Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orta malı mera ve yaylaklar gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tespit ve tescil edilemez. Mera, yaylak ve kışlaklar satılamaz ve devredilemez. Şeklinde açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların mera vasfı ile mera özel siciline tesciline karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu, eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu, taşınmazların mera vasfı bulunmadığından bahisle kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır....

Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orta malı mera ve yaylaklar gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tespit ve tescil edilemez. Mera, yaylak ve kışlaklar satılamaz ve devredilemez. Şeklinde açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların mera vasfı ile mera özel siciline tesciline karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu, eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu, taşınmazların mera vasfı bulunmadığından bahisle kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır....

Taşınmazın öncesinin kadim mera ve yaylak niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılırken yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ve ziraat ve toprak uzmanı bilirkişi kurulu aracılığı ile tesbiti, Toprak Tevzi Komisyonu veya kadastroca işlem gören yerlerde komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı belgeler getirtilerek mahalline uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği tespit edilerek nizalı taşınmaz ve çevreleyen komşu taşınmazın mera ve yaylak niteliğinde olup olmadığı araştırılması öncelikle kayden gerekir....

    yerler, b) Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler, c) Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılacak yerler ve d) Tapu kayıtlarında mera, yaylak ve kışlak olarak görülen ve halen işgal edilen yerler hükmüyle bu hususun düzenlendiğini, dava konusu yerler de m.5/b'de düzenlenen yerlerden olduğunu, Hazinenin mülkiyetinde bulunan yerlerin yapılan etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceği anlaşılmış ve gereğinin yapıldığını, davacının zilyetliğinin tespiti ve bunun tapu kütüğüne şerhi bu davayla ilgili olmadığını ve birlikte açılamayacağını, zilyetliğin tespiti bir tespit davası olduğunu, çekişmesiz yargının konusu olduğunu, müvekkili ile bunun ilgisi olmadığını, davanın öncelikle görev o olmazsa usulden ve süre yönünden, o da olmazsa esastan reddini lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir....

    Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....

      Dava konusu taşınmaz tapuda davacı Hazine adına tarla niteliğiyle kayıtlı olup, mera tahsis çalışmaları sırasında mera kaynakları arasına alınarak davalıya tahsis edilmiştir. 4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, değinilen biçimde işlem yapılmadığından dava konusu yerin mera kaynakları arasına alınması olanaklı değildir....

        Dava konusu taşınmaz tapuda davacı Hazine adına tarla niteliğiyle kayıtlı olup, mera tahsis çalışmaları sırasında mera kaynakları arasına alınarak davalıya tahsis edilmiştir. 4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, değinilen biçimde işlem yapılmadığından dava konusu yerin mera kaynakları arasına alınması olanaklı değildir....

          Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....

            Mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin uyuşmazlıklar ferman, şer’i ilam, tahsis kararı vs resmi belgelere veya kadim yararlanma hakkına dayanılarak çözümlenir. Davaya konu mera vasıflı 111 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 1964 yılında toprak tevzi komisyonu kararı ile davalı ... merası olarak 444 parsel olarak tespit edilmiş, fakat bu karar kesinleşmemiştir. 1965 yılında toprak tevzi komisyonu bu kere 20 parsel numarası ile aynı taşınmazı davacı ... merası olarak tahsis etmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz 1988 yılında kadastro çalışmaları ile 111 ada 2 parsel numarasını almış ve davalı ... merası olarak özel siciline tescil edilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere davacı ... tüzel kişiliği lehine 4342 sayılı Mera Kanununun 5/a. Maddesi uyarınca kesinleşen tahsis kararı bulunduğundan davanın kabulü gerekirken, hudutname uygulamak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2005 gününde verilen dilekçe ile mera komisyonu kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 11.03.2005 tarih 5 sayılı mera komisyon kararının iptalini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın mera vasfında, tarıma elverişli olmayan arazi vasfında olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 4342 Sayılı Kanunun 6.maddesi hükmü uyarınca, mera, yaylak ve kışlakları tespit, tahdit ve tahsis işlemleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır....

                UYAP Entegrasyonu