ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2021 NUMARASI : 2020/121 ESAS - 2021/90 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Kışlağa Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı T3 Tic. A.Ş. ye ait çimento fabrikasının, müvekkili T1 yakınlarında faaliyetine devam ettiğini ve üretimi için gerekli ham madde ihtiyacını müvekkil köyün de içerisinde bulunduğu civar köylere ait mera ve köy orta malı niteliğindeki araziden temin ettiğini, tescil harici bırakılarak Bozkale Köyüne mera olarak tahsis edilen köy merasının bir kısmında 4342 sayılı Mera Kanununun 14....
Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1. maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1. maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....
Bir köyün yada beldenin kadim olması onun sınırları içinde kalan yerler içinde yayla, orman yada mera bulunamayacağı anlamına gelmez. Bir beldenin, yerleşke merkezi ve ona yeterli etrafındaki bağ, bahçe yeri hakkında ileriye sürülen yayla iddiası yöntemince kanıtlanmadığı sürece yayla kabul edilemez ve bu bölümlerde varlığı tespit edilen özel mülkiyet alanları korunur. Dosyaya yansıyan bilgi ve belgeler ve aynı yer mahkemesince ... Köyü ve civarı taşınmazlar hakkında yayla iddiası ile açılan davalar sonucu ve temyiz edilmek suretiyle Daireye gelen kararlardan ... Köyü ilk yerleşkesinin ve civarı bağ, bahçe ve tarla yerlerinin İledin Gediğinden Esat Deresini takiben otobana ulaşan hattın kuzeyini teşkil eden ve içerisinde .... Mah., ........
planları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/397 ESAS 2022/425 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Tapu İptali Ve Mera Olarak Sınırlandırma) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Davacı Vekili tarafından İstinaf yoluyla incelenmesi istenilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı Vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Sivas İli, Merkez İlçesi, Eskiapardı Köyü, Öz mevkiinde bulunan 113 Ada, 220 Parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sonucunda davalılar ve davalıların murisleri adına senetsizden tespit ve tescil edildiğini, bu tespit ve tescil işleminin hatalı olduğun, mahallinde yapılan incelemede de, dava konusu taşınmaz ve etrafındaki diğer taşınmazların, eski göl yerinin kurutulması sonucunda oluşan mera vasfındaki yerlerden olduğunu, kadastroca şahıslar adına tespit görmüş ise de taşınmaz-ların...
Daha sonra 4342 Sayılı Yasaya göre 2000 yılında yapılıp 28.12.2001 – 28.01.2002 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen mera, yaylak ve kışlakların tespit ve tahdidi çalışması ile 2009 yılında yapılıp 19.06.2009 tarihinde Valilik tarafından onaylanıp 15.07.2009 – 13.08.2009 tarihleri arasında ilan edilen ve açılan dava nedeniyle kesinleşmeyen Mera, Yaylak, Kışlak ve Çayırların Tahsisi çalışması vardır. Çekişmeli taşınmazlar bu tahsis çalışmasında ... Köyü'ne tahsis edilmiştir....
Yargılamanın devam ettiği sırada eldeki davanın davalıları ... ve arkadaşları, ..., ... Valiliği ve dahili davalı Hazineyi hasım göstererek Mera Tespit Komisyonu Kararının iptali istemi ile dava açmış, bu davanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verildikten sonra mahkemece davacı Hazinenin davasından yasa gereği vazgeçmiş sayılmasına, birleşen 2009/587 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, asıl davanın davacısı ve birleşen davanın davalılarından Hazine vekili, Belediye Başkanlığı ve davalılar temyiz etmiştir. Davacı ... kadastro işlemi sonucu özel mülk olarak belirlenen dava konusu taşınmazın yayla yeri olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Yargılama devam ederken Mera Tespit Komisyonu aynı yeri yayla olarak tespit ederek ... Belediyesine tahsis kararı almıştır. 4342 sayılı Mera Kanununun 6. maddesine göre; mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır....