Şirketinin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı ile... lehine teminat ipoteği tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ticari nitelikteki kredinin teminatı olarak verilen ve zorunlu ipoteklerden olmayan mevcut ipotek nedeniyle borçlunun meskeniyet iddiasını ileri sürmesi mümkün değildir. O halde mahkemece, borçlunun meskeniyet şikayetinin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, istemin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile reddi isabetsiz o ise de, sonuçta şikayetin reddine karar verildiğinden sonucu itibarı ile doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir....
CEVAP : Davalı alacaklı T5 Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut sebeplere dayandığını, davacı aleyhine başlatılan takiplerde davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu, yapılan yargılamada verilen karara karşı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10.HD. 2020/1067 esas 2020/901 karar sayılı ilamı ile meskeniyet şikayetinin kesin olarak reddedildiğini, bunun üzerine vekalet ücretine ilişkin alacakları nedeniyle takip başlattıklarını ve taşınmaza haciz konulduğunu, meskeniyet iddiasının TMK. 2 maddesine göre hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, izah edildiği gibi Mersin 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/698 esas sayılı dosyasından meskeniyet şikayetinin reddedildiğinden kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı/borçlunun, işbu meskeniyet şikayetine konu taşınmazı 06/12/2017 tarihinde teyzesinin oğluna sattığını, bunun üzerine aleyhinde tasarrufun iptali davası açıldığını ve yargılamasının devam ettiğini, Yargıtay'ın...
Davalı, icra hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinin (meskeniyet iddiasının) bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haczedilmezlik şikayetinin (meskeniyet iddiasının) icra hukuk mahkemesince kabul edilerek kesinleştiği ve davaya konu taşınmaz üzerindeki borçlunun babasından intikal edecek hissesi üzerine konulan haczin kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Davalı, icra hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin icra hukuk mahkemesince kabul edilerek kesinleştiği ve davaya konu taşınmaz üzerindeki borçlunun babasından intikal edecek hissesi üzerine konulan haczin kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Yine İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/342 esas sayılı dosyası da bir kısım taşınmazlar yönünden İİK'nın 82/1- 4.maddesine dayalı maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Bu dosyadan yapılan yargılama sonucu verilen karar Dairemizin 2021/873 E. - 2021/3073 K. sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Hemen yukarıda ve Dairemizin kaldırma kararında da belirtildiği gibi maişet iddiası yönünden borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Oysa somut olayda davacının adına kayıtlı tüm taşınmazların (İzmir 4....
Bölge Adliye Mahkemesi kararında; meskeniyet şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı tespiti üzerine, İlk Derece Mahkemesi'nin ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddi kararına ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet iddiasında bulunan davacı T1 işbu meskeniyet iddiasına dair şikayetin hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra yapıldığını, davacı hakkında Bartın 1....
Davacı borçlu istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayete dair hiçbir karar verilmediğini, bu yönde hiçbir gerekçe de sunulmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin doğrudan TK 21/2 maddesi uyarınca yapılması sebebiyle usulsüz olduğunu, şikayet dilekçesinin gerekli şekilde incelenmediğini, meskeniyet iddiası yönünden ise verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın haline münasip evi olduğunu beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı T2 borçlu olmadığından davasının reddi gerektiğini, davacı T1 taşınmazını ipotek ettirerek kredi çektiğini ve borcun hala devam ettiğini, bu nedenle meskeniyet iddiasında bulunamayacağını, davacı Betül'ün diğer borçlu olduğu dosyalardan konulan hacizler nedeniyle meskeniyet iddiasında bulunmamasının bu dosyadaki meskeniyet iddiasının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, dava konusu konut boş olup oturulmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, dava açılmasına neden olmayan davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, takip dosyasında tespit edilen değere yapılan itiraz sonucu açılan davada taşınmazın değerinin 521.539,20 TL olarak belirlendiğini, bu nedenle bu dosyada taşınmazın 650.000,00 TL'den aşağı satılamayacağına ilişkin kararın çelişkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....