Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;İddia, icra takip dosyası, takip dosyası içinde bulunan tasarruf iptali davası sonucu verilen ilam, tapu kaydı, nüfus kaydı ve tüm dosya kapsamına göre dava Meskeniyet İddiasına Dayalı Haczedilmezlik Şikayeti olduğu, davacı icra takibinde borçlu taraf sıfatına haiz olmadığı, takip dosyasında mevcut nüfus kaydına göre davacı takip borçlusunun boşandığı eski eşi ve tasarruf iptali ilamına göre de davalı taşınmaz maliki sıfatlarına haiz olduğu, Yargıtay 34 XX 241/12/2015 gün ve 2015/17105- 31231 EK emsal ilamında belirtildiği üzere; Hacze dayanak yapılan tasarruf iptali ilamında yalnızca satış işleminin iptaline karar verileceği, 3. Kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair hüküm verilmeyeceği, bu nedenle taşınmazın mülkiyeti davacı 3. Kişiye ait olduğu, Meskeniyet şikayeti ise yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3....

Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetedir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dava konusu taşınmaz üzerine sadece 13/10/2017 tarihinde bir kez haciz konulmuş olup, bu hacze ilişkin daha önce Marmaris İcra Hukuk Mahkemesi'nce meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına, icra mahkemesi kararlarının birbirine karşı kesin hüküm teşkil etmesine, taşınmaza İİK'nun 128/a maddesi uyarınca 2 yıllık yasal süre geçtiği için yeniden kıymet takdiri işlemi yapılmasının davacıya tekrar meskeniyet şikayetinden bulunma hakkını vermemesine, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

İş sayılı kararı ile alacaklılar vekiline ortaklığın giderilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesine dava açılmak üzere yetki verildiği, davacıların meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulundukları, Turgutlu İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29.05.2019 tarihli, 2019/12 Esas - 2019/103 Karar sayılı ilamıyla davacılardan T1 ve T2 yönüyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına, diğer davacı T3 yönüyle meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği, kararın istinaf ve temyiz aşamasından geçerek 24.12.2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. HGK'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12- 517 E. - 1997/776 K. sayılı ve yine HGK'nun 2009/12- 239 E. - 2009/268 K. sayılı kararlarında da açıklandığı üzere; "İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İcra müdürlükleri ilamın hüküm kısmını dikkate alarak aynen infazı ile görevlidir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....

    Dava İİK 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Şikayetçinin takip borçlusu olmadığı, borçlunun eşi olduğu, aile konutuna dayalı olarak iş bu şikayette bulunduğu görülmüştür. İİK'nun 82 maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen üçüncü kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları bu yönde olup, şikayet dilekçesine ve istinaf başvuru dilekçesine konu edilen Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlaline dair kararı sonrasında da bu yöndeki içtihatta değişikliğe gidilmemiştir.) Kaldı ki davacı lehine konulan aile konutu şerhinin şikayete konu haciz tarihinden de sonra konulduğu anlaşılmıştır....

    Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Koopertifinden gelen yanlış bilgi ile hüküm kurduğunu, zira kapatılan kredinin kendi adına çekildiğini ve esnaf kredisinden kaynaklandığını, bu kredi nedeniyle taşınmaz üzerine ipotek şerhinin işlenmediğini, 26 B 6301 plakalı aracın rehin alındığını, haciz tarihinden önce ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde haczedilmezlik şikayetinde bulunulabileceğini, bilirkişinin belirlediği bedelin hakkaniyete uygun olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık konusu, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik ve kıymet takdiri itirazına yönelik şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371.maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 82/1-12. maddesi, 363. maddesi 3....

      Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin dava konusu taşınmaz üzerinde uygulanan hacizden haricen haberdar olması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunduğunu, daha sonra müvekkiline 103 davetiyesi tebliğ edildiğini, davetiye tebliğinden sonra bu davayı açtıklarını, Yargıtay kararlarına göre hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara haciz varakası tebliği halinde alacaklı tarafından borçluya yeni bir hak bahşedildiğinin kabulü gerektiğini, dolayısıyla müvekkiline 103 davetiyesi tebliğ edilmesinin meskeniyet şikayetinde bulunması yönünden yeni bir hak verdiğini, müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir....

      Zira, haczedilmezlik ve meskeniyet şikayeti niteliğindeki davada, kıymet takdirine yönelik şikayet imişcesine ara karar oluşturulması da hukuka uygun değildir. Yine, dava konusu taşınmazların bazılarında, eski tarihli ipotek bulunmasına rağmen, mahkemece bu hususta da gerekli araştırma cihetine gidilmemiştir....

      Satış hazırlıklarının sürdürüldüğü sırada, borçlunun 18.05.2013 tarihinde İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvurusunda, İİK’nun 82/12.maddesine dayalı olarak, kıymet taktiri yapılan taşınmazın haline münasip evi olduğu iddiası ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece icra emri tebliğine göre süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir. İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....

        İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takip kapsamında davaya konu taşınmaza konulan hacze ilişkin 103 davetiyesinin davacı borçluya 11/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının meskeniyet şikayetini ise 14/02/2022 tarihinde yaptığı anlaşıldığından, davalı vekilinin şikayetin süresinde olmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar....

        UYAP Entegrasyonu