Dava, Tarım ve Köy İşleri Baykanlığı tarafından açılan elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesinde meraların hukuki durumu belirlenmiş, 5.maddesinde ise mera olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6 maddede tesbit ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca yapılacağı bildirilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralarda Hazinenin mülk sahibi olarak dava açma hakkı vardır. Mera Kanununun 6.maddesinde mera, yaylak ve kışlakların tesbit, tahdit ve tahsisinin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığıca yapılacağı belirtilmiş olup, bakanlığın yetkisi tesbit, tahsis ve tahsisin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan anılan bakanlığın genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma ya da sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.10.2005 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve muarazaanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.11.2007 mün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemi ile açılmıştır. Davalı ..., dava konusu yerin kendi idaresi sınırları içerisinde kaldığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeli mera davalı köyün idare sınırları içerisinde kaldığı saptandığından, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı ... temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3.maddesinde yapılan tanıma göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki Yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2020/43 ESAS - 2021/598 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Meraya Elatmanın Önlenmesi) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Iğdır ili Merkez ilçesi Harmandöven köyü 113 ada, 4 parselde kayıtlı Harmandöven Köyü sınırları içerisinde bulunan taşınmazın müvekkili T3 tahsis edildiğini ve uzun yıllardır köy sakinleri tarafından kullanılmasına karar verildiğini, tespit ve tahsis kararlarına rağmen yıllar geçtikçe davalı komşu köy olan Nişankaya Köyü Tüzelkişiliğinin belirtilen iki köyün arasında ve sınırında bulunan araziye meraya el atmaya başladığını ve zapt ettiğini, taşınmazın müvekkili köy tarafından mera olarak kullanıldığını, hayvancılık yapan köylülerin geçimi için zorunlu olduğunu, belirtilen nedenlerle müvekkili T3 ait meraya yapılan elatmanın önlenmesine ve taşınmazın eski hale...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Ordu 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/238 esas, 2023/68 karar sayılı dava dosyasında verilen mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (yayla sınırlandırmasının iptali ve aidiyetin tespiti) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (yayla sınırlandırmasının iptali ve aidiyetin tespiti) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2020/110 2022/256 DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Meraya Elatmanın Önlenmesi ve sınır tespiti) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Mera ve yaylaya elatmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....
Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 4342 sayılı Mera Kanununun .... maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, .... maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, .... maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin ... ve ... Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın .../... maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir. Mera Kanununun .... maddesinde mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdidinin ... ve ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2020/87 ESAS - 2021/408 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Yaylaya Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Iğdır ili Hoşhaber beldesinde bulunan otlakiye alanını işgal etmek suretiyle zarar verenler hakkında il idare kurulu tarafından mal zilyetliğine yapılan tecavüzlerin önlenmesi hakkındaki kanun kapsamında men kararları çeşitli tarihlerde alındığını, kararın infaz edildiğini, belirtilen nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 6.450,20 TL zararın 01.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı adına Hazine tarafından açılmıştır. Mera ve yaylaya elatmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. madde de mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. madde de ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....