Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

T2 tarafından vekaletname ibraz edildiği, adı geçen borçlu vekilince 29/03/2021 tarihli dilekçe ile takip dosyasında meskeniyet itirazında bulunduğu, borçluya 103 davetiyesinin 19/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bunun üzerine borçlu vekilinin mahkeme nezdinde iş bu meskeniyet şikayetinin ise 30.03.2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı taraf Adana ili Çukurova ilçesi Kireçocağı Mah. 1328 parsel G Blok 1. Kat 4 nolu b. bölümde tapuya kayıtlı taşınmazının haczedildiği ve işbu hacizden 29/03/2021 tarihinde haberdar olunduğu beyan edilerek 30/03/2021 tarihinde meskeniyet iddiasında bulunmuş ise de, Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2020/7772 esas sayılı takip dosyasına 27/10/2020 tarihinde borçlu adına Av....

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk raporda davacının incirlik ve zeytinlik olan taşınmazlardan ne kadar gelir elde ettiğinin, elde ettiği gelirin ve malik olduğu arazinin ne kadarının davacının geçimi için zaruri olduğunun tespitinin yapılmadığını, itirazları üzerine alınan ek raporda ise davacının incirlik ve zeytinlik olan taşınmazlardan ne kadar gelir elde ettiğine dair bir tespit yapıldığını ancak bu raporda da elde ettiği gelirin ve malik olduğu arazinin ne kadarının davacının geçimi için zaruri olduğunun tespitinin yapılmadığını, raporun bu yönü ile hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bu hususlar belirlenirken arazilerin büyüklüğünün yanında veriminin, geçindirilmesi zaruri kişilerin ve borçlunun başkaca gelirlerinin de hesaba katılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12. maddelerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

Bu itibarla; dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu meskeniyet şikayeti yönünden kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından meskeniyet şikayetine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Her ne kadar davacı vekili meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de, icra dosyasının incelenmesinde meskeniyet şikayetine konu taşınmaza 19/10/2012 tarihinde haciz konulduğu, 24/01/2013 tarihinde kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği, kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun davacı borçluya 25/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememize meskeniyet şikayeti davasının ise 20/04/2017 tarihinde, yaklaşık olarak 4 yıl sonra açıldığı, 7 gün olan şikayet süresi içerisinde borçlu tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunulmadığı anlaşılmakla, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....

Bu durumda, borçlu sadece bir taşınmaz için meskeniyet iddiasında bulunduğu halde, mahkemece borçlunun daha önce farklı taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulunduğu kabul edilerek, meskeniyet iddiası dinlenmeden sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, borçlu tarafından, tapunun ... İli ... Mahallesi ... Ada 93 Parsel'inde kayıtlı 4 numaralı bağımsız bölüme ilişkin meskeniyet iddiasının ileri sürüldüğü, taşınmaz üzerine haciz tarihinden (18.05.2012'den) önce 27/06/1990 tarih, 2084 yevmiye numarası ile ... T.A.Ş. lehine ve 18/11/1992 tarih 3543 yevmiye numarası ile de Isısan Isıtma ve Klima ......

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; tüm dosya kapsamına göre davanın Meskeniyet İddiasına Dayalı Haczedilmezlik Şikayeti ve Kıymet Takdirine İtiraz olduğu, icra müdürlüğünce yapılan keşif sonucu alınan kıymet takdiri raporu ile Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan raporda taşınmazın bedelinin aynı yani 170.000. TL olarak tespit edildiği ve raporların bir birlerini teyit ettiği belirtilerek Kıymet Takdirine İtirazın Reddine karar verilmiştir. Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti için; Davanın yasal süresinde açıldığı, davacının birden çok taşınmazı olmasının dahi bu taşınmazlardan bir tanesi için meskeniyet iddiasında bulunmasına engel teşkil etmediği, taşınmaz üzerinde mevcut ipoteğin zorunlu esnaf kredisinden kaynaklandığı ve bu suretle ipoteğinde meskeniyet iddiasına engel teşkil etmediği, ancak davacının sosyal ve ekonomik konumuna göre haline münasip evin bedelinin 150.000. TL olup, mahcuz evin bedelinin 170.000....

      A.Ş. ile borçlu arasında imza olunan kredi sözleşmesi gereğince (mortgage kredisinin teminatı olmak üzere) adı geçen banka lehine kurulan ipotek olduğu görülmüş olup, ipoteğin, sosyal amaçlı kredinin teminatını teşkil etmesi ve dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olması karşısında, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, meskeniyet şikayetinin süresinde olması ve taşınmaz üzerinde mevcut ipoteğin zorunlu ipoteklerden bulunması sebebiyle borçlunun, meskeniyet şikayetinin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, aynı taşınmazlar için müvekkili tarafından birden fazla dava açılmasının hem yargılamanın uzamasına hem de müvekkili bakımından ayrıca bir külfete neden olacağını, kıymet takdirine itirazın ve meskeniyet iddiasının aynı dosya üzerinden çözümlenmesi gerekirken dosyanın tefrik edilerek meskeniyete dayalı haczedilemezlik şikayeti yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davacı vekili tarafından tek dava dilekçesi ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz şikayetinin birlikte yapıldığı, mahkemece tensip kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek inceleme konusu esasa kaydının yapıldığı ve akabinde dosya üzerinden yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır....

        takip yapıldığı ve takibin kesinleştiği, bu dosyaya ibraz edilen kredi sözleşmesi ve tapu kaydına göre ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmayıp, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilmiş olması nedeniyle de ipotek bedelinin ödenmediği tespit edilmiş olduğundan rızai verilen ipotek nedeniyle de meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağından mahkeme kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu