WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle; hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan sayılı kelimesinden sonra gelen “taşınmazın mera olan vasfının iptali” cümlesi kaldırılarak, yerine “taşınmaza ilişkin mera komisyonu tarafından yapılan mera tesbit ve tahdit çalışmaları ile tahsis çalışmalarının iptaline ve taşınmazın mera olan kaydının iptali” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 30/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar T32 ve arkadaşları vekili " dava konusu Amasya İli, Taşova İlçesi, Yolaçan Köyü 101 ada 45 parsel ve 101 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazların gerçekte mera-yaylak vasfında olmamasına rağmen tapuda mera-yaylak olarak tescil edildiğini, bilirkişi raporu ile mera-yaylak vasfının olmadığı tespit edildiği halde yerel mahkeme tarafından raporun değerlendirmeye alınmadığını, dava konusu ile ilişkilendirilemeyen gerekçelerle davanın reddedildiğini, yerel mahkeme tarafından taşınmazların mera-yaylak vasfının son bulmuş olması ve özellikle 2/B kapsamına uygun olmasının özellikle değerlendirilmesi gerekirken bu değerlendirmenin yapılmadığını, davacıların mera tahsis değişikliği kararı olmadığı için taşınmazların mera vasfından çıkarılması için bu davayı açtıklarını, mera-yaylak vasfında olmayan bir taşınmazın tapuda halen mera-yaylak olarak gösterilmesinden kaynaklanan bir durumun söz konusu olduğunu, davanın konusunun da esasen bu olduğunu, müvekkillerinin...

    Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışla olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” hükmü getirilmiştir....

      Bir köyün yada beldenin kadim olması onun sınırları içinde kalan yerler içinde yayla, orman yada mera bulunamayacağı anlamına gelmez. Bir beldenin, yerleşke merkezi ve ona yeterli etrafındaki bağ, bahçe yeri hakkında ileriye sürülen yayla iddiası yöntemince kanıtlanmadığı sürece yayla kabul edilemez ve bu bölümlerde varlığı tespit edilen özel mülkiyet alanları korunur. Dosyaya yansıyan bilgi ve belgeler ve aynı yer mahkemesince ... Köyü ve civarı taşınmazlar hakkında yayla iddiası ile açılan davalar sonucu ve temyiz edilmek suretiyle Daireye gelen kararlardan ... Köyü ilk yerleşkesinin ve civarı bağ, bahçe ve tarla yerlerinin İledin Gediğinden Esat Deresini takiben otobana ulaşan hattın kuzeyini teşkil eden ve içerisinde .... Mah., ........

        Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, ... adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra ... tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek ... adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda ... adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir" hükmü getirilmiştir....

          planları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır....

            Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

              Somut olayda ise; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti yapılarak mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verildiği, Mera komisyonu tahdit ve tespit çalışmalarının yapılmadığı, 4342 sayılı Mera Kanununun 21/2 maddesinin mera komisyonları tarafından alınmış tahsis kararlarına karşı uygulanabileceği eldeki davada ise, davacının kadim mera iddiasına dayalı olarak talepte bulunduğu, bu durumda Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde yazılı hak düşürücü süreninde uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilerek, çekişmenin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Bu kapsamda mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

                Dava konusu taşınmaz 07.04.1973 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici olarak bırakıldığı, Mera Komisyonunun 08.05.2009 tarih ve 532 sayılı Kararı ile mera olarak tahsis edildiği, davacının 25 - 30 yıldan beri kullandığı anlaşılmaktadır. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4)....

                  Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır...

                    UYAP Entegrasyonu