Aile Mahkemesinin 17/12/2020 tarih 2017/417 Esas 2020/279 Karar nolu ilamına dayanarak ilamlı icra takibi yapılmış, borçluya ait Ankara Keçiören İlçesi Şevkat Mah. 5555 Ada 3 Parsel 6 nolu bağımsız bölüme 03/02/2021 tarihinde haciz konulmuş, davacı borçlu vekiline 24/02/2021 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne verdiği 26/02/2021 tarihli dilekçesi ile 103 davetiyesine itiraz ederek haczin kaldırılmasını istemiş, 17/03/2021 tarihinde açılan dava ile meskeniyet şikayeti bildirilmiş, mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre "üzerinde ipotek bulunan taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunulamayacağı, borçlunun taşınmazını ipotek ettirmekle, haczedilmezlik şikayetinden peşinen vazgeçtiği" kabul edilmektedir. Somut olayda, borçlunun haciz tarihinden önce 19.03.2010 tarihinde ... Bankası’ndan alacağı krediye teminat olmak üzere bu banka lehine taşınmazı ipotek ettirdiği görülmektedir. Mahkemece zorunlu olmayan kredi nedeniyle ipotek verildiğinden meskeniyet şikayetinin dinlenemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmişse de, ipotek alacaklısı bankanın 01.02.2012 tarihli yazısında taşınmaz üzerindeki kredi riskinin bittiği ancak ipoteğin müşteri isteğiyle fek edilmediği bildirilmiştir. Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipotek kalktığına göre mahkemenin gerekçesinin aksine meskeniyet şikayeti dinlenir....
Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunabilir. Somut olayda borçlunun, şikayete konu ev dışında taşınmazları da olduğu gerekçe gösterilerek meskeniyet şikayeti reddedilmiş ise de, borçlu bu evlerden birini meskeniyet şikayetine konu edebilir. Alacaklı da şikayete konu edilmeyen diğer gayrimenkulleri sattırarak alacağını tahsil edebilir. O halde, mahkemece, şikayet konusu meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a tebliğ edildiği şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi kapsımında tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan yerleşim yeri belgelerine göre ise, borçlunun tebligatın yapıldığı adreste, kendisine tebligat yapılan...'ın ise aynı binanın 8 nolu dairesinde ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Borçlunun 10 nolu binanın 9 nolu dairesinde, kendisine tebligat yapılan...'ın ise aynı binanın 8 nolu dairesinde ikamet etmesi nedeniyle, kendisine tebligat yapılan... İle borçlunun aynı konutta oturan kişilerden sayılamayacağından, borçluya 27.03.2014 tarihli duruşma gününün tebliği usulsüzdür. Bu nedenle borçlunun duruşmada hazır olmadığı gerekçesi ile HKM'nun 150/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. O halde mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve imza itirazının esası yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 12.09.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 30.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 28.05.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür.Açıklanan nedenle, mahkemece; meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz hakkında ayrı ayrı mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği, kararın kesinleşmesi ile dosyanın yetkili ... 6. İcra Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği, ... 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/250 E. sayılı dosyasında 18.05.2022 tarihli tensip ara kararı ile kıymet takdirine itiraz yönünden dosyanın tefrik ile yeni esasa kaydedilmesine karar verildiği, mahkemece meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Kararın şikayet eden-borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....
Hukuk Dairesinin 03/04/2017 tarih 2017/1893 E 2017/5191 K sayılı 22.4.2005 T. 5078/8749; 24.3.2005 T. 2607/6131; 7.6.2004 T. 9875/14493 sayılı ilamlarında Meskeniyet şikayetinin kamu düzeni ile ilgili bulunmadığının belirtildiğini, bu nedenle haczin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerekeceği, davacı borçlunun taşınmaza uygulanan haczi öğrendiği halde 7 günlük süre içinde dava açmadığı belirtilerek, davacının meskeniyet şikayetinin süresi içinde açılmadığından reddine karar verilmiştir....