Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ettiğini belirttiğinden, 29/06/2022 tarihli itiraz dilekçesi incelendiğinde, davacının taşınmazda eşi ve bekar oğlu dışında evli oğlu ve torunları ile birlikte yaşadığını, bilirkişilerin bunları dikkate almadığını belirtmiş ise de, Yargıtay içtihatlarına göre de, meskeniyet şikayetinde borçlunun aile kavramında, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin dikkate alınması gerektiği, davacının evli ve çocuklu olan oğluna bakmakla yükümlü olmadığı dikkate alındığında, 2+1 meskenin davacının haline münasip olduğu kanaatine varılmıştır. Yine, emsal taşınmazların internet sitesinden alınmasında yanlışlık olmadığı gibi, günümüz ekonomik koşullarına göre ev fiyatlarının sürekli değişkenlik göstermesinin de değer tespitine bir etkisinin olmadığı, Yargıtay 12....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle davanın süresinde açılmadığını, meskeniyet iddiasına ilişkin haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabi olup, haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağını, sonuç olayda borçlunun haczi, 02/05/2017 tarihinde kıymet takdirine itiraz davası açtığında öğrendiğini, davanın öncelikle bu sebeple reddi gerektiğini, ayrıca dava konusu taşınmazın İstanbul'un merkezi ilçelerinden olan Bahçelievler ilçesinde olup, değerli bir taşınmaz olduğunu, hükme dayanak edilen bilirkişi raporunda taşınmazın çevresindeki imkanlardan, ulaşım imkanlarından bahsedilmediğini, ek rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....
Dava konusu taşınmazda, başka takip dosyalarından konulan hacizlerle ilgili meskeniyet şikayetinde bulunulmaması, dava konusu haciz işlemine yönelik olarak meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmez. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gereklidir. Aksi takdirde meskeniyet şikayetinden vazgeçilmiş sayılır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre iştirak halinde malik olan borçlunun payının haczedilmesi nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunabileceği açıktır. İlk derece mahkemesince, taşınmaz başında keşif icra edilmiş ve rapor aldırılmıştır....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerinde, haciz tarihinden önce Selçuk Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Koop. lehine tesis edilmiş 09/10/2015 tarihli ipotek kaydı bulunduğu, mahkemece bu ipoteğe ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir....
İlk derece mahkemesi kararında; kıymet takdir raporu tebliğinin ve satış ilanı tebliğinin usule uygun olduğu, bu nedenle meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin ve meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya gönderilen kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, haczedilen taşınmazın davacının haline münasip evi olduğunu ve haczinin mümkün olmadığını beyan etmiş meskeniyet şikayetinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davacı taraf meskeniyet şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu edilen ve mülkiyeti borçluya ait olan ... ili, Merkez ... mahallesi 5310 ada 2 parsel 5 nolu bağımsız bölüm ve garaj üzerine ilk haczin 06.03.2012 tarihinde konulduğu, takip dosyasındaki alacağın temlik edilmesi ve temlik alacaklısının talebi üzerine icra müdürlüğünce 24.07.2014 tarihinde taşınmaz üzerine yeniden haciz konulduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 29.12.2014 günü borçlu adına tebliğ edildiği, borçlunun 26.08.2014 tarihli icra müdürlüğüne sunduğu dilekçesi ile taşınmaz üzerine haciz konulan takip dosya numarasının düzeltilmesini istediği,... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20137/368 Esas, 2014/4440 Karar sayılı kıymet takdirine itiraz dosyasının 18.09.2014 tarihli duruşmasında, borçlunun 24.07.2014 tarihinde taşınmaz üzerine yeniden haciz konulması sebebiyle, kıymet takdirine itirazın konusuz kaldığını beyan etttiği görülmektedir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczin kaldırılması talebinin reddine şeklinde verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, mahkemenin, '' meskeniyet şikayetinin kabulü'' şeklindeki kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıymet takdir süresinin iki yıl geçerli olduğunu, icra dairesince yapılan keşif tarihinden itibaren 2 yıldan fazla süre geçtiğinden, ortada geçerli bir kıymet takdiri işlemi mevcut olmadığından kıymet takdirine itiraz yönünden huzurdaki davanın görülmesinde hukuki bir yarar kalmadığını, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin oldukça yüksek belirlendiğini, tespit edilen miktara itirazlarının gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda, değerlemenin yapıldığı tarihin açıkça belirtilmediğini, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulünün mümkün olmadığını, bu yöntemin şikayet işleminin ruhuna aykırı olacağını, bilirkişi kıymet takdiri raporunun üzerinden iki yıllık süre...
İstinaf Sebepleri Şikayet dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmekle istem konusunun kıymet takdirine itiraz olduğu, kesinleşen ilamın konusunun ise meskeniyet olduğu belirtilerek kesinleşen kararın iş bu dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği ileri sürülmüştür. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu taşınmazın şikayetçinin borçlu olduğu başka bir takip dosyası olan ... 7....
gerekçesiyle meskeniyet şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği görülmektedir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacının mesken olarak kullandığını iddia ettiği taşınmazda oturmadığını, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın hisseli bir taşınmaz olduğunu, taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu, bu nedenle davacının taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulunamayacağını, takibe konu borcun taşınmazın aynından kaynaklandığını, taşkın haciz iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....