Meskeniyet iddiası İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca taşınmazlar yönünden geçerli olup taşınır hükmündeki enkaz yönünden böyle bir iddianın dinlenmesi mümkün değildir. Ancak taşınmazın tapu kaydında şikayetçi borçlu yönünden verilmiş bir tahsis kararı veya kurulmuş bir intifa hakkı bulunması durumunda meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Dairemizin 16.4.2019 tarih ve 2018/6810 E. - 2019/6436 K. sayılı bozma ilamında da bu hususa değinilmiştir. Somut olayda, şikayet konusu yerin tapu kaydında buranın İzzet Paşa adına kayıtlı olup şikayetçi borçlu yönünden verilmiş bir tahsis kararı veya kurulmuş bir intifa hakkının bulunmadığı, bu suretle borçluya ait enkaz niteliğinde menkul olduğu anlaşılmıştır....
MESKENİYET İDDİASITAŞINMAZ ÜZERİNDE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 121 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan M… …. A… …. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, alacaklı tarafından İİK'nun 121. maddesi gereğince alınan yetkiye istinaden açılan, bir adet taşınmaz üzerinde ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı M… …. A… …. tarafından temyiz edilmiştir. Davalı temyiz dilekçesinde, borcundan dolayı yapılan hacze istinaden, davacı, ortaklığın giderilmesi davası açtığını ancak, davaya konu taşınmazın, kendisinin ve ailesinin haline münasip evi olduğunu, bu nedenle İstanbul 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, meskeniyet iddiası ile haczedilemeyeceğini ileri sürerek taşınmazındaki 22.02.2013 tarihli haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takip dosyasına açılan 24.07.2012 tarihli talep ile haczi öğrendiği gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Bunun gibi, tapuda mesken niteliğini taşımakla beraber, borçlunun murisi adına kayıtlı henüz paylaşılmamış ve tapuda borçlu adına intikal görmemiş miras payının haczi halinde de borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabileceği kuşkusuzdur. Taşınmazın arsa olarak tapuda kayıtlı olması, üzerinde konut niteliğini haiz bir yapı bulunduğu sürece borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel değildir. Taşınmaz mülkiyetinin içeriği ve kapsamına ilişkin 4721 Sayılı TMK'nun 718. maddesine göre; " Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer." Bu ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında; meskeniyet şikayetine konu, ..., Merkez, ......
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece usulsüz tebligata ve borca itiraza ilişkin taleplerinin reddolunduğunu, meskeniyet iddiası yönünden ise keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, bunun sonucunda dava konusu meskenin değerinin 300.000 TL müvekkilin ve ailesinin haline münasip alabileceği evin değerinin ise 240.000 TL olduğunun raporda belirtildiğini, keşif ve bilirkişi raporuna rağmen mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan konut kredisi ipoteğindeki ipotek akit tablosu ve senet örneğinde "... özellikle Köprübaşı şubesinde namına açılmış ve açılacak krediler sebebiyle doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ..." şeklindeki kayıtlar nedeniyle söz konusu ipoteğin borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve zorunlu ipotek olmadığı kanısına varılarak meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiğini, banka tarafından hazırlan sözleşmede Kredi kullananların "sözleşmede, akit tablosunda ipotek senedinde doğmuş doğacak...
Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu sabit ve tartışmasız olduğuna göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; 109 nolu parselde bulunan taşınmaza yönelik meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda meskeniyet iddiası kabul edilerek 109 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2022 NUMARASI : 2021/96 ESAS - 2022/86 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Meskeniyet İddiası) KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/3. kişi vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 18....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Şikayetçinin mükellefiyet listesinin hazırlanmadığı iddiası bakımından; mükellefiyetler listesi düzenlenmemesi ve ilgililere tebliğ edilmemesi borçlunun lehine olup ihalenin feshi sebebi sayılamayacağından şikayetçinin bu iddiası yerinde görülmemiştir. Şikayetçinin meskeniyet davası kesinleşmeden taşınmazın ihaleye çıkartıldığı iddiası bakımından,meskeniyet şikayeti ile açılan davada yargılama sırasında satışın durdurulmasına ilişkin verilmiş bir tedbir kararı bulunmadıkça ,yargılaması devam eden meskeniyet davası ihale yapılmasına engel olmadığından ihalenin feshi sebebi de oluşturmaz. Şikayetçinin ihaleye katılım engellenerek ihaleye fesat karıştırıldığı iddiası bakımından ise dosya kapsamında sunulan tanık dinlenmiş, tanık tarafından ihaleye katılımı engelleyecek herhangi bir davranış olmadığı belirtilmiş, bu nedenle şikayetçinin fesat karıştırıldığı iddiası yerinde görülmemiştir....
Davacı- alacaklı İcra ve İflas Kanununun 121'inci maddesine dayalı ortaklığın giderilmesi davasını 06.08.2014 tarihinde açmış olup, yargılama sırasında Konya İcra Hukuk Mahkemesinin 05/03/2015 tarihli 2014/593 E. ve 2014/715 K. sayılı ilamıyla haczedilemezlik şikayetinin (meskeniyet iddiası) kabulüne, haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihte taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiası bulunmadığından, dava açma tarihinde dava açmakta haklı olan davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün üçüncü ve dördüncü bentlerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak "kendilerini vekille temsil ettiren davalılar ..., ..., ..., ... ve ... lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına" yazılarak HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir....