KARŞI OY : (X)- Dava, Kırıkkale ili, Çelebi ilçesi sınırları içerisinde kalan 92.84 hektarlık alana ilişkin olarak verilen ve ... numaralı II (a) grubu maden işletme ruhsat sahası içerisinde yer alan ... ada, ... parsel sayılı mera vasıflı taşınmazda ekonomik ve işletmeye elverişli maden bulunduğu gerekçesiyle taşınmazın 65.270,803 m2 büyüklüğündeki kısmının 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca tahsis amacının değiştirilmesi istemiyle yapılan başvurunun Kırıkkale Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı yazısı ile bildirilen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14. maddesinin 1. fıkrasında; tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaktan bu Kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamayacağı, ancak, bu Kanuna veya daha önceki Kanunlara göre mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerden; 3213 sayılı Maden Kanunu ve 6326 sayılı...
Bu nedenle 668 sayılı mera parseli ile 411 sayılı mera parsellerine ait kadastro tutanakları ve ekleriyle sırasıyla tahsise esas alınan belgeler ve gittiği parsellere ilişkin karar ve tutanaklar ile 411 sayılı mera parselinin toplulaştırmaya esas alınan belgeler ve gittiği parsellere ilişkin tescile dayanak yapılan yine tutanak ve belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, özellikle 668 sayılı parsele ait kadastro tutanağının kesinleşme tarihinin tutanakta belirtilmesi, 3-Teknik bilirkişi Mehmet Coşkun’un 18.04.2011 tarihli rapor ve krokisi ile Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen 668 sayılı parsele ait yazı ekindeki Mera, Yaylak ve Kışlak Kütüğüne ilişkin sayfanın fotokopisi eklenmek suretiyle dava konusu yapılan ve teknik bilirkişinin krokisinde A harfi ile işaretli taşınmazın 668 sayılı mera parseli kapsamında kalıp kalmadığı konusunda aynı teknik bilirkişiden mahkemece ek rapor istenilmesi, dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri...
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4) 31.5.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı...”öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Hükmü, davalı Hazine ile Belediye temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesi (e) bendinde yaylak; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olarak tanımlanmıştır. Yasanın 4.maddesinin ilk fıkrasında yaylakların kullanma (yararlanma) hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olduğu kabul edilmiştir. Hangi nitelikteki taşınmazların mera, yaylak ve kışlak olarak köylere veya belediyelere tahsis edileceği yasanın 5.maddesinde gösterilmiş bulunmaktadır. Kuşkusuz, Mera Kanununa göre bir yerin yaylak olarak tahdit ve tahsis işlemini yapacak kuruluş mera komisyonlarıdır....
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesi (e) bendinde yaylak; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olarak tanımlanmıştır. Yasanın 4.maddesinin ilk fıkrasında yaylakların kullanma (yararlanma) hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olduğu kabul edilmiştir. Hangi nitelikteki taşınmazların mera, yaylak ve kışlak olarak köylere veya belediyelere tahsis edileceği yasanın 5.maddesinde gösterilmiş bulunmaktadır. Kuşkusuz, Mera Kanununa göre bir yerin yaylak olarak tahdit ve tahsis işlemini yapacak kuruluş mera komisyonlarıdır....
Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....
Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....
Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....
Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....
Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....