Maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 15.02.2021 tarihli, 2020/5792 E, 2021/1541K. sayılı içtihadı). Yukarıda belirtilen nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 4....
Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Somut olayda, hakkında meskeniyet şikayeti olan,... ilçesi,... mevkii, ... mah. 94 pafta, 853 ada 11 parsel üzerinde T.C. ... Bankası lehine,1839 yevmiye no ile 25/2/2011 tarihinde ipotek tesis edildiği anlaşılmakla, ipoteğe ilişkin olmak üzere getirtilen ipotek akit tablosu ve dayanağını oluşturan resmi senette yer alan “ ..aramızda yapılmış ve yapılacak sözleşme taahhütleri gereği kullanmış ve kullanacak olduğum her türlü krediye karşılık...” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Yine adı geçen bankanın 27.12.2019 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin ve borcun sona ermediğinin de bildirildiği görülmektedir. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu sabit ve tartışmasız olduğuna göre, mahkemece, ......
DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; 04.11.2019 tarihinde yapılmış olan ihale ile müvekkili adına kayıtlı taşınmazın T3 adına Caner Şener tarafından 161.700,00 TL’ye satın alındığını, ancak söz konusu taşınmaz hakkında meskeniyet iddiaları olduğunu, bu nedenle taraflarınca yasal süresi içerisinde meskeniyet iddiası nedeniyle dava açıldığını, Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/271 Esas sayılı dosyasıyla meskeniyet yargılaması yapıldığını, meskeniyet davası bitmeden ihalenin yapılmış olmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Akhisar İcra Müdürlüğünün 2018/5174 E sayılı dosyası ile 04/011/2019 tarihinde yaptığı ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 19/01/2017 tarihli ve 2016/325 Esas-2017/31 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün ikinci paragrafındaki ''405 parsele ilişkin meskeniyet iddiasının kabulü ile üzerindeki hacizlerin'' sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine ''405 parsele ilişkin haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile borçlunun hissesi üzerindeki haczin'' sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurusunda; kıymet takdirine itirazın yanısıra meskeniyet şikayetinde de bulunduğu, anılan mahkemenin 2013/846-2014/179 sayılı ve 25.02.2014 tarihli kararında, kıymet takdirine itiraz yönünden mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, meskeniyet şikayeti yönünden ise, açılan davanın tefriki ile mahkemenin başka bir esasına kaydının yapılmasına karar verildiği, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nce, kıymet takdirine itirazın reddi ile birlikte meskeniyet şikayeti yönünden de hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. ....
Somut olayda, takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 27/07/2021 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihinden önce, diğer borçlu şirket lehine ipotek verildiği, ipoteğin ticari kredi nedeni ile, doğmuş ve doğacak borçlar için 12/06/2012 tarihinde tesis edildiği, bankadan gelen cevaba göre taşınmaz kaydında aktif teminat kaydı bulunduğu ve herhangi bir fek işlemi yapılmadığının belirtildiği, haciz tarihinden evvel ipotek borcunun ödenmediği, şikayetçi borçlunun şikayet konusu taşınmaza ilişkin ihtiyari ipotek tesis ederek meskeniyet şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmıştır. O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan (iradi) ipoteğin mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından şikayetin bu nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneği getirtilerek, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak, zorunlu ipotek olup olmadığı; zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olmadığı kanaatine varılması halinde meskeniyet şikayeti değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermektir. Öte yandan, kabule göre de alacaklının alınan bilirkişi raporuna dair itirazları hakkında inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi ve yine sadece şikayete konu 10.02.2015 tarihli haciz hakkında karar verilmesi gerekirken önceki haczi de içerecek şekilde ayrı ayrı hacizlerinin kaldırılması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, yukarıda yazılı ilkeler uyarınca inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı meskeniyet şikayetinin, 2014/86 Esas-2014/299 Karar sayılı, 10.06.2014 tarihli kesinleşmiş ilamı ile kabulüne karar verildiğini, yine aynı taşınmaz ile ilgili meskeniyet şikayetinin görüldüğü davalar olduğunu ileri sürerek hissesi üzerine konulan haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece meskeniyet iddiasına konu dava dosyalarındaki delil durumu, önceki keşif, mahkeme kararları, dosya içeriği ve bilirkişi raporuna göre şikayet konusu taşınmazın borçlunun haline uygun ev olduğu kabul edilerek, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir....
Bu durumda, ilk derece mahkemesince tebligat mazbatasında ismi geçen Hasan Akdağ'ın komşu, kapıcı veya yönetici sıfatı bulunup bulunmadığının tarafların delilleri toplanarak ve zabıta araştırması yapılarak incelenmesi ve varılacak sonuca göre 103 davetiyesi tebliğinin usule uygun olup olmadığı ve şikayetin süresinde olup olmadığı belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile tebligatın usule aykırı ve şikayetin süresinde olduğunun kabulü isabetsizdir. Öte yandan İİK'nın 82/1- 4. maddesine göre, borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi haczedilemez. Arazinin, borçlunun ve ailesinin geçimi için zaruri olup olmadığı borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması, çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz....
O halde; öncelikle taşınmazlardaki ipoteklerin durumu ve haczedilmezlik şikayetine engel teşkil edip etmedikleri belirlenmeli, ipotek şerhlerinin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmediğinin belirlenmesi halinde İİK'nın 82/1- 4. maddesine dayalı haczedilmezlik (maişet) şikayeti bakımından yukarıda açıklandığı şekilde, davacılardan reşit olmayan (Süder dışındaki) davacıların geçimlerinin ne şekilde sağlandığı, annelerinin geçimlerine katkısının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonrasında davacıların yıllık geçinebilecekleri miktar ve taşınmazdaki ekili ve dikili ürün durumu da değerlendirilerek ek rapor alınmak suretiyle 14 parsel sayılı taşınmaza davacıların geçimini karşılamak bakımından ihtiyacı olup olmadığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....