WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafça her ne kadar istinaf dilekçesinde borçlunun hastanede tedavi görmesi sebebiyle kusuru olmaksızın süresi içerisinde itiraz edememesi sebebiyle gecikmiş itiraz durumunun bulunduğu ileri sürülmüş ise de, gecikmiş itiraz İİK'nın 65. Maddesinde düzenlenmekte olup, sadece borca itiraza ilişkin uygulama olanağı bulunmaktadır. Meskeniyet şikayetinde gecikmiş itirazın ileri sürülmesi mümkün değildir. Bununla birlikte davacı vekilinin iddiaları, hukuki nitelemenin hakime ait olması ilkesi kapsamında, HMK'nın 95 ve devamı maddelerinde düzenlenen eski hale getirme çerçevesinde değerlendirilmelidir....

İcra Müdürlüğünün 2019/8985 Esas sayılı dosyası üzerinden meskeniyet iddiasının kabulü ile diğer dosyalardaki hacizlerinde meskeniyet şikayetine eklenmesini istediğini, bu nedenlerden dolayı davanın kabulüne karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2019/8985 Esas sayılı dosyası İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; davacının davasının süre aşımından reddine dair karar verilmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinin İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yasal 7 günlük hak düşürücü süreye tabii olduğunu, ancak bu sürenin haczin öğrenildiği tarihten itibaren başladığını, davacı tarafın hacizden 103 davetiyesi tebliğ edildiğinde haberdar olacağından bahisle haciz ihbarnamesi henüz davacıya tebliğ edilmeden meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, bu yönden usulden ret karar verilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaza ait tapu kaydında iki ayrı ipotek şerhi bulunduğunu, davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazı hem banka lehine hem de üçüncü bir kişi lehine serbest iradesiyle teminat için ipotek ettirdiğini, davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmaz üzerinde iki ayrı ipotek tesis ettirerek haczedilemezlik korumasından feragat ettiğini, bu sebeple meskeniyet iddiasında bulunmasının mümkün olmadığını, bu...

Kat 4 Nolu bağımsız bölüm taşınmaz kaydına 10/08/2018 tarihinde ihtiyati haciz şerhinin işlendiği, taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı, 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporunun davacıya ayrı ayrı 09/11/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin, davacı tarafça 18/11/2019 tarihinde kıymet takdirine itiraz davası açıldığının dolayısıyla davacının hacizden en geç bu tarihte haberdar olduğunun anlaşılmasına, davanın ise 7 günlük sürenin geçirilmesinden sonra 30/06/2020 tarihinde açıldığının belirlenmesine, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 9....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıdan olan alacağının tahsili amacıyla davacının meskeniyet iddia ettiği taşınmazına haciz konulduğunu, davacının hacizli taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiasında bulunarak huzurdaki davayı açtığını, meskeniyet iddia edilen taşınmazın daha önce başka bir borca karşılık teminat olarak gösterildiğini, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaz üzerinde "Türkiye Halk Bankası A.Ş." lehine 2013 yılında ipotek tesis edildiğini, mesken üzerindeki ipotek kurulmasıyla taşınmazın meskeniyet niteliğinden çıkarıldığını, taşınmaz üzerine, ipotek tesis edilmesi, ipotek alacaklısının yanında diğer alacaklılara karşı da haczedilmezlik iddiasından feragat niteliğinde olduğundan davacının meskeniyet iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, davacı/borçlunun hali hazırdaki oturduğu evinin haczine engel bir durum olmadığını, dava konusu taşınmazın Alaşehir de bulunan bir site içerisinde olduğunu, konumu itibari ile Alaşehir ilçe merkezine çok yakın...

Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan alacaklı ve borçlunun, kıymet takdirine ilişkin mahkeme kararına yönelik temyiz istemlerinin (REDDİNE), 2) Borçlunun meskeniyet şikayetine ilişkin mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Borçlunun haczedilen taşınmazın haline uygun mesken olduğunu ileri sürerek İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendine dayalı olarak haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1-12. maddelerine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulmuş geçerli bir haczin varlığı gerekir. Somut olayda, meskeniyet iddiası ileri sürülen ... ili, ... İlçesi, ......

    Temyiz Sebepleri Şikayet dilekçesindeki ve istinaf başvuru dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız takipte İİK 82/1-12. maddesi gereği meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., İİK md.82/1-12, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yalnız borçluya aittir. Borçlu dışındaki üçüncü kişilerin bu hakkı bulunmamaktadır. Haczedilen evin (meskenin) aile konutu olması, tapu kütüğünde aile konutu şerhi olması halinde dahi borçlunun eşinin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur....

      konulmuş olduğunu, ancak, bu haczin öğrenildiğine dair kayıt olmadığından kanuni itiraz süresinin başlamadığını, 103 davetiyesinde mesken olarak kullanılan taşınmaza haciz konulduğuna dair kayıt bulunmadığından meskeniyet şikayeti süresinin öğrenme tarihinden itibaren başladığını, ayrıca, dava dilekçesinde 3 ayrı icra dosyası için şikayette bulunduklarını, sadece 2019/6387 esas sayılı dosya için karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: davacının annesine ait ev için meskeniyet iddiasının mevcut olduğu, davacının adresinin meskeniyet şikayetine konu olan taşınmaz olmadığı, şikayetçinin ayrı bir konutta ikamet ettiği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının yalnız borçluya ait olduğu, borçlunun kişiliğine bağlı bir hakkın kimse tarafından kullanılamayacağı (Y. 12. H.D. 09.05.2016 tarih, 2016/7766 Esas ve 2016/13560 Karar sayılı ilamı), kişinin takip borçlusu olsa dahi taşınmazın maliki olmaması sebebi ile meskeniyet şikayetinde bulunamayacağının açık olduğu (AYM 12.12.2019 tarih, BN. 2016/10454 [GK]), davacının meskeninin Dörtyol ilçesi olduğu hususunu duruşmada ikrar ettiği, annesi adına bu şikayeti gerçekleştirdiği hususları değerlendirilerek, davacının iş bu şikayet hakkı bulunmadığından aktif husumet yokluğundan şikayetin reddine" karar verilmiştir....

      Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; mahkemece taşınmazın değerinin belirlenmesinde hatalı değerlendirme yapıldığını, 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçeleri dikkate alınmadan karar verildiğini, bilirkişice açıklanan rakamlara şu an içinde taşınmazın bulunduğu konumda bir evin bulunmasının imkansız olduğunu, taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini, taraflarınca yeni bir bilirkişiden rapor alınmasının talep edildiğini, yine bahse konu taşınmaz ile aynı niteliklere sahip evlerin ortalama fiyatlarına bakıldığında 20.04.2022 tarihli bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirmenin de görüleceğini, dosya tekrar ek rapor için bilirkişiye gönderildiğinde de itirazları dikkate alınmaksızın aynı kanaatin korunduğuna dair ek rapor sunulduğunu, ek rapora karşı her iki tarafın da itiraz etmesine rağmen mahkemece bu itirazların değerlendirilmediğini, evin değerinin bilirkişi raporunda belirlenen değerden fazla olup davacının meskeniyet iddiasının reddi gerektiğini...

      UYAP Entegrasyonu