Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e yönelik dava yönünden de; Yerel mahkemenin hüküm tarihinden sonra 4342 sayılı Mera Kanunu'nun geçici 3.maddesinde 20.06.2007 tarih ve 26558 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 03.06.2007 tarihli 5685 sayılı kanunla değişiklik yapılmış “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır. Ancak, bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri bedel talep edilmeksizin aynen devam eder. Bunlar hakkında Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/178 KARAR NO : 2020/1647 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2013/29 ESAS - 2019/148 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Meraya Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getime Bedelinin Tahsili) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili Karayazı ilçesi Yukarı Söylemez köyü 108 ada 1 parsel sayılı mera vasfındaki taşınmazın 19.925,00 m2 sinin davalı tarafça taş ocağı olarak kullanılmak suretiyle fuzulen işgal edilmiş olduğunu, 12/08/2009- 12/08/2010 tarihleri arasında bir yıllık döneme ilişkin 38.563,00 TL ecrimisil tahakkuk ettirilerek davalıya tebliğ edildiğini, söz konusu ihbarname için davalı tarafça Erzurum 1....

    Yaşamını genelde çiftçilikle sürdürülen kişilerin hayvanlarını otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, ziraat yapmak, bağ ve bahçe yetiştirmek için tarım taşınmazlarına ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri olgusunu göz ardı etmek, mera yaylak ve kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamak mümkün değildir. Davacının iddiası ve dosya kapsamına göre, davada sağlıklı bir sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmazın kadim Şıhlı Köyü sınırları içinde kalıp kalmadığının ve bu köyün ikamet edilen veya tarım alanları kapsamında olup olmadığının saptanması önem kazanmaktadır....

      Yaşamını genelde çiftçilikle sürdürülen kişilerin hayvanlarını otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, ziraat yapmak, bağ ve bahçe yetiştirmek için tarım taşınmazlarına ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri olgusunu göz ardı etmek, mera yaylak ve kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamak mümkün değildir. Davacının iddiası ve dosya kapsamına göre, davada sağlıklı bir sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmazın kadim Şıhlı Köyü sınırları içinde kalıp kalmadığının ve bu köyün ikamet edilen veya tarım alanları kapsamında olup olmadığının saptanması önem kazanmaktadır....

        Yaşamını genelde çiftçilikle sürdürülen kişilerin hayvanlarını otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, ziraat yapmak, bağ ve bahçe yetiştirmek için tarım taşınmazlarına ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri olgusunu göz ardı etmek, mera yaylak ve kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamak mümkün değildir. Davacının iddiası ve dosya kapsamına göre, davada sağlıklı bir sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmazın kadim Şıhlı Köyü sınırları içinde kalıp kalmadığının ve bu köyün ikamet edilen veya tarım alanları kapsamında olup olmadığının saptanması önem kazanmaktadır....

          Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyonunun 16/03/2007 tarih ve 2007/10 K. sayılı kararı ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yaylak vasıflı yerlerden olduğuna karar verildiğini, ilgili kararın süresi içinde askıya çıkarıldığını ve kanunî süresi içinde dava açtıklarını, zilyet ve maliki olduğu dava konusu taşınmazların 4342 sayılı Kanunun tarifindeki gibi kadimden beri mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılan yerlerden olmadığını, kadimden beri bu şekilde kullanılmayan, aksine evvelinden beri tarım amaçlı kullanılan ve tapu kayıtlarında da tarla vasfında gözüken ve halen de tarla olarak kullanılmaya devam edilen arazilerinin de bu vasıf dışına çıkarılarak yaylak olarak tahsis edilmesinin mümkün olmadığını, yörede kanunda yer alan yaylak tanımına uygun bir kullanım halinin yani çiftçilik ile uğraşarak yazı geçirmek veya hayvan otlatmak üzere taşınmazların kullanımının da sözkonusu olmadığını, ayrıca, iptale konu komisyon kararında yaylak olarak tahsisi öngörülen alanların tam olarak nereyi...

            ilgili yapılan kadastro tespitinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadim mera olduğunu, ayrıca davalının dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliğinin, kullanımının bulunmadığını, davalı lehine TMK'nın 713. maddesinde belirtilen zilyetlikle kazanıma ilişkin şartlar gerçekleşmemesine rağmen hukuka aykırı olarak davalı adına tescil işleminin yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına karar verilmesini talep edilmiştir....

            ilgili yapılan kadastro tespitinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadim mera olduğunu, ayrıca davalının dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliğinin, kullanımının bulunmadığını, davalı lehine TMK'nın 713. maddesinde belirtilen zilyetlikle kazanıma ilişkin şartlar gerçekleşmemesine rağmen hukuka aykırı olarak davalı adına tescil işleminin yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına karar verilmesini talep edilmiştir....

            Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Mera ve yaylaya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

              Bunlar hakkında Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir. Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....

                UYAP Entegrasyonu