Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı/borçlunun müvekkili bankaya borçlu olduğunu kabul ettiğini, davanın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, davacıya yapılan 103 davetiyesinin davacı/borçlunun mernis adresine TK.m.21'e göre yapıldığını, iade dönmesi üzerine 103 davet kağıdının TK.m.21/2'ye göre yapıldığını ve 12/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ adresinin mernis adresi olduğunu, davacı/borçlunun tebliğden 2 ay sonra mernis adresini değiştirdiğini ve tebliğ almadığı iddiasında bulunduğunu, meskeniyet iddiasının yasal süresi içerisinde açılmadığını, borçlu adına kayıtlı bir çok gayrimenkul bulunduğunu ve haline münasip tek evin dava konusu taşınmaz olmadığını, haciz şerhi işlenmesinin ve diğer tüm icrai işlemlerin usulüne uygun olduğunu, davacı/borçlunun ikamet adresini değiştirerek yeni adresi üzerinden meskeniyet iddiasında bulunduğunu, davacı/borçlunun adres değişikliğinin kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı ... Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; haczedilen taşınmazına ilişkin 103 davetiyesinin 29.01.2016 tarihinde tebliğ edildiğini iddia ederek meskeniyet şikayetinin yanısıra İİK.106-110. maddeleri gereğince haczin düştüğünü ileri sürerek kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince, meskeniyet şikayetinin esası incelenerek şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına dair verilen karara karşı alacaklının istinaf yoluna başvurması üzerine ......
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yasa ve yerleşik Yargıtay uygulaması gereği vekille temsil edilen dosyalarda sürelerin vekile yapılan tebligatla işlemeye başlayacağını, 21.04.2021 tarihinde asile yapılan 103 davetiyesinin hiç bir süreyi başlatmayacağını, açmış oldukları meskeniyet şikayeti davası ise, kıymet takdiri tebliği için UETS üzerinden vekil olarak taraflarına çıkartılan 31.07.2021 tarihli elektronik tebligat sonrasında 08.08.2021 tarihinde açıldığını ve süresinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda, davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 21/04/2021 tarihidir....
Ayrıca, aynı maddenin 1- e bendine göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, şikayet dilekçesinde, haczedilmezlik şikayetinin yanında, şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğinin de iddia edildiği ve dilekçenin "netice ve talep" kısmında şikayetçiler Osman Altun ve Zühre Altun'a gönderilen ödeme emrinin ve şikayetçilerden Osman Altun'a gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin 11/03/2019 olarak kabul edilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri kararın gerekçe kısmında incelenmiş ise de, bu talepler yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan incelemede, HMK'nun 297....
Maddesi gereğince 7 günlük yasal süreye tabi olup, bu süre haczin şikayetçiye tebliği ile, tebliğ edilmemesi halinde öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı, somut olayda da borçlu şikayetçinin tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunmadığı 103 Davetiyesinin 19/01/2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yasal 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 20/12/2021 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar mahkemece 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmiş ise de, dairemizce uyap üzerinden yapılan incelemede davacıya 103 davetiyesinin 18/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 18/03/2020 tarihinde dosyaya vekalet sunulduğu ve yine davacı vekilince 103 davetiyesi haciz tutanağı ve sair evrakların uyap üzerinden incelenmesi nedeniyle davacının tebligatın usulsüz olduğu ve haciz konulduğuna yönelik işlemlerden en geç davacı vekilince uyap üzerinden inceleme yapıldığı tarih olan 18/03/2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekip eldeki davanın ise İİK 16/1 maddesinde belirlenen 7 günlük süreden sonra açıldığı anlaşılmakla, mahkemece tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve meskeniyet şikayetine ilişkin davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde, davanın esası incelenerek kabulü yönündeki karar isabetsizdir....
Davacı vekili, müvekkilinin, ceza evinde olması nedeniyle hacizden ve diğer tebligatlardan haberdar olmadığını, öğrendiği tarihte de süresinde şikayette bulunduğunu belirtmiştir. Ancak, davacı vekiline 103 davet kağıdı e-tebliğ yoluyla 16/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, bu tebliğin usulsüz olduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. Kaldı ki, 6100 sayılı HMK'nın 62 ve 68., Avukatlık Kanununun 41 ve 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 11. maddelerine göre vekille takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması gerekmekte olup, asile yapılan tebliğ yok hükmünde olduğundan, davacı borçluya yapılan tebliğin hükmü bulunmamaktadır. İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca açılan meskeniyet iddiası bir şikayet olup, 7 günlük şikayet süresinin başlangıcı tebliğ değil, öğrenmedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Dava, hacze konu taşınmaz ve tarlaya ilişkin meskeniyet ve haczedilemezlik şikayetine ilişkindir....
Bülent Şeker' e15/12/2020 tarihinde UETS yolu ile tebliğ edildiği, borçlu vekilinin İcra Müdürlüğü' ne başvurduğu ve yetki belgesi ile dosyayı takip ettiği, asil vekil hakkında 1 yıl süre ile meslekten men kararı tesis edildiği, hak kaybı olmaması açısından asile tebliğ yapılması gerektiği beyanı üzerine alacaklı vekilince asile tebliğ talep edilerek bu kez borçlu asile kıymet takdirinin 08/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurarak 19/01/2021 tarihinde kıymet takdirine itiraz davası açtığı, borçlunun 16/10/2020 tarih ve 8296 yevmiyeli hacze ilişkin 04/03/2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
İcra Dairesinin 2016/1787 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 15/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun şikayetine konu taşınmazı son olarak 17/07/2018 tarihinde haczedildiği, 103 davetiyesinin 10/08/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, taşınmazların kıymet takdirleri yapılarak kıymet takdirinin 08/10/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nun 82/1- 12 maddesinde düzenlenen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Haciz borçluya tebliğ edilmemiş ise şikayet süresi borçlunun haczi öğrendiği tarihten itibaren başlar (Yargıtay 12. HD'nin 03.05.2017 tarihli, 2016/15055 E, 2017/6997 K. sayılı içtihadı)....