Davacılar kadastro sırasında mera niteliği ile sınırlandırılan taşınmaz hakkında Hazineyi hasım göstermek suretiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Meraların mülkiyeti Hazine'ye, kullanma hakkı taşınmazın bulunduğu Köy Tüzel Kişiliğine ait olup davada Köy Tüzel Kişiliğinin de taraf olması zorunludur. Mahkemece dava dilekçesi, yasal hasım olan Eskiömerler Köyü Tüzel Kişiliğine tebliğ edilmek suretiyle husumet yaygınlaştırılmak suretiyle davada taraf koşulu sağlanmadığı gibi çekişmeli (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerin nitelikleri, mera olup olmadığı konusunda yöntemine uygun araştırma da yapılamamıştır....
Görülüyor ki Mera Kanunu, komisyonca tahsis işlemi gerçekleştirilirken kadim yararlanma biçimini veya mera, yaylak ve kışlakların hangi köy veya belediyenin idari sınırları içinde ise o köy veya belediyeye tahsis edilmesi gerektiğini bir ölçü olarak kabul etmemiştir. Mera Kanunu’nun tahsis için kabul ettiği kıstas o köy veya belediyenin mera, yaylak ve kışlaklara olan ihtiyacıdır. İhtiyaç unsurunun belirlemesi yapılırken gözetilmesi gereken ölçütlerin neler olduğu de özellikle yasanın 11. maddesinde sıralanmıştır. Öte yandan ihtiyaç tespiti yapılırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenen normların dikkate alınması da zorunludur. Mera Kanununa ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacı köy tüzel kişilerinin dayanmakta olduğu ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/62 esas sayılı dosyasında davacılardan ......
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Karataş Mahallesi 8908 ada 21-22-38-40 parsel sayılı taşınmazların mera tahsisinin iptali ile zilyetliğinde olduğunun tespiti ve tapuya tescilini talep ettiğini, mera tahsisi yapılmış olan köy veya belediyeler, davanın niteliği itibariyle ve Mera Kanunu gereği zorunlu hasım olduğunu ancak davacı taraf davayı ilgili kamu tüzel kişiliğine yöneltmediğini, Mera Kanunu'nun 13 üncü maddesine göre dava açma süresi askı tarihi itibariyle 30 gün olduğunu, buna göre davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, davacının mera tahsisinin iptali hususunda dava açma ehliyeti bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı bulunmadığı gibi yalnızca kullanıcı olduğu iddiasında olduğunu, zilyetlik, tahsis gibi mülkiyeti ilgilendiren bir konuda kullanıcıya dava açma hakkı vermeyeceğini, Maliye Hazinesine ait dava konusu taşınmazların kamu hizmetine tahsis edilmesi hakkında, davacının aktif...
Eldeki davada tahsis iş ve işlemleri 4342 sayılı Mera Kanunu uygulanmak suretiyle yapıldığından öncelikle, Mera Kanunu’nun amacı, arkasından “tahsis” sözcüğünden neyin anlaşılması gerektiği ve Mera Kanunu’na göre köy veya belediyelere mera tahsisi yapılırken üzerinde durulması gereken kuralların neler olduğu hususları irdelenmelidir. 4342 sayılı Mera Kanununun 1.maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır....
, dava konusu edilen ve tahsis kararı verilen bölgenin davacı köy tüzel kişiliğine tahsis edilmesine, ayrıca yargılama giderlerinin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Dava, mera komisyonu kararının iptali ile yaylanın aidiyetinin tespiti ve tahsisi istemlerine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanımlamaya göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir....
Eldeki davada tahsis iş ve işlemleri 4342 sayılı Mera Kanunu uygulanmak suretiyle yapıldığından öncelikle, Mera Kanunu’nun amacı, arkasından “tahsis” sözcüğünden neyin anlaşılması gerektiği ve Mera Kanunu’na göre köy veya belediyelere mera tahsisi yapılırken üzerinde durulması gereken kuralların neler olduğu hususları irdelenmelidir. 4342 sayılı Mera Kanununun 1.maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır....
Eldeki davada tahsis iş ve işlemleri 4342 sayılı Mera Kanunu uygulanmak suretiyle yapıldığından öncelikle, Mera Kanunu’nun amacı, arkasından “tahsis” sözcüğünden neyin anlaşılması gerektiği ve Mera Kanunu’na göre köy veya belediyelere mera tahsisi yapılırken üzerinde durulması gereken kuralların neler olduğu hususları irdelenmelidir. Özetlenerek belirtmek gerekirse; Daha önceleri fermanlarla ya da kanuni düzenlemeye uygun yetkili makamlar tarafından tahsis edilen veya geleneksel olarak mera, yaylak ve kışlak olarak kullanıldığı tespit edilen yerlerin Mera Kanununun getirdiği hükümlere uygun olarak tespiti ile ölçümlemesi yapıldıktan sonra yeniden bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisine Mera Komisyonları yetkilidir. Çünkü sonraki dönemlerde mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanma iddiaları ancak Mera Kanununun 21/1 maddesi gereği özel sicildeki kayda göre ispatlanabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle davacının tutunduğu tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte temini ve tapu kaydının revizyon durumunun araştırılması, ardından dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede mera tahsisi yapılıp yapılmadığının mülki amirlikten sorularak saptanması, var ise mera tahsis haritasının getirtilmesi, bundan sonra yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak, öncelikle mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritasının uygulanması suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin mera tahsisi kapsamında kalıp kalmadığının...
Yönetimi, ... köyü 128 ve 129 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları iddiasıyla, mera tahsis komisyonu kararının iptali ve taşınmazların orman niteliğiyle tescili talepleriyle ... Köy tüzelkişiliğini taraf göstererek dava açmıştır. Mahkemenin 25.05.2011 gün ve 2010/126 E. - 2011/131 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyü 128 sayılı parsel yönünden açılan davanın reddine, 129 sayılı parsel yönünden açılan davanın ise kabulüne ve ... köyü 129 parsel sayılı taşınmaz yönünden mera niteliği ile davalı ... tüzel kişiliğine tahsis edilmesine ilişkin Çanakkale Mera Komisyonunun 14/05/2010 tarih ve 2010/10 karar sayılı tahsis kararının iptali ile 129 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekili tarafından dava konusu 128 parsel sayılı taşınmaz ve yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik olarak temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20....