HMK'nun "Harç ve Avans Ödemesi" başlıklı 120. maddesinin birinci fıkrasında; harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı, dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir. Borçlunun şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile beraber kıymet takdir raporuna da itiraz ettiği, .......... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/... Esas sayılı dosyasına kaydedilen bu dilekçeye ilişkin mahkemenin 05.01.2015 tarihli tensip tutanağının yedinci bendi ile meskeniyet şikayetinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği ve mahkemenin 2016/... Esasına kaydedildiği, temyiz incelemesine konu mahkeme kararının da işbu tefrik edilen meskeniyet şikayeti olduğu sorulmaktadır. Karara dayanak dava şartına ilişkin muhtıranın incelenmesinde mahkemece, toplam 829,......
bulunduklarını, hem de kendi adlarına kayıtlı olmayan 3 adet taşınmaz için meskeniyet şikayeti yaptıklarını, dilekçede "ayrı ayrı münasip evi" gibi bir ifade yazılmış olsa da böyle bir ifadenin hukuken korunmayacağının açık olduğunu, haline münasip ev niteliğinin birden fazla taşınmaz için olamayacağını, dosyaya intikal eden ekonomik ve sosyal durum araştırması belgelerinden davacı borçluların meskeniyet iddiasına konu taşınmazlarda kira ödeyerek oturduklarının anlaşıldığını, kira ödeyerek oturmak zorunda kaldıkları bir ev ile ilgili meskeniyet iddasında bulunmalarının yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davanın süresinde açılmadığını belirterek süresinde açılmayan, aksi halde haksız ve yersiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararında; meskeniyet şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı tespiti üzerine, İlk Derece Mahkemesi'nin ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddi kararına ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....
Madde 82/12' ye göre yapılan haciz işlemin açıkça kanuna ayıkırı olan, haciz için gerekli şartlar oluşmadığından süresi içerisinde meskeniyet iddiasına bulunarak şikayet yoluna başvurmak lüzumu hasıl olmuş olduğunu, davacı müvekkil adına kayıtlı, haczi şerhi işlenen taşınmaz müvekkilin İİK anlamında haline münasip ev niteliğinde olup haczi ve satışı istenemez olduğunu, Nitekim borçlunun hâline münasip evi tespit edilirken sadece borçlunun kendisinin değil, borçlunun ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaya elverişli, mali ve sosyal durumlarına uygun asgari şartları taşıyan bir ev anlaşılması gerektiğini, İİK. 82/12'ye göre “Borçlunun haline münasip evi” haczedilemez şeklindeki düzenlemenin amacı, ailenin birliğinin ve bütünlüğünün çatısını oluşturan konutun varlığını devam ettirmek, borç yükü altında olsa dahi aile bütünlüğün ve birliğin devamının sağlanması olduğunu, tarafların boşanmalarından sonra müşterek çocuğun velayetinin müvekkil davacıya tevdi edilmesi ile birlikte haciz konulmuş...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kanunda belirlenen hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı borçluya karşı Düzce İcra Müdürlüğünün 2018/13113 E. sayılı dosyası ile başlatmış oldukları takipte, dava konusu taşınmaz üzerine konulan haczi bildirir 103 davetiyesi 29/03/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ,ancak davacı huzurdaki davayı 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 24/08/2020 tarihinde açtığını, İİK'nun 82/1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilemezlik şikayeti olan meskeniyet şikayeti İİK 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir ve bu süre öğrenme tarihinden itibaren başlayacağını, hak düşürücü süre olumsuz dava şartlarından olup, kamu düzeni ile ilgili olduğunu bilirkişi ek raporunda dava konusu taşınmazın bedeli 233.750 TL olarak belirlendiğini, aynı semtte bulunabilecek 2+1 dairenin değeri ise 175.000 TL olarak belirlendiğini, bilirkişiler tarafından...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki beyan ve savunmalarını tekrar ile davacıya 103 davetiyesinin TK 21/1. Maddesi usulüne uygun tebliğ edildiğini, meskeniyet şikayetinin süreden reddi gerekirken davanın kabulünün yasal olmadığını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. Maddesi gereğince 103 davetiyesinin usulsüzlüğü iddiasına dayalı şikayet ile İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, olmadığı takdirde İİK 128/a maddesi gereğince kıymet takdirine itiraza ilişkindir. İzmir 22....
Bu durumda 22.11.2012 tarihinde yapılan meskeniyet şikayeti süresinde değildir. O halde, mahkemece şikayetin İİK'nun 16/1.maddesi gereğince hak düşürücü süreden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 24.11.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 08.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, borçlunun şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczi bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, öğrenme tarihine göre meskeniyet şikayeti süresinde değildir. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 25.02.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 09.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, borçlunun şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczi bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, öğrenme tarihine göre meskeniyet şikayeti süresinde değildir. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....