Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da olmadığı, dolayısı ile haczedilmezlik şikayetinin konusu bulunmadığından şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda şikayete konu taşınmaz üzerinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş. lehine konulmuş ipotek bulunduğu, ancak bu ipoteğin niteliğinin mahkemece değerlendirilmediği ve borcun haciz tarihi itibariyle ödenip ödenmediğinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır....

müvekkilinin rızası alınmadan tesis edildiği için geçersiz olduğunu, iptali için açtıkları davanın derdest olduğunu, 2021/504 esas sayılı dosyadan da taşınmaza haciz konulduğunu, müvekkili taşınmazın maliki olmasa da Anayasa Mahkemesi kararları gereğince meskeniyet şikayetinde bulunmaya hakkı olduğunu, taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmiş olmasının meskeniyet şikayetine engel olmadığını beyanla meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Nazilli İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davalı/alacaklı T4 yönünden taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu anlaşıldığından meskeniyet şikayetinin reddine, davalı T3 yönünden meskeniyet şikayetinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullandığı kredinin tüketici kredisi vasfında olduğunu, bu kredi ile mesken olarak kullanılan dava konusu olan evin satın alındığını, sözleşmede tüketicinin şartlarını ağırlaştıran yanıltıcı mahiyetteki kayıtların yazılmamış sayılması gerektiğini, ipoteğin mevcudiyetinin davalı tarafça ileri sürülmediği takdirde mahkemece dikkate alınamayacağını, ipoteğin konut kredisinden kaynaklanmış olup, meskeniyet şikayetine engel olmayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip borçlusunun ... olmasına rağmen meskeniyet şikayetinin kendisinin aile bireyleri tarafından ikame edildiğini, meskeniyet şikayetinin yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğunu, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3.kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmadığını belirterek şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi üçüncü kişiler vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...'un haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 04.04.2022 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi borçlu ...'un ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından şikayetin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. VI....

      Gerekçe ve Sonuç Toplu ipoteğe konu tüm bağımsız bölümler aleyhine takip yapılmadığından sair itirazlar incelenmeksizin kamu düzenine ilişkin bu husus dikkate alınarak şikayetin kabulü ile takibin iptaline, ipotekli takipte haciz safhası bulunmadığından meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri B.1.Alacaklı İstinaf Sebepleri Alacaklı, sair istinaf nedenlerinin yanı sıra ipotekli taşınmazların hepsi için aynı anda takip yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılması talep edilmiştir. B.2.Borçlu İstinaf Sebepleri Borçlu, ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığının araştırılması gerektiğini, meskeniyet şikayetinin reddi ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi sebebiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin İİK'nun 16/1 maddesine göre 7 günlük sürede yapılması gerekmekte olup, icra takip dosyasında 103 davet kağıdının davacı borçluya bizzat 23/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 7 günlük sürenin geçirilmesinden sonra 25/02/2020 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, dolayısıyla meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığının anlaşılmasına, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da taşınmaz maliki borçlu bakımından dahi yoktur. İpoteğin de meskeniyet iddiası nedeniyle terkini yasal olarak mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından davacı borçluya 24.11.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 04.10.2021 tarihinde meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 15.02.2021 tarihli, 2020/5792 E, 2021/1541K. sayılı içtihadı). Her ne kadar davacı borçlu istinaf başvurusunda 103 davetiyesinden yeni haberdar olduğunu, tebligatın usulüne uygun olmadığını ileri sürmüşse de, HMK'nun 357/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde süresinde ileri sürülmeyen iddialar Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirme konusu yapılamaz....

        UYAP Entegrasyonu