Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....
Dava, İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 21/12/2017 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 18/02/2020 tarihidir. O halde dava tarihi itibarı ile meskeniyet şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Nitekim mahkemece de aynı gerekçeler ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklama çerçevesinde istinaf istemine konu kararın yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Aydın 1....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz haczini dava sırasında öğrenerek meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, covid-19 salgını nedeniyle takip dosyasını fiziki olarak inceleyemediklerini, takip dosyasında vekaletnameleri bulunmadığından uyap üzerinden de dosyayı inceleyemediklerini, müvekkiline 103 davet kağıdı gönderildiğini haczedilmezlik şikayetinin reddine ilişkin gerekçeli kararının tebliği ile birlikte öğrendiklerinden haczedilmezlik şikayeti ile birlikte usulsüz tebligat şikayetini yapamadıklarını, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olduğunu, meskeniyet şikayeti yönünden 103 davet kağıdı tebliğ tarihinin düzeltilmesinin önemli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi içeriğini tekrar ederek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"…Somut olayda; ihaleden önceki tarihte İstanbul 21.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/280 Esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 3.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/755 Esas sayılı dosyalarında yapılan şikayet neticesinde, İİK'nun 22.maddesi gereğince verilmiş icranın durdurulması kararı bulunmadığından, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti çerçevesinde belirlenen bedelin güncel verilere göre yeniden tespiti talepli açılan davanın devam ettiği, bu nedenle ihalenin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir…" (Yargıtay 12. HD. 2015/18504- 2015/23241) Haczedilmezlik şikayetlerinde, satışın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmedikçe, sırf haczedilmezlik şikayetinin derdest olduğundan bahisle satış durmaz. (Yargıtay 12. HD. 2016/28327- 2018/1314)....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/6017 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından davacı borçlu T2 aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, diğer davacı T1'ün icra kefili olduğu ve kendisine icra emri tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine şikayete konu taşınmazlar üzerindeki borçlu hisselerinin 03.05.2021 ve 07.05.2021 tarihlerinde haczedildiği, 103 davetiyesinin davacı borçlulara 12.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük süre içerisinde 16.08.2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/1128 Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, dava konusu taşınmaz kaydına 14.05.2018 tarihinde haciz şerhi işlendiğini, davacı tarafından 05.12.2018 tarihinde, Kiraz İcra Hukuk Mahkemesi'nde kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet şikayetinin tek bir dosya üzerinden açılmışsa da, mahkemece kıymet takdirine itiraz yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiğini, meskeniyet şikayeti yönünden ise kesin yetki sebebiyle usulden reddedildiğini, mahkemenin 15.05.2019 tarihli kararının 11.07.2019 tarihinde kesinleştiğini ve meskeniyet şikayetinde yetkili mahkeme olan Salihli İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderildiğini, öncelikle İİK m. 82/12 gereğince haczedilmezlik şikayetinin aynı Kanunu'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olduğunu, şikâyet süresinin haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağını, davacının haczi, kendisine usulüne uygun olarak 103 davet kağıdı tebliğ edildiği 13.07.2018 tarihinde öğrendiğini, davacının süresinden...
bir gelir sağlamakta, kendi mevcut kira ödediği ikametinin kirası da bu yolla karşılandığını, meskeniyet iddiası yada haczedilmezlik şikayeti için davacının o taşınmazda ikamet etmesi de gerekmediğini, önemli olan, gelir getirecek yada meskeniyet yerine geçecek başka bir taşınmazının olmaması olduğunu, kendisi ikamet etmese de bu taşınmazından elde ettiği kira geliriyle kendi kirasını karşılaması yada hayatını devam ettirmek için bu gelire yada bu taşınmaza ihtiyaç duyması olduğunu, bu nedenlerle kararın haksız olduğu ve eksik incelemeyle karar verildiğini, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; meskeniyet iddiasında bulunma hakkı, sadece takip borçlusuna ait olup takipte taraf sıfatı bulunmayan davacı 3. kişi haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağından, aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, şikayet eden-3.kişinin davadışı borçlu eşe ait taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle haczedilemeyeceğine dair meskeniyet şikayeti olup, haczin kaldırılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 2....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda Meskeniyet Şikayeti açısından; şikayete konu 126 Ada 18 parsel sayılı taşınmaz açısından; meskeniyet şikayetinin kabulüne, Manisa 1. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6703 Esas sayılı takip dosyasında dava konusu taşınmaz üzerinden haczin kaldırılmasına; Şikayete konu 126 Ada 19 Parsel sayılı taşınmaz açısından; meskeniyet şikayetinin reddine, Çiftçilik nedeniyle Haczedilmezlik Şikayeti açısından; şikayetin reddine, şikayete konu diğer taşınmazlar açısından şikayetin reddine karar verilmiştir....
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşıldığından, ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi, zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının araştırılması gerekir....