"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın ödünç para verme ilişkisinden kaynaklanmasına, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmamasına ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın mahkemenin de benimsemesinde olduğu üzere ödünç para verme ilişkisinden kaynaklanmasına ve tarafların sıfatına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-K A R A R- Dosya içeriğine göre dava ödünç verme ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 02/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanmış bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı; tarım ile uğraştığını, davacı ile aralarında borç alıp verme gerçekleştiğini, birbirlerine ödünç para verip aldıklarını, tefecilik olmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın zamanaşımı yönünden reddine yönelik verilen karar, davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 30.05.2019 tarihli ve 2016/30103 E. 2019/6957 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığın taraflar arasındaki ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı, haksız fiile ilişkin BK'nın 72. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, sözleşme ilişkisine uygulanması gereken 818 sayılı BK'nın 125. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresinin de dava tarihi itibariyle henüz dolmadığı bu itibarla davanın esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....
Dava, ödünç verme işleminden kaynaklanan alacağın ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar ve bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) (mutlak ticari davalar), her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar (nispi ticari davalar) ile yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar (üçüncü grup ticari davalar) ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Tüketim Ödüncü başlıklı 386/1. maddesi "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi...
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip konusu senedin tefecilik suretiyle davacılar murisinden alındığı iddiasıyla borcun menfi tespiti talepli davada yerel mahkemece tedbir hususundaki taleplerinin 31.05.2021 tarihli ara karar ile reddine karar verildiğini, tefecilik suçunun 03.06.1933 gün ve 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun’un 17. maddesi ile 11.09.1981 gün ve 2520 sayılı 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesinde düzenlenmişken, ayrıca 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesiyle de düzenleme altına alındığını, davalı tarafça davacılar murisinden alınan bonoların tefecilik suretiyle alındığını, bu durumun davalı hakkında mahkumiyetle sonuçlanan Elbistan 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada her iki tarafın da tacir sıfatına sahip olmadığını, davanın ödünç sözleşmesine dayalı alacak davası olduğunu, taraflar arasında ödünç sözleşmesi bulunup bulunmadığının analizinin ticaret mahkemesinin değil asliye hukuk mahkemesinin görevinde olduğunu belirterek, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf talebine karşı davalının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava; ödünç verildiği iddia edilen çekin bedelinin tahsili için açılan alacak davasıdır. Keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 13/04/2015 olan, 50.000 TL bedelli Finansbank Esenler Şubesine ait, keşidecisi İl-Ba tekstil Gıda ve İnş. San. Tic. Ltd....
Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinde "a) İkrazatçı: Devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişileri", 5. maddesinde "ikrazatçılıkla uğraşacak gerçek kişilerin bir beyanname ile Müsteşarlıktan faaliyet izni almak zorunda oldukları", 9. maddesinde de "Bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin alınmadan, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işlemlerinin yapılması veya bu işlerin meslek ittihaz edilmesi ve Kanun Hükmünde Kararname uyarınca alınan ikrazatçılık izni iptal edildiği halde, ödünç para verme işlerine devam edilmesi, tefecilik sayılır." hükmü yer almaktadır....
Hukuk Dairesi 2016/26284 esas 2019/2984 karar muhalefet şerhi) , eldeki dosyada davacının davalıya yaptığı havale işleminde işlem açıklamasında ''BORÇ'' ibaresinin yazılı olduğu, bu nedenle paranın borç yani ödünç olarak davalıya verildiğinin kabulü gerektiği, her ne karar aksi yönde içtihatlar mevcut olsa da havale evrakında borç ibaresinin bulunması halinde davacının kendi üzerine düşen, ödünç verme olgusunu ispat ettiği kabul edilerek aksini ispat yükünün davalı tarafa geçeceği, ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2017/2259 esas 2018/1700 karar ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/342 esas 2020/2100 karar ) bu nedenle paranın borç yani ödünç olarak davalıya verildiğinin kabulü gerekmekle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....