İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu meraya ilişkin yapılan keşif neticesi verilen bilirkişi raporunda davalının son yıllarda ekim yapmamasından dolayı dava konusu 138 ada 286 ve 160 ada 111 sayılı mera parsellerinin tekrar mera özelliği kazandığı şeklinde bilimsel olmayan görüşü ve bu görüş doğrultusunda yaptığı hesaplamaya taraflarınca itiraz edildiğini, bunun üzerine bilirkişilerden ek rapor alındığını, fakat ek raporda sadece itiraz ettikleri 138 ada 286 ve 160 ada 111 sayılı mera parsellerine ilişkin itirazları doğrultusunda düzeltme yapılması gerekirken ilk raporda itiraz etmedikleri 159 ada 73 ve 101 ada 163 sayılı mera parsellerine ilişkin yaptıkları hesabı ortadan kaldırır şekilde bütün mera parselleri için zayıf karakterli mera olduğu belirtilerek tazminatın suni mera tesis ve işletme tablosundaki veriler ve masraflar toplamının 1/2'sinin kullanılmasıyla hesaplama yapıldığını, böyle bir hesap şeklinin teknik olarak ve bilimsel...
Mahkemece, davalının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 1020 m2 yere elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu "güney" mevkiindeki yer, daha önce davacı ... Başkanlığının taraf olmadığı üç ayrı davaya daha konu olmuştur. Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/12 Esas sayılı dosyasında davacı ..., davalılar ... ... ve ... ...'e karşı tapulu yere elatmanın önlenmesi davası açmış ve yapılan yargılama sonunda davacı tapusunun dava konusu yere uymadığı ve yerin köy halkı tarafından hayvan otlatılması amacı ile kullanıldığı sabit olduğundan reddedilmiş ve hüküm Yargıtay 1.Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Bunun üzerine yine Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/172 Esas sayılı dosyasında bu kez davacılar ... ... ve ... ... davalı ...'e karşı meraya elatmanın önlenmesi davası açmışlar ve bu davada davacıların sıfat ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş ve temyiz edilmeden kesinleşmiştir....
Hükmü davacı vekili ve davalı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacının ve davalının aşağıda yazılı neden dışındaki temyiz itirazlarının reddi yerindedir. 2-Davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, 188 ve 190 sayılı mera parsellerine elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemine ilişkin olup mahallinde yapılan keşif sonucu davalıların mera parsellerine el attıkları sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak, gerekçeli kararın hüküm sonucunda 188 sayılı mera parselinin 180 olarak yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve hükmün infazında tereddüt oluşturacağı anlaşıldığından HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4) 31.5.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı...”öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....
Davanın esasına gelince; 4342 sayılı Mera Kanunundaki tanıma göre tahsis; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek münferiden ya da müştereken yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da Belediye’ye bırakılmasıdır. Değişik bir anlatımla tahsis, idari kararla şimdiki Mera Kanununa göre Mera Komisyonu kararıyla yapılabilir. Şayet, mera, yaylak ve kışlak yetkili mercice bir veya birkaç Köy ya da Belediye’ye tahsis edilmemişse yararlanma hakkının kimde olduğunun saptanmasında kadim kullanmaya bakılır. Somut olayda; davacı köyler 4 ve 5 parseller üzerinde kadim kullanma haklarının bulunduğu ileri sürmüşler ve bazı delillere dayanmışlardır. Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve yapılan keşif ve keşifte izlenen yöntem hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır....
Çevre ve Orman Bakanlığına başvurduğunu, talebinin uygun görülerek 03.11.2010 tarihli olur ile Dodurga serisi 424 no'lu bölme içinde kalan 16,66 hektar orman alanının özel ağaçlandırma çalışmaları yapılmak üzere kendisine tahsis edildiğini; ancak, anılan sahanın Bilecik Valiliğine bağlı Mera Komisyonu tarafından mera olarak tespiti kararı alınarak 12.03.2013 tarihli resmi yazı ile kendisine tebliğ edildiğini, mera vasfında bulunmayan ve ağaçlandırılmak üzere tahsis edilen yer hakkında Bilecik Valiliğine bağlı Mera Komisyonu tarafından verilen mera olarak tespiti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüyle 2181 parsel sayılı taşınmazın tamamı yönünden Bilecik İl Mera Komisyonunun 01.03.2013 tarih ve 472 sayılı Kararının iptaline, 2181 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle orman vasıflı arazi olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir....
Yasanın “komisyon ve teknik ekipler” başlıklı 6.maddesinde tespit, tahdit ve tahsis için Valiliğin görevlendireceği bir Vali Yardımcısı Başkanlığında mera komisyonunun Yasada sayılan nitelikleri taşıyan 8 kişi ile kurulacağı hükme bağlanmıştır. Görülüyor ki, komisyonun görevleri ve alacağı kararların tamamı mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisle ilgilidir. 4342 sayılı Mera Kanununda mera komisyonunda bazı ... veya tüzel kişileri meradan men etme yetkisi tanınmamıştır. Davacılar komisyonun kendilerini meraya girmekten yasaklayan 9.7.2004 günlü kararının iptalini isteyebilirlerse de mera komisyonunun anılan kararı idari nitelikte bir karar olduğundan istemin incelenip sonuçlandırılacağı yer genel mahkemeler değil İdari Yargı yeridir. Böyle olunca mahkemece, açılan davanın yargı yeri nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, esasının incelenerek hükme bağlanması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....
Yasanın “komisyon ve teknik ekipler” başlıklı 6.maddesinde tespit, tahdit ve tahsis için Valiliğin görevlendireceği bir Vali Yardımcısı Başkanlığında mera komisyonunun Yasada sayılan nitelikleri taşıyan 8 kişi ile kurulacağı hükme bağlanmıştır. Görülüyor ki, komisyonun görevleri ve alacağı kararların tamamı mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisle ilgilidir. 4342 sayılı Mera Kanununda mera komisyonunda bazı gerçek veya tüzel kişileri meradan men etme yetkisi tanınmamıştır. Davacılar komisyonun kendilerini meraya girmekten yasaklayan 9.7.2004 günlü kararının iptalini isteyebilirlerse de mera komisyonunun anılan kararı idari nitelikte bir karar olduğundan istemin incelenip sonuçlandırılacağı yer genel mahkemeler değil İdari Yargı yeridir. Böyle olunca mahkemece, açılan davanın yargı yeri nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, esasının incelenerek hükme bağlanması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/486 esas, 2022/342 karar sayılı dava dosyasında verilen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebinin kabulüne karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......