WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda, tapu kaydının incelenmesinde taşınmaza, asıl takip dosyası olan Hatay İcra Müdürlüğü'nün 2015/29171 esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğu anlaşıldığından İİK'nun 79. maddesindeki yetkiye ilişkin hükmün davada uygulama yeri bulunmamaktadır. İİK'nun 4.maddesi gereğince anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet iddiasına dayanan haczedilmezlik şikayetini ve taşkın haciz şikayetini inceleme yetkisi haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'ne aittir. O halde, mahkemece, yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, delillerin hukuki değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünü, davanın süresinde açıldığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazlara en son 21/01/2021 tarihinde haciz konulmuş olup, davacıya 103 örnek haciz davetiyesi tebliğ edilmemiş ise de, satış ilanı 19/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir....

Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; meskeniyet şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırıldığı, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....

    İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/05/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, borçlunun usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği 103 davetiyesinin 15/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

      İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, şikayete konu ... Mah. 790 Ada, 341 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına takip dosyası sebebiyle 29.05.2014 tarihinde haczin işlendiği görülmekle birlikte, mahkemece hükme esas alınan 28.11.2014 tebliğ tarihli 103 davet kağıdında, şikayet konusu taşınmazın ada, parsel numarası ve diğer belirleyici özelliklerinin belirtilmediği gibi, alacaklı vekilinin 24.11.2014 tarihli talebi üzerine borçluya gönderilen tebligatın araç haczine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Taşınmaza ilişkin 103 davetiyesinin borçlu vasisine tebliğ tarihinin 22.06.2015 olduğu anlaşıldığından bu tarihe göre icra mahkemesine 26.06.2015 tarihinde yapılan başvurunun İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede gerçekleştiği açıktır....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1. maddesinin 11 ve 12. bentlerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Hak düşürücü sürenin kamu düzeninden olması nedeniyle mahkemece de re'sen nazara alması gerektiğine göre, davacının vesayet altına alınmasına ilişkin tüm mahkeme kararları getirtilerek, meskeniyet iddiasına konu hacze ilişkin 103 davetiyesinin davacı T1 tebliğ tarihinde davacının kısıtlı olup olmadığı tespit edildikten sonra, şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

        Somut olayda, borçlu adına kayıtlı olan taşınmazla ilgili yapılan kıymet takdiri raporunun borçluya 20/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayete konu taşınmazın 02/12/2019 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı tarafça satış talep edildiği ve satış avansı yatırıldığı, davacı borçlu tarafça herhangi bir usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, dolayısıyla borçlu tarafın taşınmazın haczinden haberdar olduğu, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaza konan haczin 02/12/2019 tarihli olduğu, haczedilmezlik davasının ise 01/06/2021 tarihinde açıldığı, dolayısıyla meskeniyet davasını yasal 7 günlük süre içerisinde dile getirmediği görülmekle, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı görülmektedir....

        Somut olayda, borçlu davacı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına 27/11/2020 tarihinde haciz konulması üzerine, davacıya İİK'nın 103. maddesi uyarınca haciz davetiyesinin 27/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, takip dosyası kapsamında davacının haczi daha önceki bir tarihte öğrendiğinin ispat edilemediği anlaşıldığından, meskeniyet şikayeti yasal süresindedir. Takip dosyası kapsamında davacı adına kayıtlı başkaca mal varlığına haciz konulması, davacının dava konusu haczi daha önceki bir tarihte öğrendiğini kabule yeterli değildir. İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir....

        Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise, buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 926.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır....

        UYAP Entegrasyonu