Ticaret Mahkemesi ise, Türk Medeni Kanunu'nun 962 ilâ 969 uncu maddelerinin taşınır rehni ile ödünç verme işlerini düzenlediği, somut olayda taşınmaz rehni karşılığı ödünç para verildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1-b ve 5/1 maddesine göre Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde öngörülen hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve ticaret mahkemesinde görülürler. Türk Medeni Kanunu'nun 962 ila 969.maddelerinde ise taşınır rehni karılığı ödünç verme işleri düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı davalıya bağımsız bölüm üzerine konan ipotek karşılığı ödünç para vermiş olup, bu husus Türk Medeni Kanunu'nun 970 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda 6102 Sayılı TTK'nin 4.maddesinde sayılmayan bir husustan doğan uyuşmazlığın da genel hususlar çerçevesinde genel mahkemelerde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/12/2021 KARAR TARİHİ : 16/03/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin kendisi hakkında dava konusu icra takibini yaptığını haricen öğrendiğini, takibin konusunu Keles İcra Müdürlüğü’ nün 2017/..... Esas sayılı dosyası incelendiğinde takibin konusunun 14.475,00 TL bedelli 30/12/2015 tanzim tarihli 30/04/2016 vade tarihli senet olduğunu ancak müvekkilinin davalı kuruma hiçbir zaman senet vermediğini ve dava konusu senedi imzalamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacının davalıya 15.592,12 TL borçlu olmadığının tespitine, Keles icra Müdürlüğü’nün 2017......
Davalı, davacıya banka havalesi yoluyla ödünç verdiğini ileri sürerek, alacağının tahsili için takip başlatmış, davacı ise borç verme iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalının havaleyi dava dışı bir şirkete vermesi için kendisine gönderdiğini savunarak, borçlu olmadığının tespiti istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü, onu iddia eden davalıya aittir. Davada dayanılan 17.07.2012 tarihli havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiğine dair bir açıklama yoktur. HMK’nun 203. maddesi gereğince miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesi de mümkün değildir, o halde davalının iddiasını yasal delillerle ispat etmesi gerekmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 08/05/2018 NUMARASI: 2015/1514 Esas - 2018/514 Karar DAVA: Menfi Tesbit -İpoteğin Fekki İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021 Davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili; davalı ile aralarında17/10/2006 tarihli ve 37.000 TL bedelli ödünç para verme sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmeye istinaden de mülkiyeti davacıya ait gayrimenkule 2. dereceden kati borç ipoteği tesis edildiğini,sözleşmenin hukuki anlamda borç para verme ödünç yani karz sözleşmesi olduğunu, davalının borç ödenmediği gerekçesiyle İstanbul ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/560 Esas KARAR NO : 2019/303 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/01/2017 KARAR TARİHİ : 16/05/2019 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davanın, işlemden kaldırıldığı 14/02/2019 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından; Dosya incelendi....
Maddesinin f bendi gereği bankalara,diğer kredi kuruluşlarına,finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarında ve Bankacılık Kanunundan kaynaklı davalarda i----------- görevli olduğundan davanın da bankacılık işlemlerinden kaynaklı olduğu nazara alınarak mahkememiz görevi dışında kaldığı anlaşılmış, -----Asliye Ticaret Mahkemelerince bakılması gerektiğinden anılan mahkemelere dava dosyasının tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna iadesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Dosyanın ------ Mahkemelerine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderilmesine, 2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.17/11/2022...
Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,( TTK madde 4/-f: Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun , rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ile 969. Maddelerinden, 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan, (142....
TTK 4.f maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara ,diğer kredi kuruluşlarına,finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ait düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu açıklanmıştır. TTK 5(1)maddesinde de dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevli kılınmıştır. Uyuşmazlık; davalılardan ... tarafından davacı ... adına "emaneten ödenen"kaydıyla 30.1.2013 tarihinde havale 209.750,75-usd nin iade edilmesi için davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkindir. Yine davacı ... tarafından "emaneten ödenen paranın iadesi"kaydıyla davalı ...'a iade edildiği ileri sürülen para da yine ... adına olan şahsi hesaptan davalı ...'a gönderilmiştir....
Fıkrada sözü edilen 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldıran 30.9.1983 gün ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3'üncü maddesinde, devamlı ve mutat meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. Dolayısıyla; bu Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işiyle uğraşıyor kabul edilebilmek için gerçek kişi olmak ve izin alarak faaliyette bulunmak şart olduğuna göre, tüzel kişilerin, 28'inci maddenin son fıkrasında öngörülen ilk durum sebebiyle banker sayılmalarına ve muamele ve hizmetlerinin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulmasına olanak bulunmamaktadır....
şeklinde açıklanmış; "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (a) bendinde ise: "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen ikrazatçı; devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişileri, ifade eder." tanımlaması yapılmıştır....