İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Yargıtay'a göre icra takibinde meskeniyet savında (haczedilmezlik şikayetinde) bulunma hakkının yalnızca tapu maliki borçluya ait olduğu, bu hakkın borçlunun kişiliğine bağlı bir hak olduğu, borçlu dışındaki kişilerin bu hakkı bulunmadığı, borçlunun eşi üçüncü kişi durumunda olduğundan meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı, yalnızca istihkak iddiasında bulunabileceği, eşlerden birinin borcundan dolayı aile konutunun haczedilemeyeceğine ilişkin olarak diğer eş tarafından yapılan şikayetin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerektiği kabul edildiğinden, somut olayda aile konutu olduğu gerekçesiyle meskeniyet iddiasında bulunan kişinin icra takip dosyasındaki borçlunun eşi olduğu anlaşılmakla" gerekçesiyle şikayetin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaz üzerinde davacıların serbest iradesi ile kurulan ipotek olduğunu, bu nedenle meskeniyet iddiasının dinlenilemeyeceğini, davacı iddialarını kabul etmediklerini, takibe konu bononun kayıtsız şartsız keşide edildiğini beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık; meskeniyet iddiasına dayalı, İİK.'nın 82/1- 12 maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayettir. Davalı alacaklı tarafından dava dışı Drillon T3 Tic. A.Ş., Kılıç Giray Kuşgözoğlu ve Eşref Kemal Kaya aleyhine kambiyo takibi yapılmış, borçlu Eşref Kemal Kaya adına tapuda tescilli Ankara Çankaya Harbiye Mah. 2831 ada 5 parsel sayılı taşınmaza 23.11.2021 tarihinde haciz konulmuş, borçlu malikin eşi olan T1 tarafından meskeniyet iddiası ile haczin kaldırılması istenmiş, mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İİK.'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak yapılan meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. Anılan maddede borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3.kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır....
Davacı - borçlunun taşınmaz üzerine konulan 12/10/2015 tarihli hacze yönelik de meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1073- 2016/523 E.ve K.sayılı ilamı ile meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği, Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz ve bu hacze yönelik açılan meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ve karara bağlanmış ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin kesin hüküm nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Sayılı dosyası ile, alacaklı banka tarafından ipotek maliki şikayetçi ve kredi borçlusu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, ipotekli taşınmaz malikinin meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Somut olayda da şikayete konu taşınmaz bakımından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı anlaşıldığından şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında İstanbul 10....
Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun meskeniyet ve haczedilmezlik şikayetlerini yasa gereği (iik md 16) 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapması gerektiğini, Davacı 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 02.10.2021 tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde meskeniyet iddiasını ileri sürmediğinden açılmış bulunan davanın reddi usul ve yasa hükümlerine uygun olduğunu, davacının usule ve yasaya uygun şekilde usulsüz tebligata ilişkin herhangi bir şikayeti ayrıca açtığı bir usulsüz tebligata ilişkin şikayet davası da bulunmadığını, bu hali ile mahkemece davacının hacizden haberdar olma tarihinin bildirdiği öğrenme tarihi olmayacağı 103 davetiyesinin teb kan 35 e göre tebliğ edildiği tarih olacağını, icra dosyasında davacı vekilinin 35 e göre tebligat yapmadan önce dosyaya sunulmuş harçlandırılmış, vekalet pulu bulunan bir vekaletnamesi ve UYAP'ta vekil kaydı bulunmadığını, Ayrıca söz konusu meskeniyet iddiasına konu taşınmaz...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet şikayetinin süreden ve esastan reddi gerektiğini beyan etmiştir. İlk derece Mahkemesi; İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olduğu, davacının 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmadığı, dolayısıyla davacının şikayete konu eve haciz konulduğunu en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 08/03/2018 tarihinde öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu tarihten itibaren yedi gün içinde şikayette bulunulması gerekirken hak düşürücü süre geçtikten sonra 13/12/2018 tarihinde şikayette bulunduğu anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar vermiştir....
İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir.Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 03/11/2022 gün, 2021/566 Esas- 2022/524 Karar ilamı ile, ".... aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmadığı" gerekçesiyle, "Açılan davanın husumet nedeniyle REDDİNE," karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunabilmesi için, ipoteğin; mesken kredisi, esnaf kredisi ve zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gereklidir. Aksi takdirde borçlu, yani meskeniyet haczedilmezlik şikayetinde bulunan kişi, meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılır. Somut olayda, meskeniyet haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek bulunduğu, ipoteğin halen devam ettiği ve yukarıda belirtildiği şekilde zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmadığı, açılmış ve açılacak kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatını teşkil etmek üzere ipotek konulduğu anlaşılmakla başka bir incelemeye girilmeksizin bu nedenle şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. '' gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....