Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zorunlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın kabulünü, davalının taşınmazlara müdahalesinin önlenmesini, taşınmazın kal'ine ve kal (mera haline getirme) masraflarının davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa ... olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetinin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma ... olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.11.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı davanın kötüniyetli açıldığını, reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiş, bilirkişi krokisinde A, B ve C harfleri ile işaretlenen ...sayılı parselin sınırında toplam 71,88 metrekare, ...numaralı parselin sınırında ise 3.88 metrekare yere davalının duvar örmek suretiyle haksız elatmasının kal edilerek kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

      Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Yapılan keşif ve uygulamaya göre 3152 sayılı mera parseli üzerinde davalı tarafından inşa edilen ve bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen hayvan barınağı bulunduğu sabittir. Her ne kadar 4342 Sayılı Mera Kanununun 20.maddesi uyarınca yaylak ve kışlaklarda, kullanma amacına uygun bu gibi yerlerin inşasına izin verilmiş ise de, anılan hüküm yaylak ve kışlak alanlarında uygulanabilir. Çekişme konusu 3152 sayılı parselin mera olması nedeniyle, kullanma amacına uygun da olsa üzerine yapı yapılması olanaksızdır. Dolayısıyla, davalının 3152 sayılı mera parseline haksız elatması nedeniyle bu bölüme yönelik istemin kabulü gerekirken bazı gerekçelerle reddi doğru değildir. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır....

        Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, mera ve yaylaya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca Dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, mera ve yaylaya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 14.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 23.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığı, gerçek kişiler tarafından sınırlandırmanın iptali ve adlarına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesine dava açtıkları, açılan bu davada Hazinenin taraf olmadığından Hazinenin elatmanın önlenmesi isteminde de bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu 644 parsel sayılı taşınmazın kadastroda mera olarak sınırlandırıldığı, gerçek kişiler tarafından Kadastro Mahkemesinde sınırlandırmanın iptali ve adlarına tescili istemiyle 1995/46 Esas sayılı dosyada dava açıldığı ve açılan davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesi hükmü uyarınca mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Anılan madde hükmü uyarınca, meranın kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı ise köy veya belediyelere aittir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.5.1999 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 1.9.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yaylaya elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Davada elatma ve kal istendiğinden, davanın değeri elatılan yer ile kal'i istenilen binaların toplam değerinden oluşmaktadır. 26.7.1999 tarihli bilirkişi raporuna göre; sadece binaların toplam değerinin 991.000.000 TL hesap edildiğinden dava tarihine göre davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2020/144 ESAS - 2021/406 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Meraya Elatmanın Önlenmesi Ve Kal.)...

                  UYAP Entegrasyonu