Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan 980 Ada 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında üzerinde kargir depo ve müştemilatı bulunan tarla vasfında olduğu görülmektedir. Hükme esas alınan 24.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda; "müştemilat vasfındaki taşınmazın fiili olarak konut olmak üzere kullanıldığı ve taşınmaz üzerinde davacının mesken olarak kullanılan müştemilatın değeri 7.395,00 TL olduğu tarla vasfı nedeni ile arazi değerinin ziraat bilirkişisi tarafından yapılabileceği" tespitlerine yer verilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Borçlunun meskeniyet iddia ettiği taşınmazın fiili durumu önemli olup, su faturasında adresin işyeri olarak gösterilmesi sonuca etkili değildir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayetin süresinde olduğu, davacının ailesi ile birlikte her iki taşınmazı birlikte ikamet olarak kullandığını beyan etmiş ise de sadece bir taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasına dayalı olarak şikayette bulunulması mümkün olup davacı tarafça meskeniyet iddiası yönünden seçimin 126 ada 18 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden kullanıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporun denetime yeterli ve elverişli olmasına, şikayetçinin ekonomik ve sosyal durumu göz önüne alındığında şikayete konu 126 ada 18 parselde bulunan evin bedelinin şikayetçi borçlunun haline uygun bir ev alabilmesi için gerekli paradan daha az olup haline münasip olduğu, taşınmazlar üzerinde bulunan ipoteklerin zorunlu olarak konulan ipotek olduğu haczedilmezlik şikayetinin engel teşkil etmediği, davacının İİK 82/4 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması, geçimini...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde cevap dilekçesini tekrarla, bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas raporun hukuka aykırı olduğunu, emsal Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, hüküm kurulmadan önce farlı bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekli iken ilk ve son kez alınan bilirkişi raporu ile hüküm kurumanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının müvekkili bankanın alacağına kavuşmasına engel olduğunu ve mağduriyetine sebebiyet verdiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 17....
No.12 D.1 Bahçelievler/İstanbul adresinde bulunan taşınmazına ilamsız takip nedeni ile haciz konulduğunu, alacaklının senetten kaynaklanan borç nedeni ile icralık olduğunu, alacaklıdan para alırken kendisine bankadan kredi çektiğini, pandemi nedeniyle ödemelerini yapamadığını, hacizli taşınmazın kendisinin ve ailesinin kullanımında olan meskeni olduğunu, açıklanan nedenlerle haczedilemezlik şikayetinin kabulü ile taşınmazı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "İK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
O halde yapılan 103 davetiyesi tebligatı usule aykırı olup mahkemece bu yöndeki şikayetin kabulü ile öğrenme tarihinin davacının bildirdiği tarih olarak düzeltilmesi ve buna bağlı olarak meskeniyet şikayetinin süresinde kabul edilerek bu şikayetin esasının incelenmesi yerindedir. İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi hacdezilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Dava, İİK 82/12. maddesine dayalı olarak açılmış meskeniyet nedeni ile haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davacının şikayetine konu taşınmaz üzerinde ipotek mevcut olup, bankadan gelen yazı cevabında GNR Kitap.... Ltd Şti'nin kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını oluşturmak amacıyla banka lehine taşınmazın ipotek edildiği ve borcunda halen devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır....
DAVA KONUSU : MESKENİYET İDDİASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayan asgari nitelikteki evine haciz konduğunu, satış aşamasına geçildiğini, tarafına tebliğ edilen 103 davet kağıdı ile öğrendiğini, haciz işleminin kanuna açıkça aykırı olduğunu, başka herhangi bir evinin bulunmadığını, otuz yılı aşkındır söz konusu evde oturduğunu, evden ayrılmalarının kendisinin ve kızının psikolojisini çok ağır biçimde etkileyeceğini, evde oğlu, gelini ve okul çağında iki torunu ile birlikte kaldığını, borcunu mutlaka ödeyeceğini, haczedilen evin lüks sayılmasının olanaksız olduğunu, piyasa çevresinde makul fiyata sahip olan konut niteliğinde olduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini tayeq ve dava etmiştir....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Tüm bu nedenlerle Mahkemece aynı doğrultuda gerekçe ile verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'nın 357. maddesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf incelemesi sırasında nazara alınamayacağı, HMK.'...
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....