalığı sonucu vefat ettiğini, ölümün meslek hastalığı sonucu olduğunu iddia ederek maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalı ise davada zamanaşımı olduğunu ve davanın mükerrer olarak açıldığını, müteveffanın başka işyerlerinde de çalışmalarının olduğunu, ölümün başka iş yerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğduğunu, müvekkili kurumun gerekli önlemleri aldığını ve almaya devam ettiğini, bu bakımdan müvekkili kurumun kusuru bulunmadığını, ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığını, davacıların destekten yoksun kaldıkları iddiasının varit olmadığını, istenen tazminat miktarının çok fazla olduğunu savunarak davanın reddini talep ettiği, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen nedenlerle istinafa başvurduğu görülmüştür. Somut olayda, hak sahipliği dosyalarının ( Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 2007/1046 Esas, 2011/100 Karar, Zonguldak 1....

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2022 NUMARASI : 2019/191 2022/12 DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili murisi eşi T1 davalı işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığını ve bunun sonucunda 07/05/2016 tarihinde meslek hastalığı sonucunda vefat ettiğini, davacının murisinin meslek hastalığı sonucu ölümü sebebiyle maddi zarara uğradığını, ölümü nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile Eş T2 için maddi tazminatın ölüm tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Gerçekten temyiz incelemesi sonunda yerel mahkeme kararı, ölüm olayının meslek hastalığı sonucu olup olmadığının usulünce araştırılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Ne varki aynı olay nedeniyle sigortalının eşinin açtığı davada, meslek hastalığından ölüm nedeniyle manevi tazminata karar verilerek bu kararın kesinleştiği dosya içerisine celb edilen Zonguldak 1.İş mahkemesinin 2006/1020E ve 2007/315K sayılı dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu duruma göre: Sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu meydana geldiğinin kesinleşmiş yargı kararı ile belirlendiği ortadadır. Hal böyle olunca da başkaca bir noksanlık bulunmamasına göre yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, ölümünün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılmadığı nedeniyle bozulmasının maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmakla Dairemizin 10.06.2008 gün 2008/8504E, 2008/8921K....

            İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın, davacı murisi yer altı maden işçisi eşinin, davalı kuruma ait işlettiği yer altı maden ocaklarında ağır şartlarda, gerekli koruyucu ve önleyici tedbirler aldırılmadan, iş güvenliği kurallarına aykırı davranılarak silis ve kömür tozlu ortamda çalıştırılması sonucu meslek hastalığına süreç içinde ve sağlığında yakalanması, sakat ve malul kalması sonucunda da bu hastalığı nedeniyle ölmesi üzerine, davacının ölen eşinin maddi desteğinden yoksun kalması, davalı işveren kurumun bu meslek hastalığının oluşumunda kusurlu bulunması nedeniyle açılan tazminat davası olduğunu, -İlk derece mahkemesince davacı murisi işçinin ölümünün meslek hastalığı sonucunda olmadığına dair ATK 1....

            Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı murisi Şevket Dayı'nın en son meslek hastalığı maluliyet oranının %31 olduğu, 11/08/2014 tarihinde 59 yaşında vefat ettiği, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Yüksek Sağlık Kurulu ve Adli Tıp 1.İhtisas Dairesi heyet raporlarında; Davacı murisinin ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespit edilerek sabit hale geldiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğuna ilişkin aksi yönde somut bir delil de sunulmadığından emsal mahkeme ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesi ilamları doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." Gerekçeleriyle; "davanın reddine" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

            İhtisas Kurulu Ve Adli Tıp Genel Kurulu'nca murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu meydana geldiğinin belirlendiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığı kabul edildiğinden davacı eşe de herhangi bir gelir bağlanmadığı, belirlenen zarardan da bu nedenle gelire ilişkin ilk peşin sermaye değerinin davalının kusuru oranında maddi zarardan düşülmediği anlaşılmaktadır. Meslek hastalığı sonucu sürekli iş görmez duruma gelen sigortalı, sorumlulardan maddi zararlarının giderilmesini isteyebilir. Maddi zarar kavramı ise, malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade etmek için kullanılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu