Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.09.2014 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ot bedelinin tahsili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ot bedelinin tazmini istemine ilişkindir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2023 NUMARASI : 2017/282 ESAS, 2023/205 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak ve Kışlağa İlişkin Davalar (Mera Kullanımına İlişkin) KARAR : Amasya 1....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2006 gününde verilen dilekçe ile mera komisyonu kararının iptali ile birleşen dosyada elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın yetki nedeni ile reddine dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ... İli Mera Tespit Komisyonunun 10.02.2006 tarihli ve 2006/5 sayılı kararının iptali aynı zamanda davacı ve davalı köy tüzel kişiliği arasındaki yayla sınırının tespiti ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı ... Tüzel Kişiliği vekili, yetki itirazında bulunmuş aynı zamanda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ......

      Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır.   Mera, yaylak ve kışlak davalarında,  tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir....

        Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...Tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

          Davanın esasına gelince; 4342 sayılı Mera Kanunundaki tanıma göre tahsis; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek münferiden ya da müştereken yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da Belediye’ye bırakılmasıdır. Değişik bir anlatımla tahsis, idari kararla şimdiki Mera Kanununa göre Mera Komisyonu kararıyla yapılabilir. Şayet, mera, yaylak ve kışlak yetkili mercice bir veya birkaç Köy ya da Belediye’ye tahsis edilmemişse yararlanma hakkının kimde olduğunun saptanmasında kadim kullanmaya bakılır. Somut olayda; davacı köyler 4 ve 5 parseller üzerinde kadim kullanma haklarının bulunduğu ileri sürmüşler ve bazı delillere dayanmışlardır. Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve yapılan keşif ve keşifte izlenen yöntem hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır....

            Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....

              Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kabulüne, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfiyle gösterilen meraya tecavüzün men'ine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ... merasına elatmanın önlenmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ... kadastrosu yapılmamıştır. Somut olayda, davacı ... tüzel kişiliği, davalı ... Bakanlığına husumet yönelterek dava konusu taşınmazın mera niteliğindeki yerlerden olduğu iddiasıyla ... merasına elatmanın önlenmesi talep ve dava etmiştir. Ne var ki, mahkemece mahallinde icra edilen keşif sırasında, uzman ... bilirkişisi tarafından eski tarihli memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı, ... sayılan yerlerden olduğu saptanmıştır. ... vasfındaki taşınmazlar yönünden dava açma hakkı ... ile ......

                Mera Kanunu'nun 11. maddesinde, "Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır. Hesaplamada, bir büyükbaş hayvan birimi için verilmesi gerekli olan mera, yaylak ve kışlak alanı üzerinden o yerlerdeki çiftçi ailelerinin otlatma hakkı bulunur." hükmü bulunmaktadır....

                  Davacılar vekili, davaya konu yaylalardan köy ve mahalle sakinlerinin yararlanmaya devam edeceğini, devlet ormanı içinde kalan yaylalardan yararlanmaya bir engel bulunmadığını, Kırkkavak mahallesi halkından Mevlüt Çabuk isimli şahsın yaptığı evin dava konusu edilen yerde kaldığını, taleplerinin mülkiyete ilişkin olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yaylaya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Meraların mülkiyeti hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir. 4342 sayılı Mera Kanunun Mera, Yaylak ve Kışlaların Hukuki Durumu kenar başlıklı 4. maddesinde, Mera, Yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyelere ait olduğu, bu yerlerin Devletin Hüküm ve tasarrufu altında olduğu, aynı kanunun 6. maddesinde mera yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı ifade edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu