WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen dosya davacısı T3 dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşadığı evine haciz konulduğunu, satışa geçildiğinde müvekkiline gönderilen 103 davetiyesi üzerine bu durumu öğrendiklerini, haciz işleminin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin herhangi başka bir evinin olmadığını, müvekkilinin haciz konulan evde ikamet ettiğini, İİK gereğince borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle iki ayrı takip borçlusu tarafından aynı takibe ilişkin olarak iki ayrı taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasında bulunulduğu meskeniyet iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğü karı ve kocanın ayrı ayrı taşınmazlar için meskeniyet iddiasında bulunmasının her iki taşınmazın da meskenleri olmadığını gösterdiğini açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir....

konulmuş olduğunu, ancak, bu haczin öğrenildiğine dair kayıt olmadığından kanuni itiraz süresinin başlamadığını, 103 davetiyesinde mesken olarak kullanılan taşınmaza haciz konulduğuna dair kayıt bulunmadığından meskeniyet şikayeti süresinin öğrenme tarihinden itibaren başladığını, ayrıca, dava dilekçesinde 3 ayrı icra dosyası için şikayette bulunduklarını, sadece 2019/6387 esas sayılı dosya için karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/15 Esas sayısına kaydedildiği, mahkemece 2014/15 E. sayılı dosyada 04.04.2014 tarihli tensip tutanağının 5 numaralı bendinde birlikte açılan kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet iddiası davalarının farklı yargılama usullerine tabi olması nedeniyle meskeniyet iddiası davasının bu dosyadan tefrikine karar verilerek mahkemenin 2014/29 E. sayılı dosyasına kaydedildiği görülmektedir. Bu durumda, borçlunun 20.02.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde mahkemece, borçlunun, haczi, kıymet takdirinin tebliğ edildiği 18.02.2014 tarihi itibariyle öğrendiği ve şikayetin süresinde olduğu dikkate alınarak işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin süre yönünden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    olmadığını, meskeniyet iddiası için yasal sürenin geçtiği biran için kabul edilse bile, şikayetçinin meskeniyet şikayeti kamu düzenine ilişkin olup anayasal bir hak olan mülkiyet hakkını da ilgilendirdiğini, Bu nedenle şikayetin süresiz kabul edilip değerlendirilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Satış hazırlıklarının sürdürüldüğü sırada, borçlunun 18.05.2013 tarihinde İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvurusunda, İİK’nun 82/12.maddesine dayalı olarak, kıymet taktiri yapılan taşınmazın haline münasip evi olduğu iddiası ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece icra emri tebliğine göre süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir. İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....

      Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

        Bölge adliye mahkemesince incelenmesi istenen taşkın haciz şikayetinin reddine dair kararın İİK.nun 363/1 maddesinde belirtilen istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, kesin nitelikte bulunduğu görülmekle taşkın haciz şikayeti yönünden İİK'nun 365/3 maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin reddine, haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkeme kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu anlaşılmakla esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere; Davacı vekilinin Kayseri 3....

        Eğer borçlu, boş arsa üzerine haciz tarihinden önce bina inşa etmiş ise, borçlu bu ev için meskeniyet şikayetinde bulanabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa: 513). Meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın tam teşekküllü bir mesken niteliğinde olması şart olmadığı gibi tek bir odasının ikamete elverişli olduğu durumlarda dahi anılan iddianın değerlendirilmesi gerekir. Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır. Ayrıca haczedilmezlik iddiasına konu evde borçlunun oturmaması ve evin fiilen kullanılmaması da meskeniyet şikayetine engel değildir. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan 104 Ada 148 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğu görülmektedir....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşkın haciz şikayeti yönünden icra hukuk mahkemesince verilen kararlar İİK'nın 363/1. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğundan, taşkın haciz şikayeti yönünden verilen karara yönelik istinaf başvurusunun ek kararla reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, haczin borçlunun adresinde ve borçlunun huzurunda gerçekleştirildiği, istihkak iddiasının tutanağa geçirildiği ve gereği için asıl icra müdürlüğüne gönderildiği, istihkak iddiasıyla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığı, eldeki dosyada açılan istihkak davasının bu dava dosyasından tefrik edildiği, yapılan haciz işleminin usul ve yasaya uygun olduğu ve haczin yapılış şekline 3. kişi konumundaki davacının itiraz hakkının da bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının şikayetinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

          Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Öte yandan İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır.Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 14.01.2013 tarihinde konduğu, bu haciz kapsamında 04.12.2013 tarihinde kıymet takdiri yapılıp 29.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ olunduğu, daha sonra taşınmaza 30.01.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ancak şikayet tarihine kadar borçlunun hacizden haber olduğuna dair bir belge yada bilgi olmadığı görülmektedir.Buna göre, borçlunun 17.11.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 30.01.2014 tarihli haciz yönünden İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir....

            UYAP Entegrasyonu