Söz konusu ipotek, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve eşin rızası alınmaması nedeniyle geçersiz olduğundan anılan mahkemece kaldırılmış olması nedeniyle meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya engel teşkil etmez. Açıklanan nedenlerle mahkemece meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.Somut olayda, borçlu tarafından, tapunun ... İli Karatay İlçesi ... Mahallesi 25633 Ada 2 Parsel'inde kayıtlı zemin kat 6 numaralı bağımsız bölüme ilişkin meskeniyet iddiasının ileri sürüldüğü, taşınmaz üzerine haciz tarihinden (10.07.2013'den) önce 15.08.2008 tarih ve 21359 yevmiye numarası ile......
İcra Müdürlüğünün 2014/4615 Esas sayılı dosya olduğu ve şikayetçinin 36 Bağımsız bölüm yönünden meskeniyet şikayetinde bulunduğu şikayet dilekçesi içeriğinden anlaşılmakta olup, mahkemenin gerekçesinde dayandığı üzere, borçlunun taraf olduğu başka bir takip dosyasına yaptığı şikayet tarihi itibariyle hacizden haberdar olduğunun kabulü mümkün değildir. O halde mahkemece...2. İcra Müdürlüğünün 2014/4615 Esas sayılı dosyası ile haciz konulduğu ileri sürülen şikayetçinin meskeniyet şikayetinde bulunduğu 36 bağımsız bölüm yönünden meskeniyet şikayetinde bulunduğu nazara alınarak şikayetin incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre yönünden reddi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/120 Esas sayılı dosyasında meskeniyet şikayetinde bulunduğunu ve şikayetin halen derdest olduğunu, bu şikayetin sonucu beklenmeden yapılan satışın usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, satıştan önce yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun kabulü sonucu taşınmazdaki haczin kaldırılmış olması nedeniyle ortada geçerli bir haciz kalmadığından şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaz hakkında ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/120 Esas sayılı dosyasında yapılan meskeniyet şikayetinin başvuru tarihinin 14.02.2013 olduğu, söz konusu şikayet dosyasında, satışın durdurulmasına yönelik olarak mahkemece verilen bir tedbir kararının bulunmadığı, ihalenin ise 15.3.2013 tarihinde gerçekleştirildiği, meskeniyet şikayetinin kabulüne ilişkin mahkeme kararının 17.9.2015 tarihinde, yani ihaleden çok sonra kesinleştiği anlaşılmıştır....
Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerinde ... lehine 17.09.1997 tarihli 1. derece 750 TL, 27.08.1990 tarihli 2. derece 5.000 TL ve 28.03.2008 tarihli 3. derece 70.000 TL miktarlarında ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. İpotek alacaklısı kooperatif ile borçlu ... arasında düzenlenin 20.03.2008 tarih ve 444 sayılı sözleşmeye göre ipoteğin, ...'ın ipotek alacaklısı kooperatife olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olduğu görülmektedir. Yine ipotek alacaklısı kooperatifin 30.09.2014 tarih ve 623 sayılı yazısında, ipotek sözleşmesinin ...'ın, ... ve diğer kefillerin kefaletiyle kullandığı 28.03.2008 tarih ve 20.000 TL tutarındaki esnaf kredisine ilişkin olduğu ve ipotek sözleşmesine ilişkin kredi borcunun devam ettiği, yine ipotek sözleşmesinin ...'...
Tapu kaydında mevcut ipotek, şikayetçinin murisi mehmet köseoğlu tarafından subjektif bir irade açıklaması sonucu tesis edilmiş olup, bu irade açıklaması mirasçıyı bağlamayacağından borçlunun meskeniyet şikayetininin incelenmesine engel oluşturmaz. O halde mahkemece, şikayetçi borçlu tarafından bir irade açıklması ile ipotek tesis edilmediğinden, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklılar tarafından başlatılan icra takibinde, şikayetçi borçlunun, 2138 parsel sayılı taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiası ile icra mahkemesine başvurduğu, ... 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.10.2018 tarihli, 2018/733 E.-973 K. sayılı kararı ile meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verildiği borçlu yanca ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Somut olayda, borçlunun taşınmazına ilk haczin 04.01.2008 tarihinde uygulandığı, ancak daha önce taşınmazın tapu kaydında .... lehine 10.10.2007 tarihli ipotek kaydı konulduğu görülmüştür. Ancak söz konusu 2008 tarihli haciz, süresinde satış istenmediğinden düşmüş olup, en son haciz tarihi 15.12.2011'dir....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırmasında bakmakla yükümlü olduğu eşi bulunduğunun tespit edilmesine, bilirkişi raporunda davacının haline münasip evin değerinin 100.000,00- TL, dava konusu taşınmazın değerinin ise 84.893,00 TL olarak belirlenmesine, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olmasına, İİK'nun 82/1- 12. maddesi gereği meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturmasının şart olmadığına ve ilk derece mahkemesi kararında gösterilen gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....