"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 8.6.2006 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava mera vasıflı taşınmaza elatmanın önlenmesi ile meranın eski hale getirilmesi bedeli ve ot bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemi ile açılmış, davalı davanın reddini savunmuştur....
Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemine ilşkindir. Esas, 2010/657 Karar sayılı dosyasında; meraya elatmanın önlenmesi davası açtığı, dava konusu yerin davacı ile davalı köylülerin ortak kullanımında ve mera vasfında olduğundan davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 10/10/2011 tarihinde kesinleştiği açıktır. Bu karara göre dava konusu meradan tarafların ortak yararlanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı köyün bu yerden kendilerinin istifadesini engellediğini belirterek dava açtığına göre kesinleşmiş bu karardan sonraki tarihte davalının bir engellemesi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İncelemeye konu uyuşmazlık, davanın yetkisizlik kararının eksik incelemeye ve/veya hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı, hükmün fer'ilerinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/02/2022 tarih, 2020/30 esas 2022/54 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (mera tespit komisyonu kararının iptali) istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. "...Dava, meranın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2021 NUMARASI : 2019/407 ESAS - 2021/270 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Meraya Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getime Bedelinin Tahsili) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Iğdır ili Merkez ilçesi, Karaçomak Köyüne ait 151 ada 312 ve 151 ada 307 numaralı mera parsellerini tarla açmak veya yapı yapmak suretiyle işgal eden davalı işgalcilerin söz konusu mera alanı üzerindeki işgalallerinin gün geçtikçe artması sebebiyle işgallerin önüne geçmek amacıyla İl Mera Komisyonu tarafından 31/10/2018 tarih ve 2018/20 sayılı Kararla Karaçomak köyüne ait mera parselinin vasfını bozarak tarla haline getiren kişilerden merayı eski haline getirmek için 4342 sayılı Mera Kanunun 4....
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, davacı ile yapılan kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesine göre meralar kullanma hakkı bir veya birden çok köye veya belediyeye bırakılan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Meranın özel mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması, sınırlarının daraltılması olanaklı değildir. Harman yerleri, köy halkının tümünün yararlandığı harman yapılmak üzere ya yetkili merci tarafından tahsis edilen ya da kadim kullanma biçimi harman yeri olan köy orta malı taşınmazlardandır. Bu gibi yerlerin yararlanma hakkı ilgili köy ve belde halkına ait ise de kuru mülkiyeti devlete aittir. Yine belirtilmelidir ki, harman yerlerinin özellikleri mera, yaylak ve kışlakların özelliklerinden farklı değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ESKİ HALE GETİRME -KARAR- Dava, mera ve yaylak vasıflı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 7.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2023 NUMARASI : 2017/282 ESAS, 2023/205 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak ve Kışlağa İlişkin Davalar (Mera Kullanımına İlişkin) KARAR : Amasya 1....
Hukuki anlamda tahsis çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal ... ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek münferiden ya da müştereken yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da Belediye’ye bırakılmasıdır. Mera Komisyonlarınca tespit ya da tahdit işlemlerinin 4342 sayılı Mera Kanunun 4.maddesinde gösterilen ölçülere uygun yapılması gerekir. Başka bir deyişle eğer o taşınmaz hakkında önceden tahsis yoksa diğer kriterlerin dışında kadim kullanma hakkının gözetilmesi zorunludur. Gerçekten bir yörede Mera Komisyonu çalışmaya başlamış, mera, yaylak ve kışlakların tespit ve tahsis işlemleri yapılmış, bunların sonuçları ilan edilmiş, komisyon kararlarına karşı yasanın 13.maddesinde tayin olunan 30 günlük süre içerisinde dava açılmamışsa tespit ve tahsis kararları kesinleşir. Yine yasanın 15.maddesi uyarınca da tahsis kararında değişiklik 5 yıl geçmeden istenemez....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....