İİK.nun 82/12 maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 11.05.2011 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 25.05.2011 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın , meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 10.03.2014 tarihinde yapıldığı, ve taşınmaz üzerine konulan yeni bir haczin bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda, şikayetin süreden reddine dair mahkemenin kararının onanması gerekirken ,Dairemizce maddi hataya dayalı bozulduğu anlaşıldığından, alacaklının karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir....
Kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatları ile istikrarlı şekilde uygulanmakta olup, haczedilmezlik şikayetinin ancak takip borçlusu tarafından ileri sürebileceği, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın borçlu haricindeki kişilerce ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, istinaf talebine dayanak kılınan Anayasa Mahkemesi kararında; aile konutu kavramı ile haline münasip ev kavramı arasında özdeşlik kurulmuş ise de ; bu kararda yer alan karşı oy gerekçesinde de belirtildiği gibi her iki kavramın özdeş olmadığı, 2004 Sayılı Kanunun 82.maddesinde "borçlunun haline münasip evi" kavramı kullanılmış olup, kanun koyucunun amacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkını sadece borçluya tanımak olduğu, borçlu haricindeki kişilere yorum yolu ile dava açma hakkı tanınmasının olanaklı olmadığı, somut olayda uyuşmazlıklara İİK nun ilgili maddelerinin uygulanacağı, 4721 sayılı yasada düzenlenen aile konutu kavramının daha çok eşler arasındaki...
Kat, 21 no da taşınmazın sicil kaydı üzerinde 04.12.2020 tarihinde haciz uygulandığını, 07.12.2020 tarihinde aile konutu şerhi müracaatına giden müvekkilinin taşınmaz üzerinde uygulanan hacizden ve ipotekten haberdar olduğunu, müvekkilinin eşi, çocukları ile aile konutu olarak mesken olarak kullandığı evinin haczedilmesinin kanuna açıkça aykırılık taşıdığını beyanla haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki Ürgüp İcra Müdürlüğü'nün 2020/471 Esas sayılı dosyasındaki haczin/lerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Davanın, aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK 114/1- d ve HMK 115/2. maddesi gereği usulden reddine, yönelik karar verildiği görülmüştür....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, HMK'nun 33. maddesi uyarınca davayı vasıflandırma görevinin hakime ait olmasına, davacı borçlunun taşınmazın aile konutu olduğu iddiasıyla haczin kaldırılmasını istemesinin meskeniyet iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiğine, nitekim bu konuda Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih, 2016/10454 başvuru sayılı kararında da belirtildiği üzere haczedilen taşınmazın aile konutu olduğu hallerde haline münasip ev kavramının sadece borçlunun değil, borçlu ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun konut biçiminde anlaşılması gerektiğine, aile konutu kavramı ile haline münasip mesken kavramları arasında özdeşlik bulunmasına, dava konusu taşınmaz üzerine 24/07/2018 tarihinde haciz konulmuş olmasına, (27/06/2014 tarihli önceki haczin mahkeme kararıyla kaldırılmasına), her haciz işleminin yeni bir şikayet hakkı doğurmasına, davanın 08/10/2018 tarihinde açılmasına, dolayısıyla 24/07/2018 tarihli dava konusu haciz işlemine...
Aile konutunun maliki olmayan eşin koruyucu yetkileri kullanmasının engellenmesi devletin pozitif yükümlülüklerinin ihlali sonucunu doğurabilir. Bu bağlamda aile konutunun haczedilmesine karşı borçlunun eşinin de yargı yoluna gitmekte hukuki yararının olduğu; aile konutu güvencesinden kaynaklanan haklarını ileri sürebilme ve bunları yargı mercilerinde tartıştırabilme imkânına sahip olması gerektiği açıktır. Aksi takdirde ailenin yaşamını sürdürdüğü konutun aile konutu güvencesinden yararlanmasının hiçbir anlamı kalmaz (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Yıldız Eker [GK], B. No: 2015/18872, 22/11/2018, § 39). Başvurucunun eşine ait olan ve aile konutu güvencesinden yararlanan taşınmazın tapu sicil kaydına, başvurucunun eşi hakkındaki icra takibine bağlı olarak haciz şerhi işlenmiştir. Başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikâyeti ise Mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğundan reddedilmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİKnun 82/12.maddesine dayalı meskeniyet şikayeti niteliğindedir. İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasına göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet konusu haciz işlemi şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir....
Mahkemenin kararında bahsettiği davanın aynı mahkemenin 11.03.2016 dava tarihli 2016/210 Esas-2016/212 Karar sayılı dava dosyası olduğu, dava konusunun taşınmaz üzerine 25.08.2015 tarih ve 27385 yevmiye numarası ile işlenen hacze ilişkin meskeniyet şikayeti olup şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/746 KARAR NO : 2021/650 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2019/354 ESAS, 2019/1059 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/354 Esas, 2019/1059 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri hakkında alacaklı T4 tarafından, İzmir 20....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih, 2016/10454 başvuru numaralı kararında aile konutu olan bir taşınmazla ilgili aile bireylerinin haczedilmezlik itirazında bulunma hakkı olduğunu tescil ettiğini, müvekkilinin dava açma aktif husumetinin bulunduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir....
Temyiz Sebepleri Şikayetçi temyiz dilekçesinde; şikayete konu taşınmazın aile konutu olduğunu, aile konutunun haczedilmesine karşı tüm aile bireylerinin yargı yoluna başvurabileceğini, Anayasa Mahkemesi'nin 2016/10454 başvuru numaralı ve 12.12.019 tarihli kararıyla borçlunun eşinin de dava açabileceğinin hüküm altına alındığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık konusu, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16.,17.,18. ve 82/1-12. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2- Şikayete konu taşınmaz, ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 17834 Ada 1 Nolu Parsel 5....