Şti. ile ... hakkında ilamlı icra takibine başlandığı, şikayetçi üçüncü kişi ...'in icra mahkemesine başvurusunda; icra müdürlüğünce tapu kaydına haciz konulan evin haline münasip evi olup hacizden 08.10.2014 tarihinde haberdar olduğunu belirterek 217 Ada 23 Parsel sayılı taşınmazdaki haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin, İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet şikayeti olarak nitelendirilmek suretiyle, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmazın ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla 120.000,00 TL'sinin borçluya bırakılmak üzere satılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dolayısıyla, borçlu tarafça 08/12/2020 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra ( 05/01/2021 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK‘nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilmiştir....
Mahallesi, 9323 ada, 10 parsel, 1.kat, 6 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, hacizden şikayet tarihiyle aynı gün haberdar olunduğu, İİK madde 82/12 uyarınca hacizli taşınmazın, borçlunun haline münasip meskeni olup, haczinin mümkün olmadığı şikayeti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya şikayetçisi, borçlu ... şikayet dilekçesiyle adına kayıtlı ... ... İlçesi, ... Mahallesi, 471 ada, 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, hacizden şikayet tarihiyle aynı gün haberdar olunduğu, İİK madde 82/12 uyarınca hacizli taşınmazın, borçlunun haline münasip meskeni olup, haczinin mümkün olmadığı şikayeti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Davanın konusu meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. İİK nun 82/12 maddesinde ;"Borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3.kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya hakkı olmadığından takip dosyasında da davacının takip borçlusu olmadığı, 3.kişi sıfatında bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 19....
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 11.08.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 27.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, icra mahkemesine yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 24.08.2015'te olduğu anlaşılmaktadır....
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda borçluya gönderilen 103 davet kağıdındaki açıklamada meskeniyet şikayetine konu edilen 886 ada 9 parsel sayılı taşınmaza da haciz konulduğunun belirtildiği, anılan davet kağıdının borçlunun eşine 05.07.2013 tarihinde tebliğ edildiği, meskeniyet şikayetinin ise yedi günlük süreden çok sonra 14.01.2014 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, Mahkemece, şikayetin süresinde yapılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurduğu, bu nedenle takip dosyasından konulan hacizden de haberdar olduğu gerekçesiyle meskeniyet şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, borçlunun ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesine başvurusu, icra dosyasından konulan hacizden haberdar olduğu sonucunu doğurmaz. Borçluya, hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, borçlunun, icra dosyasında herhangi bir işlem de yapmadığı görülmektedir. Borçlunun, daha önce herhangi bir nedenle haczi öğrendiği de ispatlanamadığına göre, beyan ettiği tarihe göre yapmış olduğu meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, borçlunun meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı ile kardeşi Mehmet Uysal'ın aynı konutta oturmadığı, dolayısıyla, davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, takip dosyası kapsamında davacının haczi daha önceki bir tarihte öğrendiğinin iddia ve ispat edilmediği anlaşıldığından, meskeniyet şikayeti yasal süresindedir. Mahkemece davacının ekonomik ve sosyal durumu zabıta aracılığı ile araştırılmış, davacının eşi ve eşinin annesi ile birlikte yaşadığı, eşinin annesinin %83 oranında engelli ve bakıma muhtaç olduğu belirlenmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir. 7 günlük şikayet süresi, hak düşürücü süre olduğundan kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen gözetilmelidir ( Yargıtay 12....