Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemine ilşkindir. Esas, 2010/657 Karar sayılı dosyasında; meraya elatmanın önlenmesi davası açtığı, dava konusu yerin davacı ile davalı köylülerin ortak kullanımında ve mera vasfında olduğundan davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 10/10/2011 tarihinde kesinleştiği açıktır. Bu karara göre dava konusu meradan tarafların ortak yararlanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı köyün bu yerden kendilerinin istifadesini engellediğini belirterek dava açtığına göre kesinleşmiş bu karardan sonraki tarihte davalının bir engellemesi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2010 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; meraya elatmanın önlenmesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tazminat isteminin kabulüne dair verilen 16.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı meraya el atmanın önlenmesi ve 3.055TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı, idari tahkikat sonucu men kararının infaz edildiğini meradan çekildiğini, 3.055 TL'yi ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.06.2005 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 2863 sayılı mera parseline kısmi elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemi ile açılmıştır. Davalı, meraya elatmasının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2010 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme bedelinin tahsili isteminin kabulüne dair verilen 16.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı meraya el atmanın önlenmesi ve 1229,05TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı, idari tahkikat sonucu men kararının infaz edildiğini meradan çekildiğini, 1229,05TL'yi ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2010 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme bedelinin tahsili isteminin kabulüne dair verilen 16.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı meraya elatmanın önlenmesi ve 235 TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı, idari tahkikat sonucu men kararının infaz edildiğini meradan çekildiğini, 235 TL'yi ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, "Davanın kabulü ile 235 TL'nin yasal faizinin davalıdan tahsiline" karar verilmiştir....
Davalı davanın reddini istemiş, mahkemece davanın kabulüne, meraya elatmanın önlenmesine, ot bedelinin davalıdan tahsiline karar ..., hükmü davalı temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı vekili dava dilekçesinde davalının meraya elatmasının önlenmesini ve meranın eski hale gelmesi için geçecek süre zarfında (en az 8 yıl süre) mahrum kaldığımız ot bedeli tutarı 3.450.00.YTL. bedelin davalıdan tahsilini istemiş, bu istemi ile; geleceğe yönelik eski hale getirme süresi için ot bedelinin parasal tutarını dava etmiştir. Zirai bilirkişi ... ... tarafından 24.05.2006 tarihli raporda da talep gibi geleceğe yönelik hesap yapılmış, mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Bir davanın açılarak mahkemeden hukuki himaye talebinde bulunabilmesi için davacının talepte bulunduğu tarihte korunması gereken bir hakkının var olması gerekir....
Sulh ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda; davalının taşınmazını farklı tarihlerde meraya doğru genişlettiği sabit olduğundan mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının haksız fiilin yani meraya tecavüzün tespitine ilişkin bölümü Borçlar Kanununun 53. maddesi gereğince hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil eder. Bu nedenle sulh ceza mahkemesi ilamına dayanak teşkil eden bilirkişi krokisi yeniden yapılacak keşif sureti ile zemine uygulanmalı, mera olarak gösterilen yerlerin davalıya ait parsel çapı ile çakışan kısımları tespit edilerek, davanın kabulüne karar verilmelidir Eksik inceleme, araştırma ve değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatıranlara iadesine, 20.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı, yapılan binanın davalılara ait taşınmaz üzerinde ilgili idare tarafından onaylı proje kapsamında inşa edildiğini, idari işlemlerin tamamlanmasında ihmali bulunan köy muhtarı hakkında yasal işlemlerin başlatılması için müracaatta bulunulduğunu, yapılan binanın meraya müdahale niteliği taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, köy merasına müdahale teşkil edecek bir yapının bulunmadığı anlaşılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, mülkiyet hakkının taşkın kullanımına dayalı meraya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı köy meralarının sınırında yer alan davalılara ait 420 parsel sayılı taşınmaza yaptıkları inşaat nedeniyle meradan yararlanmalarının engellendiğini, davalıların hayvan otlatmalarına izin vermediklerini ve meranın doğal dokusunu bozduklarını iddia etmiştir....
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.02.2014 tarih ve 2013/8-130 esas, 2014/71 karar nolu ilamında da belirtildiği üzere; meraya tecavüz suçunda korunan hukuki yarar meraların mülkiyet ve ortak kullanım hakkı olup, suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: Ceza Genel Kurulunun 14.01.2014 gün 2013/8-222 esas, 2014/6 karar sayılı ve 18.02.2014 gün, 2013/8-130 esas, 2014/71 sayılı kararları gereğince hazinenin davaya katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunduğundan, mahkemenin 03.06.2013 tarihli red kararı kaldırılarak, hazinenin katılan olarak kabulü ile yapılan temyiz incelemesinde; Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın köylünün ortak kullanımında bulunan meraya tecavüzünden bahisle daha önce de yargılandığı, sanık hakkında açılan ilk davanın 04.04.2008 tarihli keşfinde meraya tecavüzünün devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine atılı suçun oluştuğu gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun...