İİK.nun 82/12 maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 11.05.2011 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 25.05.2011 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın , meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 10.03.2014 tarihinde yapıldığı, ve taşınmaz üzerine konulan yeni bir haczin bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda, şikayetin süreden reddine dair mahkemenin kararının onanması gerekirken ,Dairemizce maddi hataya dayalı bozulduğu anlaşıldığından, alacaklının karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir....
O halde, mahkemece; borçlunun ekonomik ve sosyal durumunun yöntemince araştırılması, meskeniyet şikayetine konu 137 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki zorunlu ipotek meskeniyet iddiasının incelenmesine engel oluşturmadığından bu yöndeki şikayetin esasının incelenmesi, 186 ada 11 parsel, 190 ada 13 parsel ve 205 ada 54 parsel sayılı taşınmazlara yönelik İİK'nun 82/1-4. maddesi uyarınca kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden ise borçlunun ziraat ile meşgul olup olmadığının, borçlunun bildirdiği yerler ve diğer ilgili kurumlardan araştırılıp, tereddüde mahal olmayacak şekilde belirlenmesinden sonra, çiftçilik mesleğini icra ettiği tespit edildiği takdirde, şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettiği gelir tespit edilip, haciz anında kanunen bakmakla yükümlü oldukları kişilerin kimler olduğu, haczedilen tarla vasfındaki taşınmazların, kendileri ve ailelerinin geçimleri için zaruri olup olmadığı...
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayetin niteliği gözetilerek duruşmalı incelenmesi zorunludur. O halde, mahkemece, usulünce duruşma açılarak, taraflara tebligat yapılıp, beyanlarının tespiti ve varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun haline münasip evi…” şeklinde bir düzenleme yer almakta olup söz konusu yasal düzenleme nedeniyle müvekkilinin borçlunun evinin haczedilmesi kanuna açıkça aykırılık taşıdığını, tüm bu nedenlerle; Bolu İcra Hukuk Mahkemesi 19.11.2020 tarih 2020/232 esas 2020/288 sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
DAVA KONUSU : Maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasanın 36.maddesinde; "herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetki içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz" düzenlemesi bulunmaktadır; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ise; " her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleri ile ilgili nizalar, gerek ceza-i sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına haizdir " hükmü mevcuttur....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının sadece çiftçilik yaparak geçimini sağlamadığını, dava konusu taşınmazın tek başına bir ailenin geçimini sağlayamadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, tarım arazisi olan dava konusu taşınmaz ile ilgili davacının 2020 yılında iş bu haczedilmezlik davası açıldıktan sonra ÇKS başvurusu yaptığını, en son üretimin 2017 yılında yapıldığını, şikayete konu taşınmaz ile ilgili açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....
Eğer borçlu, boş arsa üzerine haciz tarihinden önce bina inşa etmiş ise, borçlu bu ev için meskeniyet şikayetinde bulanabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa: 513). Meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın tam teşekküllü bir mesken niteliğinde olması şart olmadığı gibi tek bir odasının ikamete elverişli olduğu durumlarda dahi anılan iddianın değerlendirilmesi gerekir. Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır. Ayrıca haczedilmezlik iddiasına konu evde borçlunun oturmaması ve evin fiilen kullanılmaması da meskeniyet şikayetine engel değildir. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan 104 Ada 148 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan ilamlı icra takibinde borçlu meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunmuş, mahkemece şikayetin kabulüne ile dava konusu taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir....
Davacı - borçlunun taşınmaz üzerine konulan 12/10/2015 tarihli hacze yönelik de meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1073- 2016/523 E.ve K.sayılı ilamı ile meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği, Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz ve bu hacze yönelik açılan meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ve karara bağlanmış ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin kesin hüküm nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....