Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Davacı tarafın menfi tespit istemine konu haciz ihbarnamesinin gönderildiği icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafın ... Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti, borçlu tarafın ise ... Tic. Ltd. Şti. olduğu, anlaşılmıştır. Bu itibarla icra takip dosyasındaki tarafların her ikisinin de ticari şirket olduğu ve tacir oldukları sabittir. Ticari iş niteliğindeki alacağın takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir" denilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir.İstanbul Anadolu 8....

    Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali-iflas-menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-davalı şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava itirazın kaldırılması ve iflas, birleşen dava menfi tesbit istemine ilişkindir....

      Hukuk Dairesi' nce, menfi tesbit davasının reddine ilişkin hükmün onanmasına, menfi tesbit davasının devamı sırasında davalı kooperatif tarafından davacıya ihtarnameler gönderilerek, 17.12.2004 tarihinde ortaklıktan ihraç kararı verildiği, menfi tesbit davası devam ederken ihtarnameler çekilmesi ve ihraç kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan ortaklıktan ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre, menfi tesbit davasında verilen hüküm Yargıtay' ca onanıp kesinleştiğinden bu dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen ihraç kararının iptali davası yönünden ise bozma kararı doğrultusunda ihraç kararının iptaline karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir....

        İİK md. 89/3'de “İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur" hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca üçüncü şahıs takibin yapıldığı yer mahkemesinde ya da yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası açabilir....

          Mahkemece, asıl dava olan çek iptali davasında 7 adet çekten üçünün davalıda olması nedeniyle 4 çekin iptaline, konusu kalmayan davalı elindeki üç çekten dolayı karar verilmesine yer olmadığına, birleşen menfi tespit davasına konu çeklerdeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle menfi tespit davasının kabulüyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olup, hüküm asıl davanın müdahili ve menfi tespit davasının davalısının vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Çek iptali davalarının meşru hamil tarafından açılması mümkün olup, asıl davada aktif dava ehliyeti bulunmayan keşidecinin açtığı çek iptali davası üzerine dört adet çekin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre temyiz isteminde hukukî yarar bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin üç çeke ilişkin menfi tespit davasına yönelik temyiz istemine gelince, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/634 Esas KARAR NO : 2022/615 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/09/2022 KARAR TARİHİ : 20/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde davalı tarafından---. numaralı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığını, işini kaybetme korkusu ve tehdidi yaratıldığını, baskıyla imzalatıldığını, müvekkilinin davalıya karşı takip dayanağı senetlerden kaynaklanan hiçbir borcu bulunmadığını bu nedenle huzurdaki davayı açmanın hasıl olduğunu, davalının müvekkili aleyhinde aynı konu sebebiyle başlatmış olduğu icra takiplerine karşı ---- Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davasından sonra yeni açılan icra takiplerine...

              Bu durumda, mahkemece hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan kaçırılan fırsat diye adlandırılan menfi zarar miktarı konusunda açıklanan yönteme göre gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, bulunacak menfi zarara, fazla ödeme, gecikme cezası, güncellenmiş teminat miktarı eklenip, geçici kabul kesintileri mahsup edilerek bulunacak miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, menfi zarar hesabı hususunda eksik inceleme ile daha düşük miktarda alacağa hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava İİK'nın 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası olduğu ve menfi tespit davasın da, kambiyo senetine bağlı olması gibi istisnai durumlar hariç, ispat külfetinin davalıda olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukukî ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukukî ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır....

                  Maddesine göre “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” Kanunun açık hükmünden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasının açılması icra takibi şartına bağlı tutulmamıştır. Davacının menfi tespit davası için kendisine karşı icra takibinin yapılmasını veya dava açılmasını beklemeden maddi hukuk anlamında, borcun bir an önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olup, böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yararı bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir. Davacı Kanunla düzenlenen bir haktan yazılı gerekçeyle yoksun bırakılamaz. Dava konusu olayda işe girerken davacıdan boş senet alındığı anlaşılmakla, davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile, senet aslı dosya arasına getirilip işin esasının incelenmesi gerekirken, aksine düşüncelerle hukuki yarar yokluğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    İİK'nun 72/4. maddesi gereğince menfi tespit davasının reddine karar verilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı kalkacağından, bu tarihte icra veznesine yatırılan para ödenebilir hale gelir. Dolayısıyla icra dosyasında, menfi tespit davasının reddine karar verildiği tarihe kadar faizin hesaplanması gerekir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, gerektiğinde Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şikayete konu memurluk işlemi tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun hesaplanarak, dosya alacağının bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu